Şirketlerin daha sonradan iç kaynaklar olan "sermaye yedekleri" ve/veya "kar yedekleri" ile veyahut "rüçhan hakları" kapsamında nakit sermaye artışları sonrasında ortakların yeni aldıkları hisselerin edinim tarihi vergilendirme için önem arz etmektedir. Bilindiği üzere 2 yıl elde tutulduktan sonra satışında vergilendirme yapılmamakta ve bir anlamda gerçek kişi ortaklar için bu işlemler vergiyi doğuran olay kapsamı dışına çıkmaktadır.  Bir başka ifadeyle, verginin konusu dışına çıkmaktadırlar. 
Öncelikle, kurumlar özelinde konuşursak mevcut hisse senetleri dolayısıyla ellerinde bulunan rüçhan hakkı kuponları karşılığında kurumların itibari değeriyle yeni hisse senedi iktisap etmeleri halinde, yeni iktisap edilen söz konusu hisse senetleri açısından iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleri ya da iştirak hissesinin iktisap tarihi esas alınmaktadır. Aynı durum, iştirak edilen kurumun nedeni ne olursa olsun yapmış olduğu sermaye artışı dolayısıyla "bedelsiz" olarak iktisap edilen hisse senetleri açısından da geçerli olacaktır.
Bunun dışında, rüçhan hakkı dolayısıyla itibari değerinden farklı bir değerle hisse senedi iktisap edilmesi durumunda; bu hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleriyle ilişkilendirilmeksizin, fiilen kurumun aktifine girdikleri tarih esas alınacaktır. (KVK Genel Tebliği)
Buna göre, bir kurumun ortağı olan (iştirak ettiği) başka bir kurum için hangi vergilendirme kuralları geçerli ise bu ortak (iştirak eden kurum) kurumla eş zamanlı ortak olan gerçek kişiler için de aynı kuralların geçerli olması lazımdır. Aksi durumda, adil olmayan ve eşitlik ilkesi aykırı, tutarsız ve hukuka aykırı bir sonuca gelinmiş olur. Bu nedenle, gerçek kişi ortağın/ortakların itibari değer ile sahip oldukları yeni hisse senetlerinin iktisap tarihinin de eski hisse senetleri ya da iştirak hissesinin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekir.  
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı kuruma ait değişik tarihler itibarıyla iktisap ettikleri iştirak hisselerinin bir kısmını satmaları durumunda, istisna kazanç tespiti açısından da söz konusu iştirak hisselerinin iki tam yıl aktifte yer alma şartını sağlayıp sağlamadığının tespitinde ilk giren ilk çıkar (FİFO) yönteminin kullanılması gerekmektedir.
Benzer şekilde, Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınacaktır.
  
Sermaye yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmaması gerekir. Dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedi değişecek, bedelinde değişme olmayacaktır. 
Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır. İştirak edenler yönünden bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından doğan kazançlar ise yine ilgili maddede yer alan şartlar dahilinde duruma göre kurumlar vergisinden istisna edilecektir.
Konuyu gerçek kişi ortaklar açısından da ele alacak olursak; 23.03.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olan 232 sayılı Gelir Vergisi TebliğindeGenel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. 
Şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle "itibari değerleri" ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. 
Ortakların rüçhan haklarını sınırlamak suretiyle sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılması durumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilecektir.” 
açıklamasına yer verilmiştir. 
Şirketler tarafından nakit olarak sermaye artırımına gidildiği durumlarda, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.
KVK Genel Tebliğine göre Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.
WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM