ÖNSÖZ
Akaryakıt sektörü yalnızca enerji sektöründe değil, Türkiye ekonomisinde de önemli bir yapıya sahiptir. Akaryakıt piyasası enerji sektörünün içinde en serbest, liberal ve rekabet gücü yüksek olan bir yapıdır.
Hükümetimiz döneminde çıkardığımız Petrol Piyasası Kanunu ve LPG Piyasası Kanunu’yla her iki sektörümüz de serbest piyasa dönemine geçiş yapmıştır. Attığımız bu adımlarla akaryakıt sektörümüz diğer ülkelere de kıyasla ürün ve hizmet kalitesi bakımından üst sıralarda yerini aldı. Hedeflediğimiz tam rekabetçi ve serbest bir piyasa yapısının sonuçlarını bu anlamda almaya başladık.
Sektörün sahip olduğu bir kısım sorunları da gerek üzerinde çalıştığımız, gerekse hali hazırda yaptığımız yasal düzenlemelerle gidermeye başladık. Bu çalışmalarımızın sonucunda kayıt dışı unsurların tamamen azaldığı, daha şeffaf bir piyasa yapısına sektör kavuşmuş olacak. Türkiye’ye durmaksızın hizmet veren sektörün sağlıklı ve kurallı gelişiminin devamı için biz hükümet olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.
“Akaryakıt Sektörüne İlişkin Vergi, Muhasebe ve Hukuk Uygulamaları” kitabı piyasayı tüm yönleriyle incelemek için önemli bir argüman olacaktır. Kitabın, piyasaya ilişkin uygulamalar hakkında doğru bilgi ve fikir edinmek açısından önemli bir kaynak olacağına inanıyorum. Bu önemli kaynağın enerji sektörümüze ve piyasaya hayırlı olmasını diliyorum.
Taner Yıldız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
ÖNSÖZ
Ülkemizde akaryakıt sektöründe yaşanan gelişmeler değerlendirildiğinde piyasa düzeni ve işleyişi için son derece önemli bir yapısal dönüşüme ihtiyaç duyulduğu aşikardır. Bahsi geçen dönüşüm tam anlamıyla olmasa da, bir nebze 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile giderilmeye çalışılmıştır. Mezkur Kanun sektördeki rekabet olgusu üzerinde olumlu katkı sağlamış olsa da, halen katı rekabet koşullarının ve pazar paylarındaki önemli düzeylerdeki sapmaların varlığı görülmektedir.
Adı geçen sektörün, ülkenin her tarafında istihdam sağlama imkânı sunarken; yatırım teşviklerinden yaralanamadıklarına ve çeşitli finansal sorunlarla yüzleştiklerine tanık olmaktayız. Özellikle akaryakıtın ithalinde önemli düzeylerde KDV ve ÖTV alınması, fakat bunun bayilerden tahsilatının aylar sonra gerçekleşmesi sektörde nakit giriş ve çıkışları üzerinde senkronizasyon (uyum) sorunu yaratmaktadır. Ayrıca, sektör ürünleri üzerindeki ortalama %50-%60 düzeylerine varan vergi yükü, dolaysız nitelikteki vergiler nedeniyle gelir dağılımının bozulmasındaki en önemli etken olarak gözümüze çarpmaktadır.
Bir başka yadsınamaz gerçek ise, neredeyse akaryakıtın %90’nı ithal eden bir ülke olarak önemli cari açık problemleri ile karşı karşıya kalmamızdır. Bu noktada, Devletin alacağı önlemlerle özellikle yenilenebilir enerji kaynakları üzerine yoğunlaşmasının ve alternatif enerji üretimine imkân tanıyan tasarruflar içerisine girmesinin gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumun cari açık olgusuna da olumlu katkı yapacağını ifade edebiliriz.
Akaryakıt sektörü oldukça geniş kitleye hitap eden bir sektör olması nedeniyle birçok mali sorunu da bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle, vergi hukuku tabanlı hususlar üzerinde önemle durulması gereken konular olarak gözükmekle birlikte, diğer meri mevzuat hükümleri açısından da birçok özel durumla karşılaşılabildiği anlaşılmaktadır.
Esas itibariyle bugüne kadar sektörün hukuki açıdan yeterli ölçüde gelişmesini tamamlayamadığı ve girişimcilerin birçok hukuki sorunla da karşılaştıkları gözlemlenmektedir. Bu durum, yasal düzenlemelerin gözden geçirilerek sektörün işleyişine olumlu katkılar yapacak şekilde yeniden revize edilmesini gerektirebilir.
Bu sorunların çözümüne yardımcı olacağını umduğumuz bu değerli kaynak niteliğindeki çalışmada tecrübe ve bilgi birikimlerini bizlere aktaran E. Hesap Uzmanı Ali ÇAKMAKCI’yı tebrik ediyor, mesleki hayatında başarılarının devamını diliyorum.
İsmet SEZGİN
Maliye E. Bakanı,
TBMM E. Başkanı
ÖNSÖZ
Ekonomik kalkınmanın ve gelişmenin en temel enerji girdisi akaryakıttır ve bu kaynağa hem dünyada, hem Türkiye’de her geçen gün daha fazla gereksinim duyulmaktadır.
Günümüz dünyasında ekonomi ve siyasette tartışılmaz bir öneme sahip olan akaryakıtın kullanım alanının yaygınlığı bu ürüne bağımlılığı arttırmış ve sonuçta stratejik bir konuma ulaşmıştır.
Üretici ve tüketici ülkeler bu stratejik önemi kısa sürede kavramış ve dünyada ekonomik kalkınma ve büyüme akaryakıta dayalı hale gelmiştir.
Nüfusun artması ve teknolojinin gelişimi ile birlikte enerji tüketiminin de artışı, akaryakıt sektöründe yaşanan gelişme ve değişimlerin yakından izlenmesini gerekli hale getirmektedir.
Türkiye akaryakıt sektörü de son yıllarda hızlı bir gelişme göstermektedir. Siyasi ve ekonomik istikrar beraberinde büyümeyi getirmiş ve sektörde hem ciro ve ürün çeşidi, hem de rekabet artmıştır.
Öte yandan yatırım ortamındaki iyileşmenin de etkisiyle yabancı firmaların yatırım ve ticaret amacıyla pazara girmesi de sektörü büyütmüştür.
Canlı ve dinamik bir sektör olan akaryakıt piyasası, ürettiği yüksek vergi gelirleriyle kamu idaresi için de büyük önem arz etmektedir.
Dolayısıyla, hem özel sektör hem de kamu idaresi akaryakıt sektörünü yakından takip etmek zorundadır.
Sayın Ali Çakmakcı bu kitabıyla sektörün vergisel ve hukuki yapısını bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır. Bu sayede sektörün yapısal durumunu en kapsayıcı yönleriyle sunmaktadır.
Sektörümüz ve ülkemiz için bu güzel eseri meydana getiren E. Hesap Uzmanı Sayın Ali Çakmakcı’yı yürekten kutluyorum. Hem özel sektörümüzün, hem de kamu idaremizin bu kapsamlı çalışmadan en iyi şekilde faydalanmasını diliyorum.
M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU
TOBB Başkanı
Ali ÇAKMAKCI
1982 yılında Konya’da doğdu. 1999 yılında Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Okulu’nu bitirdi ve 2004 yılında Gazi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü (%30 İng)’nden mezun oldu. Aynı yıl yapılan Hesap Uzmanları Kurulu giriş sınavında başarılı olmak suretiyle Hesap Uzman Yardımlığı’na, 2008 yılında yapılan yeterlik sınavında başarı göstererek üçlü kararname ile Hesap Uzmanlığı görevine atanmıştır. 6 yıl boyunca Bakana bağlı olarak üst düzey vergi incelemeleri, karapara soruşturmaları ve bilimsel konularda çalışmalar yaptıktan sonra, 2010 yılında görevinden istifa etmek suretiyle bir üniversitenin Mali İşler Koordinatörlüğü (CFO)’ne ve ilişkili bir şirketin Genel Müdür Yardımcılığı’na atanmıştır. 2012 yılında ise akaryakıt, inşaat, sigorta, hastane, üniversite gibi konularda faaliyette bulunan bir şirkete Genel Müdür Yardımcısı olmuştur.
Başta vergi hukuku olmak üzere, ticaret hukuku, yükseköğretim mevzuatı, ekonomi, özelleştirme, UFRS gibi çeşitli alanlarda yazılmış ve ulusal yayın yapan dergilerde yayımlanmış yaklaşık 70 adet makalesi bulunmaktadır. Özelleştirme uygulamaları üzerine bilimsel tez çalışmaları ve Vakıf Üniversitelerinin Mali Sorunları (2013/Seçkin Yayınevi) isimli bir kitabı bulunmaktadır.
YMM hakkına (2014) ve Bağımsız Denetim Sertifikalarına sahiptir.
İyi derecede İngilizce bilmektedir, evli ve bir oğlu bulunmaktadır.
Sevgili Eşim, Oğlum Ramazan Efe,
Ailem ve Rahmetli Kardeşime…
PETROL PİYASASINA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMER
1 .Akaryakıt Piyasasında Lisans, Sahiplerine Ne Gibi Hak ve Yükümlülükler Getirmektedir?:
2.Her Piyasa Faaliyeti İçin Lisans Almak Gerekir Mi? Lisans Almak İçin Bayi Sayısı Veya Depolama Kapasitesi Gibi Kriterler Var Mıdır?
3.EPDK’ya Kimler Lisans Başvurusunda Bulunabilir?
4.Lisans Alınmasında Aranan Özel Şartlar:
5.Rafinerilerinin Faaliyet Alanları İle Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?
6.Kanunda Akaryakıt Dağıtım Şirketlerine Verilen Görevler Nelerdir?
7.Dağıtım Şirketlerinin Asgari Satış Koşulları:
8.Dağıtıcıların Pazar Paylarına İlişkin Sınırlama Var Mıdır?
9.İşleme Lisansı Kapsamındaki Faaliyetler:
10.Madeni Yağ Lisansı Faaliyetleri:
11.Depolama Lisansı Faaliyetleri:
12.İletim Lisansı Faaliyetleri:
13.İletim Ve Depolama Sahiplerinin Talebi Karşılama Zorunluluğu:
14.Petrol Piyasasında Akaryakıt Bayililiği ve Bayi Tabiri Nedir?
15.İhrakiye Satış Ve İhrakiye Şirketi Neyi İfade Etmektedir?
16.Kanuna Göre İşleme Faaliyetinin Kapsamı Nedir?
17. Serbest Kullanıcı ve Limitleri Nelerdir?
18.5015 Sayılı Kanunda Kaçak Akaryakıtın Anlamı Nedir?
19.Kanun Kapsamında Akaryakıt İstasyonu İçin Kilometre Sınırlaması Nedir? Uygulama Nasıl İşleme Konulmaktadır? LPG İçinde Aynı Sınırlamalar Var Mıdır?
20.Hangi Faaliyetler Lisansı Zorunlu Tutmaktadır? Lisans Türleri Nelerdir?:
21. 5015 Sayılı Kanunla Birlikte Akaryakıtta Fiyat Politikası Nasıl Oluşmuştur?:
22.Sektörde Fiyatlama Mekanizmasına İlişkin Özel Durumlar Ve Usuller:
23. 5015 Sayılı Kanun Sektörde Rekabete İlişkin Ne Getirmiştir? :
24.Dağıtıcılar Arası Akaryakıt Satışı Mümkün Müdür?
25.Rafineri Şirketlerinin Faaliyet Alanları Nedir?
26.Rafinerilerin Dağıtım Şirketi Sahip Olması Mümkün Müdür?
27.Akaryakıt İstasyonlarının Kanundaki Yerleri:
28.Bayilik Lisansının Faaliyet Alanı Nedir?
29.Bayilerin Yükümlülükleri Nelerdir?
30.Akaryakıt İthalatını Kimler Hangi Koşullarda Yapabilir?
31.Ulusal Stok Bulundurma Zorunluluğu Nedir?
32.Akaryakıt İle Harmanlanan Ürünler ve Katkı Maddeleri:
33.EPDK Yaptırımları ve EPDK Cezalarına Karşı Hukuki Yollar:
AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜN ÖTV AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
3.Dağıtıcı Şirketler Tarafından Akaryakıt Nakliyesinin Başlaması Veya Sürücüye Tevdi Durumu:
4.Dağıtıcı ve Bayiler Nezdindeki Fiili ve Kaydi Envanter Sayımında Belgesiz Mal Bulundurulması:
5.ÖTV Açısından Müteselsil Sorumluluk Halleri:
7.Verginin Belgelerde Gösterilmesi, Matrahta, Vergide Ve Mükellefiyette Değişiklik Yaratan Durumlarda Yapılacak İşlemler:
8.Akaryakıta İlişkin Olarak Gümrükte Alınan ÖTV’ye İlişkin Özel Durumlar:
9.Akaryakıtta ÖTV İstisnaları:
9.1.1.ÖTV Ödenerek Satın Alınan Malların İhracı:
9.1.2.İhraç Edilen Malların Geri Gelmesi:
9.4.Petrol Arama Faaliyetlerinde İstisna:
11.İhraç Kayıtlı Teslimlerde Tecil-Terkin Uygulaması:
11.1. (I) Sayılı Listenin (B) Cetvelindeki Mallara Ait Verginin Tecili ve Terkini
11.2.İhraç Kaydıyla Teslimlerde Verginin Tecili ve Terkini:
11.3.Tecil-Terkin Kapsamındaki Satılan Malların İadesi:
12.ÖTVK’nın 8/1. Maddesi Kapsamında Teslim Edilen Malların ÖTV'si Üzerinden Hesaplanan KDV'nin Düzeltilmesi:
14.ÖTV Oranları Veya Tutarları:
20.Verginin Belgelerde Gösterilmesi:
22.Fazla Veya Yersiz Ödenen ÖTV'nin Düzeltilmesi:
22.1.ÖTV Matrahının Değişmesi:
23.Verginin Gümrük Makbuzunda Gösterilmesi:
24.İthalatta Teminatlı İşlemler:
25.İthalde Alınan Vergide Düzeltme:
26. (I) Sayılı Listedeki Mallar İçin Gümrükte Alınacak Teminat:
27.Ulusal Markeri Veya Bandrolü Olmayan Mal Bulundurulması:
28.ÖTVK’nın 8. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası Uyarınca Bazyağ Teslimlerine İlişkin Uygulama:
29.ÖTVK’nın 8. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasında Yer Alan Teslimlere İlişkin Uygulama:
30.ÖTVK’nın 5. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan Teslimlere İlişkin Uygulama:
31.İhrakiye Satışlarında Deniz Yakıtı Alabilecek Deniz Araçları İçin Gerekli Belgeler Ve İşlemler:
31.1.Kararname Kapsamında Deniz Yakıtı Alabilecek Deniz Araçları:
31.4.Yakıt Talep Taahhütnamesi:
31.7.Kararname Kapsamında Deniz Yakıtı Teslim Edebilecekler, Gerekli Belgeler Ve İşlemler:
31.8.Kararname Kapsamında Deniz Yakıtı Teslimine İlişkin Uygulama:
31.9.Deniz Aracının Donatanı Tarafından İşletilmesi:
31.10.Deniz Aracının Kiralanması:
31.11.Deniz Aracının Donatan/Donatanlarının Değişmesi:
31.12.ÖTV'si Sıfıra İndirilmiş Deniz Yakıtı Kullanan Deniz Araçlarının Yıl İçerisinde Terkini, Satışı veya Kiralanması Durumunda Yapılacak İşlemler:
31.13.Usul Ve Esaslara İlişkin Sorumluluk:
31.14.Tahsis Edilen Miktarların Üzerinde Yakıt Verilmesi:
31.15.YMM Raporlarının Süresinde Verilmemesi:
31.16.Özel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alım Defterinin Zayi Olması:
32.Biyoetanol Harmanlama İzin Belgesi Verilmesi:
32.1.Biyoetanollü Benzin Teslimi:
32.1.1.Karışıma Uygulanacak ÖTV Tutarının Hesaplanması:
32.1.2.Benzin ile Biyoetanolün Harmanlanması ve Beyanı:
32.3.Usul Ve Esaslara İlişkin Sorumluluk:
33.Biyodizelin Motorinle Harmanlanmasında ÖTV Durumu:
33.1.Biodizel Üretim İzin Belgesi Verilmesi:
33.2.Üreticilerin Harmanlayıcılara Biodizel Teslimi ve Beyanı:
34.Biodizel Harmanlama İzin Belgesi Verilmesi:
34.1.İndirim Müessesesi-Bildirim Usulleri:
34.2.Uygulamaya İlişkin Örnekler:
35.Elektrik Üretiminde Yakıt Olarak Kullanılacak Mallarda İstisna Uygulaması:
35.1.İstisna Kapsamında Motorin Satın Alma İzin Belgesi Verilmesi:
35.2.İstisna Kap. Fuel Oil Ve/Veya Motorin Teslim Edebilecek Olanlar, Gerekli Belge-İşlemler:
35.3.Dağıtıcılar Tarafından Üreticilere Fuel Oil Ve/Veya Motorin Teslimi:
35.4.Dağıtıcıların İthal Ettikleri Fuel Oil ve/veya Motorini İstisna Kap. Teslim ve Beyanı:
35.5.Dağıtıcıların Rafinerilerden ÖTV Ödeyerek Aldıkları Fuel Oil ve/veya Motorini Üreticilere İstisna Kapsamında Teslim ve Beyanı:
35.6.Elektrik Üretimi Ve Üretime İlişkin Bildirim:
35.7.Usul Ve Esaslara İlişkin Sorumluluk:
36.Akaryakıtın Dahilde İşleme Rejimine İlişkin KDV ve ÖTV İstisnası:
37.Araçlara İstisna Kapsamında Bayilerin Lisans Alma Ve Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanma Zorunluluğu:
37.1.Bayiler Tarafından İstisna Kapsamında Yapılacak Motorin Teslimi:
38.Dağıtıcılar Tarafından Bayilere İstisna Kapsamında Yapılacak Motorin Teslimi:
38.1.Dağıtıcıların İthal veya İmal Ettikleri Motorini Bayilere İstisna Kapsamında Teslim ve Beyanı:
38.2.Dağıtıcıların Rafinerilerden ÖTV Ödeyerek Aldıkları Motorini Bayilere İstisna Kapsamında Teslim ve Beyanı:
38.3.YMM Raporlarının Düzenlenmesi:
38.4.Usul Ve Esaslara İlişkin Sorumluluk:
39.Petrol Rafinerilerinde Yakıt Olarak Kullanılan Mallarda ÖTV Uygulaması:
40.Aerosol Üretimine İlişkin ÖTV İstisnası:
40.1.L.P.G. Satın Alma İzin Belgesi Verilmesi:
40.2.Kararname Kapsamında L.P.G. Teslim Edebilecek Olanlar, Gerekli Belgeler Ve İşlemler:
40.3.Dağıtıcılar Tarafından Üreticilere L.P.G. Teslimi:
40.4.Dağıtıcıların İthal Ettikleri L.P.G.'yi Üreticilere Kararname Kapsamında Teslim ve Beyanı:
40.4.1.İthal Edilen L.P.G.'nin Üreticilere Teslim ve Beyanı:
40.4.2.İthalde Verilen Teminatın Çözümü:
40.4.3.Dağıtıcıların Rafinerilerden ÖTV Ödeyerek Aldıkları L.P.G.'yi Üreticilere Kararname Kapsamında Teslim ve Beyanı:
40.4.4.Üreticilerin L.P.G. İthali Ve Kullanımı:
40.4.5.İthal Edilen L.P.G.'nin ÖTV'ye Tabi Olmayan Aerosol Üretiminde Kullanım ve Beyanı:
40.4.6.İthal Edilen L.P.G.' nin ÖTV'ye Tabi Olan Aerosol Üretiminde Kullanımı:
40.4.7.İthalde Verilen Teminatın Çözümü:
40.4.8.Aerosol Üretim Tasdik Raporlarına İlişkin İşlemler:
41.Gelir İdaresi Başkanlığı 10 Numara Yağda Tecil-Terkin Sistemi Kaldırarak Vergi İadesi Sistemini Getirmiştir:
41.1.Akaryakıt Piyasasında 10 Numaralı Yağ Ne Anlama Gelmektedir:
41.2. 10 Numara Yağ İle Yaşanan Vergi Kaybı:
41.3.Gümrük Tebliği ve EPDK Önlemleri:
41.4.ÖTV Genel Tebliği İle Yapılan Vergi İade Düzenlemesi:
41.4.1.İmalat Faaliyetinde ÖTV İade Sistemi ve Tecil-Terkin Sisteminden Farkı:
41.4.2.ÖTV İade Sisteminin İşleyişi:
41.4.3.Baz Yağların İhracata Konu Edilecek Madeni Yağ Veya Yağlama Müstahzarı İmalinde Kullanılması:
42.Ulusal Markeri Olmayan Mal Bulundurulması:
43.Akaryakıtın Yerli Tarım Ürünlerinden Elde Edilmiş Etanol ve Yağ Asidi Harmanlama İşlemi:
KDV AÇISINDAN DEĞERLENDİRMELER
1.Boru Hatlarıyla Akaryakıt Taşınması:
2.Gümrük Depolarında Yapılan Satışlara İlişkin Özel KDV Matrahı:
3.İthal Akaryakıta İlişkin Mal Bedelinin Dövizli Hesaplanmasında KDV Matrahı Tespiti:
4.Akaryakıt İthalatında KDV Beyannamesi Verme Zamanı:
5.İthal Akaryakıtta Verginin Ödenme Zamanı ve Düzeltme İşlemleri:
6.Akaryakıt İthaline İlişkin KDV Matrahı ve KDV İstisnası:
6.1.İthalata İlişkin KDV Matrahı:
6.2.Akaryakıt İthalatında KDV Matrah Farkları:
7.Akaryakıt İthalatına İlişkin KDV İstisnası:
8.Vergileri Teminata Bağlanan İşlemler:
9.Serbest Bölgeye Yapılan Akaryakıt Satışlarında KDV ve ÖTV:
10.Bayilere Veya Müşterilere Verilen Promosyon Ürünlerinde KDV:
10.1.Promosyon Kampanyaları Üzerine Düzenlemeler:
10.2.Promosyonların KDV Ve Kurum Kazancı Açısından Değerlendirilmesi:
11.Petrol Arama Faaliyetlerine Dair KDV ve ÖTV İstisnası:
12.İthalat, İhracata ve Transit Ticarete Konu Akaryakıta İlişkin Olarak Antrepo, Geçici Depolama ve Gümrüklü Sahalarda ve Serbest Bölgelerde Verilen Hizmetlerin Vergisel Durumu:
13.Uluslararası Deniz ve Hava Taşımacılığına İlişkin Akaryakıt Teslimine Dair KDV:
14.Trader Şirketinin Malı Antrepoda Bekledikçe Future Fiyatları Dikkate Alınarak Kesilen Fiyat Farkı Faturaları KDV’ye Tabi Midir?
14.1. Fiyat Koruma Hasılatı ile Ciro Primi Arasındaki Farklar:
14.2.Trader Şirketlerinin Kestiği Faturaların KDV Açısından Değerlendirilmesi:
15.Yoldaki Akaryakıt İçin Düzenlenen Faturaya İlişkin KDV:
16.LPG Şirketlerine Bayi Nezdinde Satış Yapma Yetkisi Verilmesinde KDV:
17.Bayi, Rafineri Ve Dağıtıcılar Dışındaki Satıcılar Tarafından Yapılan Akaryakıt Teslimlerinde Uygulanan KDV Tevkifatı:
18.Akaryakıt Ürünleri Üzerine Özel Durumlar:
18.1.Akaryakıt Dağıtım Şirketleri Tarafından Bayilere Veya Yurt Dışından Dağıtıcı Şirketlere Ödenen Ciro Primlerine İlişkin Yeni Düzenleme:
18.2.Çalınan Veya Kaybolan Malların Vergisel Durumu:
18.3.Değeri Düşen Malların Durumu:
18.4.Akaryakıtın Zayi Olması Durumu:
18.5.Akaryakıtta Oluşan Firenin Gider Niteliği Ve Fireye İlişkin KDV’nin Düzeltilip Düzeltilemeyeceği Hususu:
18.5.1.KDV Açısından Değerlendirme:
18.5.2. Dönem Kurum veya Ticari Kazancı Açısından Değerlendirmeler:
18.6.İmha Edilen Mallara İlişkin KDV:
18.7.Satın Alınan Akaryakıta İlişkin Olarak Maliyete Eklenecek Unsurlar:
18.8.İşletme Sahiplerinin Akaryakıtı Kendi Özel İşlerinde Kullanması:
18.9.Personelin Şahsi Kullanımı İçin Veya Çeşitli Kurum ve Kuruluşlara Bağış Olarak Akaryakıt Verilmesi:
19.Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin KDV Tevkifatlarına İlişkin Yükümlülükler:
19.1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi Ve İş Merkezi Türkiye'de Bulunmayanlarından Alınan Hizmetler İçin KDV Tevkifatı:
19.2. Serbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim Ve Hizmetler:
19.3.Dağıtım Şirketlerinin Kiralama İşlemlerindeki KDV Tevkifat Sorumlulukları:
19.4. Reklâm Verme İşlemlerinde KDV Tevkifat Sorumlulukları:
19.5. İşgücü Temin Hizmetlerinde KDV Tevkifatı:
19.6. Yapı Denetim Hizmetlerinde KDV Tevkifatı:
19.7. Temizlik, Çevre Ve Bahçe Bakım Hizmetlerinde KDV Tevkifatı:
19.8. Servis Taşımacılığı Hizmetinde KDV Tevkifatı:
KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRMELER
1.Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Özel Maliyet Niteliğindeki Harcamalarının Vergi Hukuku Açısından İrdelenmesi:
1.1-Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Kiraladıkları Gayrimenkullere İlişkin Özel Maliyet Harcamalarının Durumu:
1.2.Dağıtıcıların Bayilik Faaliyetinde Kullandıkları Gayrimenkulleri Satın Alma Durumu:
1.2.1.Dağıtıcı/Kiracı İşletme Yönünden Değerlendirmeler:
1.2.2.Gerçek Kişi Kiralayan Yönünden Değerlendirmeler:
1.2.3.KDV Yönünden Değerlendirmeler:
2.Akaryakıt Sigorta Gelirlerinin Vergisel Değerlendirilmesi:
3. EPDK Payının Dönemsel Gider Niteliği:
3.1.Konu Hakkındaki Yasal Düzenleme:
3.2.Kurum Kazancının (Ticari Kazancın) Tespitinde Kurum Payının Gider Niteliği:
4.Akaryakıt Sektöründe Ar-Ge İndirimi:
5.Petrol Piyasasında Yapılan Türev İşlemlerinin (Forward, Futures Ve Opsiyon Sözleşmelerinin) Vergilendirilmesi:
5.1.Türev İşlemlerinin Petrol Piyasasındaki Konumu:
5.2. Türev İşlemlerin Vergisel Değerlendirilmesi:
5.2.1.Forward Sözleşmelerinin Değerlendirilmesi:
5.2.3. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası İşlemleri:
5.2.4. Aracı Kuruluş Varantları:
5.3.Dar Mükellef Kurumlar Açısından Değerlendirmeler:
5.3.2. Opsiyon Sözleşmeleri ve Opsiyon Primi:
5.3.3. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası İşlemleri:
5.3.4. Aracı Kuruluş Varantları:
6.Sözleşme Karşılığında Elde Edilen Bedelin, İlgili Takvim Yılı Ticari Kazancının Tespitinde Gelir Olarak Dikkate Alınması:
7.Akaryakıt Alımında Müşterilere Hediye-Yemek Çeki Verilmesi:
REKABET KURULU KARARLARI IŞIĞINDA
1.Sektörün İşleyiş Modeli Üzerine Değerlendirmeler:
2.Danıştay Ve Rekabet Kurulu Tarafından Akaryakıt Dağıtım Sektörüne İlişkin Alınan Kararlar:
3.Dikey Anlaşmalara İlişkin Rekabet Kurulu Kararı Ve Tebliğin Uygulama Usul Ve Esasları :
3.1.Dikey Anlaşma Koşulları ve Grup Muafiyetini Kaldıran Durumlar:
3.2.Rekabet Etmeme Yükümlülüğü:
3.3.Rekabet Etmeme Yükümlülüğüne İlişkin İstisnalar:
3.5.Rekabet Etmeme Yükümlülüğünün Başlangıç Süresi:
4.Rekabet Kurulu Kararlari Işiğinda Sektördeki Rekabet Etmeme Yükümlülüklerine İlişkin Karar Örnekleri:
5.Rekabet Kanunu ve Kurul Düzenlemelerinin Hukuki Niteliği İle Yaptırım Düzenlemeleri:
6.Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Bayi Yatırımları Nedeniyle Uğradıkları Zararlara İlişkin Sebebsiz Zenginleşme Davaları:
7.Alınan Kararlar Işığında Yapılmış Bulunan Bayi Yatırımlarının Ve İntifa Haklarının Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi:
8.Dağıtım Şirketleri İle Bayiler Arasındaki Mevcut İlişkilerin Vergi Hukuku Açısından Değerlendirilmesi:
8.1.Bayilik Sözleşmelerine Konulan Ceza ve Tazminat Müeyyideleri Açısından:
8.2.Yapılan Yatırımların Özel Maliyet Harcaması Niteliği:
8.3.Yapılan Harcamaların Gayri Maddi Hak Olarak Değerlendirilme İmkanı:
8.4.İntifa Haklarının Değer Artış Kazancı Kapsamında Değerlendirilmesi:
8.5.İntifa Hakkının Tesliminde KDV Durumu:
8.6.Bayi Yatırımlarının ve/veya İntifa Haklarının Gelecek Hesap Dönemlerine İlişkin Gelir veya Gider Olarak Mütalaa Edilmesi:
9.Bayi Yatırımlarının Sebepsiz Zenginleşme Davası Sonuçlarına Göre Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi:
9.1.Şüpheli Alacak Olarak Değerlendirilme İmkanı:
9.2.Değersiz Alacak Olarak Değerlendirme:
9 .3.Konkordato veya Sulh Yoluyla Alacağın Tahsilinden Vazgeçilmesi Durumu:
10.Rekabet Kurulu Kararları Neticesinde Bayi Yatırımlarının Sözleşme Süresi Sonunda Bayiler Tarafından GMSİ Kapsamında Beyan Zorunluluğu:
11.Akaryakıt Sektöründe Hakim Durum ve Hakim Durumu Kötüye Kullanma Halleri:
11.1.Akaryakıt Sektöründe Hakim Durumun Kötüye Kullanılma Durumu:
AKARYAKIT SEKTÖRÜNE ÖZGÜ DİĞER
1.Akaryakıt Bayilerinin Akaryakıt Satışlarında Belge Düzeni:
2.Ba ve Bs Formlarına İlişkin Durumlar:
3.Madeni Yağ Lisansına Sahip Olanlar İle Bunlarda Madeni Yağ Alanlarda Elektronik Defter Uygulaması:
4.Bayi Otomasyon Sistemi Yatırımlarına İlişkin Vergi Hukuku Açısından Değerlendirmeler:
4.1.Otomasyon Sistemi Üzerine Hukuki Düzenlemeler:
4.2.Uygulamaya İlişkin Mevcut Durum ve Yaşanan Sorunlar:
5.Gemilere Yapılan Akaryakıt Teslimlerinde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması:
6.Petrol İthalatında KKDF Uygulaması:
7.Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Yeni TTK Kapsamında Bagımsız Denetime Tabi Olma Kriterleri:
7.1.Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Bağımsız Denetime Tabi Olma Şartları:
7.2.Bağımsız Denetime Tabi Olmanın Sonuçları:
7.2.1. Bağımsız Denetime Tabi Şirketler Türkiye Muhasebe Standartlarını Uygulamak Zorundadırlar:
7.2.2.İnternet Sitesi Açma Zorunluluğu:
8.3516 Sayılı Ölçü Ve Ayar Kanunu:
GÜMRÜK MEVZUATI AÇISINDAN AKARYAKIT
1.Akaryakıt Antrepolarına İlişkin Çeşitli Düzenlemeler:
1.1.Akaryakıt Antreposu Açma İzni:
1.2.Akaryakıta İlişkin Antrepo İşleticilerinin ve Kullanıcılarının Gümrük İdaresine Karşı Sorumlulukları:
1.3.Antrepolara İlişkin Şartlar:
2.Bazyağın Antrepoda Devrine İlişkin Mevzuat Değişikliği:
3.Transit Akaryakıt Teslimleri Ve Iraka Yapılan Ticarette Yeni Düzenlemeler:
4.Onaylanmış Kişi Statü Belgesi:
5.Yetkilendirilmiş Yükümlü Statü Belgesi:
1.2011 Yılı Mali Bilgileri Işığında Akaryakıt Şirketlerinin Durumu Ve Diğer Sektörlere Göre Mukayesesi :
1.1.Şirketlerin İlk 1.000 Şirket İçindeki Sıralamaları:
1.2.2011 Yılında Ciro Sıralamasında Geriye Düşenler:
1.3.2011 Yılında Ciro Sıralamasında En Önemli Yükselişler:
1.4.2011 Yılında En Önemli Ciro Artışları:
1.5.2011 Yılında En Önemli Ciro Kayıpları:
1.6.Vergi Öncesi Kar-Zarar Analizi:
1.7.Şirketlerin Şehirlere Göre Dağılımı:
1.8.İstihdam Sayıları-İhracat Hacimleri:
1.9.Sonuç Ve Genel Değerlendirme:
2.Akaryakıt Bayilerine İlişkin Muhasebe Başabaş ve Nakit Başabaş Analiz Çalışmaları:
3.Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar (2012/3305 Sayılı BKK) Ve Sağlanan Yatırım Teşvikleri:
3.2.Yeni Kararla Değişen Teşvik Unsurları:
3.5.Bölgesel Teşvik Uygulamaları:
3.6.Bölgesel Teşvik Sistemi İle Yaşanan Değişiklikler:
3.7.Bölgesel Yatırım Kapsamındaki Teşvikler:
3.9.Büyük Ölçekli Yatırım Teşvikleri:
3.11.Stratejik Yatırım Teşvikleri:
3.13.Gümrük Vergisi Muafiyeti:
3.16.Faiz Veya Kar Payı Teşvik Oranı Sistemi:
3.17.Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği:
3.19.Gelir Vergisi Stopaj Desteği:
3.21.Organize Sanayi Bölgesi Yatırımları:
4.For Foreign İnvestors İn The Oil Sector:
New İncentive Decree On The İnvestments Of Critical Sectors İn Turkey:
4.1.General İncentive Programme:
4.2.Regional İncentive Programme:
4.3.High Scale İncentive Programme:
4.4.Strategic İncentive Programme:
-Ar-Ge: Araştırma Geliştirme
- CIF : Cost, Insurance and Freight
-DTO: Deniz Ticaret Odası
-EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
- G.T.İ.P.: Gümrük Tarife İşleme Pozisyonu
-GVK: Gelir Vergisi Kanunu
-KDV: Katma Değer Vergisi
-KDVK: Katma Değer Vergisi Kanunu
- KKDF: Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu
-KV: Kurumlar Vergisi
-KVK: Kurumlar Vergisi Kanunu
- L.P.G.: Sıvılaştırılmış Petrol Gazı
-ÖTV: Özel Tüketim Vergisi
-ÖTVK: Özel Tüketim Vergisi Kanunu
-TTK: Türk Ticaret Kanunu
-VUK: Vergi Usul Kanunu
-YMM: Yeminli Mali Müşavir
Akaryakıt, niteliği gereği ticari ve özel hayatın vazgeçilmez unsurlarından birisi olarak hayatımızda yer edinmiştir. Dünya genelinde sınırlı olduğu düşünüldüğünde önem ve değerinin daha iyi anlaşılacağı aşikârdır. Bu kadar kritik öneme sahip bir sektörün özel bir kanuna ve düzenlemeye ihtiyaç duyduğu ise yadsınamaz bir gerçektir.
Gerçekten de 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 2003 yılında yürürlüğe girmesi neticesinde sektörde çok önemli değişikliklerin yaşandığını söylemek gerekmektedir. 5015 sayılı Kanun, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak için ihdas edilmiştir. Bu kapsamda, EPDK tarafından, 5015 sayılı Kanun çerçevesinde çıkarılan Yönetmelikler ve alınan Kurul Kararları sektörün sağlıklı bir rekabet ortamına kavuşmasında önemli birer değişken olarak karşımıza çıkmaktadır. Akaryakıt sektöründeki rekabet durumu sistematik bir şekilde ele alındığında; fiyat mekanizması, sektöre giriş engelleri, tedarik çeşitliliği ve kolaylığı, sektörün kendi içerisindeki rekabet ve sektördeki alıcıların durumu rekabetin temel belirleyicileri olarak öne çıkmaktadır.
Mezkur Kanunla birlikte 2005 yılından itibaren otomatik fiyatlandırma sistemi terk edilmiş ve serbest piyasa düzenine geçilmiştir. Keza, rekabetçi piyasaların temel gereksinimi olan sektöre giriş engellerinin kaldırılması konusunda da önemli adımlar atılmıştır. 5015 sayılı Kanun öncesi dönemde akaryakıt dağıtıcısı olabilmek için belirli sayıda bayiye ulaşma ve depo şartı bulunurken, Kanun ile Kurum tarafından lisansların hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliği dikkate alınarak bayi sayısı, depolama kapasitesi (işletme stok kapasitesi hariç) konularında sayısal büyüklüklerle sınırlama yapılamayacağı belirtilmiştir.
Kanunda piyasaya giriş ve çıkışlar objektif kriterlere bağlanmış ve hızlandırılmıştır. Bununla birlikte, rafinericiler ve doğal tekel niteliğinde olan depolama ve iletim lisansı sahipleri haricinde piyasadan çıkışı kısıtlayan herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Rekabetçi bir piyasa yapısı için gerekli olan kurallar net olarak ortaya koyulmuş ve kuralların takibi etkin bir şekilde yapılarak, piyasanın düzeni için gerekli kurallara uymayanlara çeşitli yaptırımlar getirilmiştir. Piyasa faaliyetlerinin rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran veya doğurabilecek nitelikte olması durumunda EPDK’ya taban ve/veya tavan fiyat tespit yetkisi tanınmıştır. Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi amacıyla dağıtıcılar arası akaryakıt dağıtımına da izin verilebilmektedir. Bununla birlikte, akaryakıt ve türevlerinin teknik özelliklerinin AB ile uyumlaştırılması ve düzenli olarak takibinin yapılması için de ikincil düzenlemeler yapılmıştır.
Buna karşın, Rekabet Kurulu’nun intifa hakları konusunda Danıştay kararlarına istinaden içtihat değişikliğine giderek bayilik sözleşmelerini 5 yıl ile sınırlandırması ise sektördeki oyunun kurallarının yeniden tanımlanmasına neden olmuştur. Gerekçeleri ve sonuçları itibariyle değerlendirildiğinde gerçekten alınan bu karar sektörde çok önemli sonuçlar doğurmuştur.
Akaryakıt sektörünün yapısı gereği birçok mali hukuk sorunuyla karşılaştığını ifade etmek gerekir. Bu çalışmada öncelikle sektörün meri mevzuat konusunda bazı özel durumları açıklığa kavuşturularak, sektördeki oyuncular ve yapısı hakkında kısa bir bilgi verilecektir.
Çalışmanın sonraki bölümlerinde ise ÖTVK, KDVK, VUK, KVK, GVK, Damga Vergisi Kanunu, Gümrük Kanunu, Rekabet Kanunu ile Tebliğ, Yönetmelik, Kurul Kararları gibi üçüncül düzenlemelerle birlikte, sektöre ilişkin olduğu düşünülen bazı kanunlar nedeniyle özel durumlara ilişkin açıklamalara da yer verilecektir. Fakat, hali hazırda çalışmaları devam eden yeni Kanun düzenlemesinin de yasalaştığı takdirde dikkate alınması gerektiği hususunun da unutulmaması gerekmektedir.
Kitabın son bölümünde ise sektörün genel durumuna ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunulacak, ayrıca mevcut ve sektöre yeni girecek olan yabancı yatırımcıları da dikkate alarak ülkemizdeki teşvik sistemine ilişkin olarak kısa bir çalışmayı sizlerle paylaşacağız.
Kitapta sektörün karşılaşabileceği önemli sayılabilecek mali hukuk konularına ve teknik hususlara yer verilmekle birlikte, farklı bir çalışma konusu olması nedeniyle sektörün iktisadi yapısına bu çalışmada çok değinilmeyecektir.
Sektöre ve uygulayıcılara katkı sağlaması ümidiyle, bilgi ve deneyimlerimizi aktardığımız bu çalışmayı saygılarımla takdirlerinize sunarım.
Ali ÇAKMAKCI
E. Hesap Uzmanı,
YMM (2014), Bağımsız Denetçi, Genel Mdr. Yrd.
2013/Mart.
EXECUTIVE SUMMARY
Generally speaking, the oil sector has a newly developing law order in Turkey. With the 5015 numbered Oil Market Law that was taken effect in 2003, oil markets have had a new fiscal and economics structure since then.
Sector got an opportunity of price liberalization, free competition not dependent on the number of dealer and store unlike the previous law order, very well defined market regulations, base and ceiling pricing authority given to the Energy Markets Regulation Institute, and compulsory to employ the national marker and more developed audit system on the oil flow.
In accordance with the previous implementations and regulations, we could say that this law change is a breakthrough in the sector, and give the consumers more standardized petrol products. As you know, nowadays again a law change on the agenda of Turkey’s authorized institutes as of the year 2013. So we recommend you to take account of it whatever changes it submits or gives opportunity or imperative implementations related to statements in this book.
In terms of Oil Market Law, sector is divided into three parts as a distribution, dealership and refineries. Turkey has a deficiency in the foot of refinery. Because, according to the 2011 annual report of Energy Markets Regulation Institute, there are only 6 refinery licenses, but two of them aren’t used yet. Oil distribution is being hold with nearly 60 companies and sector has 12.500 dealers nowadays.
The sector has lots of tax and fiscal law problems. In my point of view, the oil sector has been isolated due to the insufficient developed law order so far. Distribution companies are confronting lots of specific fiscal problems stemming from the laws like V.A.T. Law, Private Consumption Tax Law, Oil Market Law, Competition Law, Turkish Commercial Law etc.
In this work, we especially focus on the tax problems of the sector that has a lot of critical unsolved and critic points. But, we don’t deliberately mention economic infrastructure of the oil sector owing to the fact that is an issue of another specific work area.
There is no doubt there are different types of relations between distribution companies and dealers. So, that you are faced with a lot of matters to be interested in.
At this work, especially we mention some special conditions in terms of Private Consumption Tax Law and V.A.T.. As you know, approximately the %25 of the national budge revenues of Turkey is reached by the taxes like V.A.T. and other indirect tax named private consumption. That condition gives more importance on the indirect taxes like those, so that these are the expected circumstances. There are some critical points taken effect into on behalf of sector.
And, there are some assessment problems in terms of the 213 numbered Tax Procedure Law. So as the corporate tax amount, it could be the important subjects for the corporation that must take into account.
In this book, firstly I’ll mention some specific sector issues to enlighten you, and then debate some issues as to Private Consumption Tax Law, V.A.T. Law, Coorperates Tax Law, Competition Law, Turkish Commercial Law, Oil Market Law, Custom Law etc.
To sum up, with having the professional experience on tax inspection and financial crimes investigation in Tax Inspection Board related to Finance Minister of Turkey’s directly for 6 years, I would like to scrutinize some specific issues on the oil sector, convey the thoughts of mine and help the implementers to solve the problems and realize the private or problematical points.
With the thought of the book of being useful for users, best regards.
Ali ÇAKMAKCI
Former Tax Inspector
Sworn in CPA (2014), Independent Auditor, Deputy Of General Director
2013/March
20/12/2003 tarih ve 25322 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile akaryakıt sektöründe yeni bir piyasa oluşumunun temelleri atılmaya çalışılmıştır. Kanun temelde yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek, güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini amaçlamaktadır. Bu Kanunla düzenleyici Kurum veya kuruluşlara piyasayı yönlendirme, piyasayı gözetleme ve denetleme görev ve sorumlulukları verildiği anlaşılmaktadır. Fakat, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin doğrudan kendi mülkiyetindeki araç ve tesisleri vasıtasıyla yürüttüğü bu Kanun kapsamındaki faaliyetler ile 5 Nisan 2001 tarihli ve 4636 sayılı Millî Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı’nın Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki Başkanlığın kendi mülkiyetindeki araç ve tesisleri vasıtasıyla yürüttüğü faaliyetleri özel düzenlemelere göre değerlendirmek gerekmektedir, zira bu faaliyetler Kanun kapsamında değildirler.
Türkiye’de petrol piyasası faaliyetleri 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na göre yürütülmekte, bu düzenleme kapsamında yer verilmeyen, diğer bir deyişle piyasa faaliyeti olarak nitelendirilmeyen arama ve üretim faaliyetleri ise 6326 sayılı Petrol Kanunu’nda düzenlenmektedir.
5015 sayılı Kanunda akaryakıt kavramı benzin türleri, nafta (hammadde, solvent nafta hariç), gazyağı, jet yakıtı, motorin türleri, fuel-oil türleri ile Kurum tarafından belirlenen diğer ürünleri, akaryakıt istasyonu dağıtıcı veya bunlarla tek elden satış sözleşmesi yapmış bayilerce ilgili mevzuata teknik, kalite ve güvenlik açılarından uygun olarak kurulup, bir veya farklı alt başlıktan birer akaryakıt dağıtıcısının tescilli markası altında faaliyette bulunan ve esas itibarıyla araçların akaryakıt, madeni yağ, otogaz LPG, temizlik ve ihtiyarî olarak bakım ile kullanıcıların tüplü LPG hariç diğer asgarî ihtiyaçlarını karşılayacak imkânları sunan yerleri, akaryakıtla harmanlanan ürünler metil tersiyer bütil eter (MTBE), Etanol vb. (yerli tarım ürünlerinden denatüre olarak üretilenler ile biodizel hariç) akaryakıt ile eşdeğer vergiye tâbi olan ve olacak ürünleri, bayi bayilik faaliyeti için gerekli donanıma sahip gerçek ve tüzel kişileri, bayilik karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemini, dağıtıcı akaryakıt dağıtım yetkisi olan ve lisansına işlenmesi halinde depolama, taşıma, ihrakiye ve madeni yağ üretimi işlemleri yapabilen sermaye şirketini, dağıtım serbest kullanıcılara akaryakıt toptan satışı ve ikmali dahil bayilere akaryakıt satış ve ikmal faaliyetlerinin bütününü olarak ifade edilmiştir.
Aşağıda öncelikle sektöre ilişkin bazı özellikli konularda piyasa düzenlemeleri ışığında açıklamalarda bulunulacak, daha sonraki bölümlerde ise KDV, ÖTV, VUK, Gümrük Kanunu, Gelir ve Kurumlar Vergileri ile diğer ilgili tüm mali mevzuat hükümleri karşısındaki özel durumlar açıklanmaya çalışılacaktır:
Akaryakıt piyasasında lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını vermektedir . Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır. Piyasa faaliyetinde bulunanlar, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ile istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek zorundadır.
Petrol ile ilgili olmak üzere;
a) Rafinaj, işleme, madeni yağ üretimi, depolama, iletim, serbest kullanıcı ve ihrakiye faaliyetlerinin yapılması ve bu amaçla tesis kurulması ve/veya işletilmesi,
b) Akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması,
gibi temel faaliyetlere girişebilmek için lisans alınması zorunludur. Lisanslar; yukarıda sayılan faaliyet başlıklarına göre düzenlenir. Ayrıca lisanslarda, Kurumca belirlenen diğer alt başlıklar da yer alır. Kanun ile Kuruma, geliştireceği ilke ve ölçütler doğrultusunda, iletim ve işleme faaliyetlerinde lisans alma zorunluluğuna muafiyet getirebilme imkanı tanınmıştır. Lisansların verilmesi, güncelleştirilmesi, geçici olarak durdurulması veya iptaline ilişkin işlemler Kurumca yapılmaktadır.
Piyasanın serbestleşmesi ve rekabetin artması için küçük ölçekli yatırımcı ve işletmecileri de piyasaya kanalize edebilmek amacıyla lisansların verilmesinde pazara giriş açısından teknoloji, kalite, güvenlik, hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliği dikkate alınır fakat buna karşın bayi sayısı ve depolama kapasitesi (işletme stok kapasitesi hariç) konularında sayısal büyüklüklerle sınırlama yapılamamaktadır. Serbestleşme ile şeffaf ve adil rekabet kapsamında iletim ve depolama kısıtları dışında kendilerinden istenen talepleri ayrım yapmadan karşılamak ve eşit durumdaki alıcılara (kategorilere), eşit hak ve yükümlülük tanımak, farklı şartlar sürmemekle mükelleftirler.
Lisans almak üzere EPDK’ya ancak Türkiye’de yerleşik, ticaret veya sanayi siciline kayıtlı, gelir veya kurumlar vergisi yükümlüsü gerçek veya tüzel kişiler başvurabilir. Lisans kapsamındaki faaliyetlerde bulunacak özel hukuk tüzel kişileri 29.6.1956 tarihli ve 6102 sayılı Yeni TTK hükümlerine tâbidir. Türkiye'de piyasa faaliyetlerinde bulunan ve yabancı devletler mevzuatına göre sermaye şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişileri, Türk parasının kıymetini koruma hakkındaki mevzuata göre Türkiye'deki faaliyetleri bakımından Türkiye'de yerleşik sayılırlar. Lisans, üzerinde kayıtlı faaliyeti yapmak üzere hak sahibi kılınan gerçek veya tüzel kişi adına verilir.
Rafinerici, iletim, depolama, işleme, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisansları için; başvuru sahibi tüzel kişinin;
a) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı TTK hükümleri doğrultusunda anonim şirket ya da limited şirket olması ve asgari ödenmiş sermayesinin rafinerici lisansı için 75.000.000 TL, iletim lisansı için 1.000.000 TL, depolama lisansı için 1.500.000 TL, işleme lisansı için 750.000 TL, dağıtıcı lisansı için 10.000.000 TL ve ihrakiye teslimi lisansı için 3.000.000 TL olması,
b) Madeni yağ lisansı başvurularında, lisansa konu tesise ait Üretim Yetkinlik Puanı en az % 50 olan kapasite raporunun Kuruma ibraz edilmesi,
c) Dağıtıcı lisansları için pazarlama projeksiyonunda beyaz ürün (benzin ve motorin) niteliğindeki akaryakıt yıllık satış hedefinin en az 60.000 ton olması,
d) İhrakiye teslimi lisansları için, tesislerle ilgili kurum ve/veya kuruluşlardan izin alınmış olması,
e) Serbest kullanıcı lisansları için; Kanunun 46. maddesinde belirlenen serbest kullanıcı limiti (yıllık 5000 ton) veya üzerinde petrol tüketimine sahip olunması. Ancak, serbest kullanıcı limiti veya üzerinde petrol kullanma kapasitesine sahip olduğu kapasite raporuyla belgelenen elektrik üretim tesisleri için yapılacak serbest kullanıcı lisansı başvurularında bir önceki yıl gerçekleşen petrol kullanım miktarı dikkate alınmaz. Bu tesisler için petrol kullanımına esas olan miktar Kuruma ibraz edilen projeksiyon üzerinden hesaplanmaktadır.
f) Denizyolu ile ilgili taşıma lisansı başvurularında en az bir taşıma aracının mülkiyetine sahip olunması veya finansal kiralama yoluyla edinilmiş olması gereklidir. Ancak, demiryolu ve denizyolu ile yapılacak taşımalarda, ilgililerle kira veya hizmet sözleşmesi yapılmış olması halinde mülkiyet veya finansal kiralama koşulu aranmaz.
Rafineriler lisansına işlenmek koşuluyla; tesisi içinde veya civarında işleme, depolama ile yakınındaki diğer tesislere boru hatları ile taşıma ve sahip olacağı dağıtım şirketi ile akaryakıt dağıtımı faaliyetlerinde bulunabilir. Rafinerici kendi dağıtım şirketine tanıdığı şartları kendisinden akaryakıt talep eden diğer dağıtıcılara da kategori bazında tanımak zorundadır. Ulusal güvenlik açısından ihtiyaç duyulan akaryakıt ve diğer ürünlerin üretimi ve teslimi önceliklidir. Rafinericiler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı taktik yakıtların üretim kabiliyetini ürün talebi halinde sağlamak ve korumakla yükümlüdür.
Yurt dışından ülkemize ham petrol ve akaryakıt temin edeceklerin Kanun kapsamında rafinerici veya dağıtıcı veya ihrakiye teslim şirketi lisansına sahip olması gereklidir. Ayrıca, ÖTV’siz satış kapsamındaki ihrakiye teslimleri; sadece rafinerici, dağıtıcı ve ihrakiye teslim şirketlerince yapılabilmektedir. Sanayi tesislerinde yan ürün olarak elde edilen ürünün yurt içinde akaryakıt olarak faaliyete konu edilmesi halinde, Kuruma bilgi verilmek şartıyla teknik düzenlemelere uygun olanları dağıtıcılara, uygun olmayanlar rafinerilerin olumlu görüş vermesi ve anlaşma sağlanması halinde rafinerilere teslim edilir. Rafinericiler evsafına uygun ürün teslim etmek, dağıtıcılar ile bayiler ise akaryakıtların kullanım amacını, niteliğini, niceliğini değiştirmemek ile yükümlü kılınmışlardır.
Kanuna göre dağıtıcı şirket akaryakıt dağıtım yetkisi olan ve lisansına işlenmesi halinde depolama, taşıma, ihrakiye ve madeni yağ üretimi işlemleri yapabilen sermaye şirketini ifade etmektedir. 6102 sayılı Kanunda sayılmış bulunan sermaye şirketi dışındaki şirketlerin dağıtıcı lisansına sahip olmaları mümkün değildir.
Dağıtıcı lisansı sahipleri, kendi mülkiyetlerindeki veya sözleşmelerle oluşturacakları bayilerinin istasyonlarına akaryakıt dağıtımının yanı sıra, serbest kullanıcılara akaryakıt toptan satışı ve depolama tesislerinin yakınındaki tesislere boru hatları ile taşıma faaliyetlerinde bulunabilir. Dağıtıcılar başka akaryakıt dağıtıcılarının bayilerine dağıtım yapamazlar.
Dağıtıcılar, yıllık pazarlama projeksiyonları yapmak ve detayları ile her yıl Kuruma Şubat ayı içinde vermekle yükümlüdür. Yıl içinde, üçer aylık dönemlerde projeksiyonlarının gerçekleşme değerlemesini yaparak Kuruma; Ocak, Nisan, Temmuz, Ekim aylarında verir ve projeksiyonlarında oluşan yüzde ondan fazla artış ve eksilişleri açıklarlar.
Dağıtıcılar, sözleşme ile bayilikler oluşturabilirler. Bayilik süresi bitiminden üç ay öncesinde bayiliğin devamı için sözleşme yenilenemez ise sürenin bitimine kadar dağıtıcı, bayinin ikmal ihtiyacını karşılar. Süre bitiminde bayi, sözleşme yaptığı yeni dağıtıcının ürünlerini pazarladığı anlaşılacak şekilde faaliyetine devam eder ve en geç bir ay içinde eski dağıtım şirketi ile ilgili tüm belirtileri kaldırır. Dağıtıcılar, tescilli markası altında yapılan faaliyetlere ilişkin kalite kontrol izlemesini etkin biçimde yapmak, bayilik iptallerini gerekçeleriyle birlikte Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Knaunda dağıtıcı lisansı sahiplerine, Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak, bayilerinde kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurma ve uygulama yükümlülüğü getirilmiştir.
Dağıtıcı lisansı sahipleri asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) dağıtımı yapabilecek kapasite, donanım ve ekonomik güce sahip olmak zorundadır. Dağıtıcı lisansı alınması için gerekli ön şart olan asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış zorunluluğunu yerine getiremediği tespit edilen dağıtıcının bu yükümlülüğünü gerçekleştirememe nedenine ilişkin yazılı açıklaması da dikkate alınarak hazırlanan inceleme raporu Kurul’a sunulur. Mücbir sebepler hariç bu yükümlülüğünü yerine getiremeyen dağıtıcının lisansı Kurul kararı ile iptal edilir. Dağıtıcı lisansı sahiplerinin asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış yükümlülüğünün izlenmesinde, lisansının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dağıtıcı lisansı sahiplerine bir yıl süreyle geçiş dönemi tanınır. Söz konusu yükümlülüğün ifasına ilişkin esas dönemler, geçiş döneminin sona erdiği tarihi izleyen takvim yılları dikkate alınarak belirlenir. Asgari yıllık 60.000 ton beyaz ürün (benzin, motorin) satış yükümlülüğünün değerlendirilmesinde, dağıtıcıların kendi aralarında yaptıkları akaryakıt ticaretine ve ilgili ve diğer mevzuat kapsamında yapılan akaryakıt ihracatına ilişkin miktarlar dikkate alınmaz [1] .
Kanuna göre dağıtıcıların kendi işlettiği istasyonlar aracılığı ile yaptığı satış, dağıtıcının toplam yurt içi pazar payının yüzde onbeşinden (%15) fazla olamaz. Dağıtıcıların yurt içi pazar payı ise, toplam yurt içi pazarın yüzde kırkbeşini (%45) geçemez. Yani, bir dağıtıcının pazardaki toplam payı %45 sınırını aşamaz. Dağıtıcının, kendi işlettiği istasyonlara sübvansiyon ve bayi istasyonlarından farklı uygulama yaparak haksız rekabet içerisine girme imkânı hukuken mümkün değildir.
İşleme lisansı sahipleri piyasada; petrol ve diğer kimyasal maddelerden madeni yağ üretimi hariç olmak üzere yeni ürünler elde edilmesi ve/veya ürünlerin nitelik veya niceliğinin değiştirilmesi ve işleme tesisi işletilmesi ile iştigal edebilirler. Lisans sahipleri standartlara ve teknik düzenlemelere uygun ürün elde edilmesi ile yükümlüdür.
Madeni yağ lisansı sahipleri piyasada; lisansı kapsamındaki madeni yağ üretimi tesislerinde madeni yağ üretimi ile iştigal edebilir. Madeni yağ lisansı sahipleri, üretim veya ithalatta standartlara ve teknik düzenlemelere uymakla yükümlüdür.
Depolama lisansı sahipleri piyasada; depolama hizmeti verilmesi için depolama tesisi işletilmesi ile iştigal edebilirler. Depolama lisansı sahipleri iletim hatları ile bağlantılı tesislere ilişkin tarife önerilerinin ilgili mevzuat çerçevesinde hazırlanarak Kuruma sunulması ve Kurul kararı ile onaylanmış tarifelerin uygulanması, iletim hatları ile bağlantılı olmayan tesislere ilişkin tarifelerin hazırlanarak, Kuruma yapılacak bildirim sonrası uygulanması, kapasite kısıtları dışında, depolama taleplerinin, Lisans Yönetmeliğinin 47. maddede sayılan hususların sağlanması halinde ayrım gözetmeksizin karşılanması ile yükümlüdürler.
İletim lisansı sahipleri piyasada; boru hattı vasıtasıyla petrolün taşınması ve iletim tesisi işletilmesi ile iştigal edebilir. İletim lisansı sahipleri ilgili mevzuat çerçevesinde tarife önerilerinin hazırlanarak Kuruma sunulması ve Kurul kararı ile onaylanmış tarifelerin uygulanması, Kapasite kısıtları dışında, iletim taleplerinin, 47. maddede sayılan hususların sağlanması halinde ayrım gözetmeksizin karşılanması ile yükümlüdür.
Tesislerinde boş kapasite bulunan iletim ve depolama lisansı sahipleri; iletim ve depolama taleplerini, talebin;
a) Lisans sahibinin tarifesine uygun olması,
b) İlgili tesisin kapasitesine uygun yapılması,
c)Lisans sahibinin tesisine, işletme kural ve koşullarına, ilettiği veya depoladığı petrole yönelik olarak bozucu veya risk artırıcı olumsuz etkileri olmaması,
d) Tesisin, iletilen veya depolanan petrolün niteliğine uygun ve lisans sahibinin tarifesinde belirtilen asgarî miktarda olması,
e) İletim için, petrolün cinsi de dikkate alınarak üretici, rafinerici, iletici veya dağıtıcı tarafından depolama için, depocunun tarifesinde belirtilen asgarî miktarın üzerinde olmak şartı ile herkes tarafından yapılması,
halinde, karşılamakla yükümlüdür.
Akaryakıt bayiliği, dağıtıcıyla karşılıklı olarak ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve
ifade etmektedir. Bunun için gerekli donanıma sahip olan gerçek ve tüzel kişiler ise bayi olarak nitelendirilmektedir.
İhrakiye ülkenin karasuları ve/veya karasuları bitişiğinde deniz vasıtalarına veya hava meydanlarında yerli ve yabancı uçaklara vergili veya vergisiz sağlanan akaryakıtı ve madeni yağı ifade etmektedir. İhrakiye şirketi ise yurt içinden veya yurt dışından temin ettiği ihrakiyeyi deniz ve hava taşıtlarına ikmal eden lisanslı sermaye şirketini ve lisanslı bayileri ifade etmektedir. Lisans sahipleri, ihrakiyenin, rafinerici, dağıtıcı ve diğer ihrakiye teslimi lisansı sahiplerinden, yurtdışından veya yurtiçinde temini ile transit rejime tabi olan ve serbest dolaşıma girmiş ihrakiyenin deniz ve hava taşıtlarına ikmal edilmesi ile diğer ihrakiye teslimi lisansı sahibi tüzel kişilere ikmali, ihrakiye teslim tesisi işletilmesi ile iştigal edebilir.
İşleme faaliyeti Kanuna göre işleme lisansı almış sermaye şirketlerinin petrol ve diğer kimyasal maddelerden madeni yağ üretimi hariç,
i) yeni ürünler elde edilmesine ve/veya,
ii) ürünlerin nitelik veya niceliğinin değiştirilmesine ilişkin işlemlerini ifade etmektedir.
Kanunda kalorifer yakıtı, fuel-oil ve motorinde yıllık 5.000 tondan aşağı olmayacak şekilde Kurum tarafından ürün bazında belirlenen tüketim miktarından fazla yıllık petrol tüketimi olan lisanslı kullanıcı serbest kullanıcı olarak tarif edilmektedir. Serbest kullanıcı akaryakıt alımlarını lisansı dahilinde gerçekleştirmektedir. Kalorifer yakıtı, fuel-oil ve motorinde yıllık tüketimi, 5000 tonun altında olmayacak şekilde Kurum tarafından belirlenecek olan yıllık tüketim miktarının altındaki kullanıcılara dağıtıcılar kendi işlettikleri akaryakıt bayileri üzerinden satış yapamazlar. Yani, serbest tüketiciler dağıtıcılar kanalıyla akaryakıt ikmali yapmak zorundadırlar.
Kaçak petrole ilişkin mahkûmiyet hükmü veya müsadere kararı kesinleşenlerin lisansları iptal edilerek, bu kişilere bir daha hiçbir şekilde yeniden lisans verilmesi mümkün değildir. 5015 sayılı Kanun kaçak akaryakıtın neler olduğunu aşağıdaki belirlemiştir:
a) Kurumca belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıt,
b) Yasal yollarla Türkiye'de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan petrol ve petrol ürünleri,
c) Kurumdan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünlerinden elde edilen akaryakıtı ya da akaryakıta dönüştürmek maksadıyla kullanılan veya bulundurulan akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünleri,
d) 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre kaçak olan petrolü ve petrol ürünleri,
e) Sıvı veya gaz halindeki hidrokarbonlarla, hidrokarbon türevi olan yakıtları nakleden boru hatlarından (her türlü üretim, iletim ve dağıtım hatları dahil) veya bunların depolarından veya kuyulardan yasalara aykırı şekilde alınan petrolü ve petrol ürünleri.
Akaryakıt istasyonu sahipleri için sektörde önem arz eden konulardan biri de kilometre tahdididir. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 2. maddesi uyarınca şehir içi veya şehirlerarası trafiğe açık yollarda aynı istikamette iki akaryakıt istasyonu arasındaki asgari mesafe Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenecektir. Bu suretle asgari mesafeyi belirleme yetkisi EPDK’ya bırakılmış durumdadır. EPDK bu mesafeyi Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde “iki akaryakıt ve/veya LPG istasyonu arasındaki mesafe aynı yönde olmak üzere şehirlerarası yollarda on, şehir içi yollarda bir kilometreden az olamaz” ifadesiyle belirlemiş bulunmaktadır.
Şu halde, aynı yöndeki istasyonlar arası mesafe için bir kısıtlama getirilmiş fakat aksi istikametteki istasyonlar için bir kilometre tahdidi ele alınmamıştır. Belediye veya Büyükşehir Belediyesi mücavir alan sınırları içinde kalan tüm trafiğe açık yollar şehir içi yol; şehir içi karayolları dışında kalan tüm karayolları ise şehirler arası yol olarak kabul edilmektedir.
Kilometre tahdidi LPG piyasası için de benzer şekilde düzenlenmiş olup, 5307 sayılı Kanun asgari mesafeyi belirleme yetkisini EPDK’ya bırakmaktadır. EPDK, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde trafiğe açık yollarda aynı istikamette iki otogaz istasyonu arasındaki asgari mesafeyi şehirlerarası yollarda on, şehir içi yollarda bir kilometreden az olamayacak şekilde düzenlemektedir.
EPDK resmi internet sitesinde kilometre tahdidi uygulamasında yaşanan sorunlar üzerine açıklama yapmıştır [2] :
Kilometre tahdidi mesafesinin belirlenmesine ilişkin ölçümlerde, istasyonların yapı kullanma iznine konu alanının, uç noktalarından geçen ve yola dik açı oluşturan düzlemlerinin ölçüm yapılan yöndeki karayolu mesafesi dikkate alınmalıdır. Kurulun 17.11.2005 tarihli ve 579/113 sayılı Kararına göre akaryakıt ve LPG istasyonları arasındaki asgari mesafe kısıtlaması uygulamalarında;
a) İstasyonun üzerinde bulunduğu yol ismi veya yol kodu değil, yön esası dikkate alınır.
b) Şehirlerarası yolların üzerindeki akaryakıt ve LPG istasyonları arasında on kilometrelik mesafe aranır.
c) Şehir içi yolların üzerindeki akaryakıt ve LPG istasyonları arasında bir kilometrelik mesafe aranır.
d) Şehir içi yollar ile şehirlerarası yolların kesiştiği kesimlerde yer alan istasyonlar arasında en az bir kilometrelik mesafenin bulunması gerekir.
e) Şehir içi yollar ile şehirlerarası yolların yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak birbirlerinden ayrı olarak değerlendirilir.
Kanundaki tanımı uyarınca kilometre tahdidinin trafiğe açık yollarda uygulanması gerekir. Bu nedenle, kilometre tahdidiyle ilgili inceleme yapan mahalli idarelerin 579/113 sayılı Kurul kararında belirtilen yön esasını Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü trafik düzenlemeleri çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Karayolları Trafik Kanununa göre ülkemizde trafik sağdan akar. Dolayısıyla, kavşak geçişi veya başka bir nedenle sola dönen araçların yön değiştirdiği kabul edilir. Bu çerçevede yön esasına göre, akaryakıt istasyonundan çıkan bir araç bölünmüş yollarda takip ettiği gidiş güzergâhını; bölünmemiş yollarda ise takip ettiği gidiş şeridini değiştirmeden bir sonraki akaryakıt istasyonuna girebiliyorsa bu iki istasyon aynı yön üzerinde kabul edilmelidir. Dolayısıyla, bu durumda istasyonların arasında kilometre tahdidi ölçümü yapılmalıdır. Tek yönlü olarak trafiğe açık olan karayollarında veya bağlantı yollarında yolun her iki tarafına kurulmak istenen akaryakıt istasyonlarının da aynı yönde kabul edilmesi gerekir. Kavşaklarda sağa dönen veya ileri doğrultuda devam eden araçların yolun aynı yönünde kaldığı, sola veya geriye dönen araçların ise yolun diğer yönüne geçtiği kabul edilmelidir. Dolayısıyla yön esası uygulandığında, istasyonların giriş veya çıkışının bulunduğu yolun ismi, kodu veya türü farklı olsa bile istasyonlar arasında kilometre tahdidi ölçümü yapılabilecektir.
Kurul 05.01.2006 tarihli ve 630/68 sayılı Kararıyla; istasyonlar arası asgari mesafeye ilişkin işlem ve uygulamalarda akaryakıt istasyonlarının kendi aralarında ve LPG istasyonlarının da kendi aralarında değerlendirmeye tabi tutulmasına karar vermiştir. Bu kapsamda, Kanundaki akaryakıt istasyonu tanımında yer almayan yapıların veya parsel sınırlarının kilometre tahdidiyle ilgili ölçümlerde esas alınamayacağı değerlendirilmektedir.
İmar planlarının hazırlanmasında, akaryakıt ve/veya LPG satış amaçlı tüm istasyonlar bütün olarak değerlendirilebilir. Yapı kullanma ruhsatı aşamasına gelmeden önce istasyon türlerinin ayrıştırılmasının gerekli olmadığı değerlendirilmektedir. Gerekli izinlerin alınması ve durumun yapı kullanma ruhsatında yer alan "kullanım amacı" bölümüne ayrıca işlenmesi koşuluyla, aynı yapı kullanma ruhsatında iki ayrı istasyonun bulunması mümkündür. Bir akaryakıt istasyonunun yapı kullanma ruhsatında kullanım amacı değiştirilir ve İşyeri Açma Ruhsatı da dâhil gerekli izinleri alınırsa, aynı istasyon içinde ikinci bir akaryakıt veya LPG istasyonu kurulabilir. Aynı istasyon içinde kilometre tahdidine ilişkin hükümler uygulanamaz. Ancak, yeni bir imar planı düzenlenmek istenmesi halinde kilometre tahdidi aranmalıdır.
Aynı yol üzerinde birden çok akaryakıt istasyonu için yapı ruhsatı başvurusu varsa, yetkili mahalli idare önceliği imar planında akaryakıt istasyonu alanı olarak ilk onaylanan yere vermelidir. Bunun dışında kalan başvuru yapılması, yol geçiş izni vb. belgeler alınması gibi durumlar kazanılmış hak olarak kabul edilmemelidir. İmar planı onayı işlemleri süren birden çok başvurunun hangisine öncelik verileceğinin belirlenmesi ise onay makamı olan yetkili mahalli idarenin takdirindedir. Kilometre tahdidi koşulunu sağlamayan mahallerdeki akaryakıt istasyonları için izin, ruhsat ve benzeri diğer belgelerin verilmemesi gerektiği açıktır.
5015 sayılı Kanun kapsamında “Rafinerici Lisansı, İşleme Lisansı, Madeni Yağ Lisansı, Depolama Lisansı, İletim Lisansı, Serbest Kullanıcı Lisansı, İhrakiye Teslimi Lisansı, Dağıtıcı Lisansı, Taşıma Lisansı, Bayilik Lisansı” olmak üzere 10 adet lisans verilmesi mümkündür. Bayilik lisansları; akaryakıt veya ihrakiye alt başlıkları altında; istasyonlu bayi veya istasyonsuz bayi kategorilerine göre verilir.
Sanayi tesislerinde yan ürün olarak akaryakıt elde edilmesi işlemleri ile rafinerici, dağıtıcı, ihrakiye teslimi lisansı sahipleri tarafından yapılan;
1.Akaryakıtın özelliklerini iyileştirmeye yönelik organik ve inorganik katkı maddelerinin ilavesi işlemleri,
2.Teknik düzenlemelere uygun olan ve akaryakıta ayrı bir vasıf kazandırmayan harmanlama işlemleri,
için lisans alınması gerekmez.
Üçüncü şahıslara hizmet vermeyen ve/veya rafinerilerden doğrudan petrol alan kişilerin sahip oldukları tesislere/depolara boru hattı vasıtasıyla yapılan taşıma faaliyetleri için iletim lisansı alınması gerekmez.
Lisanslı depolama tesisi bulunmayan sivil hava ulaşımına açık havaalanlarında ihrakiye teslim faaliyetinde bulunan lisans sahipleri; bu havaalanlarında, uçak ikmal aracı olarak kullandıkları akaryakıt tankerleri vasıtasıyla kendi faaliyetlerinin yanı sıra, ihrakiye teslim faaliyetinde bulunan diğer lisans sahiplerine, ilgili diğer mevzuatta kayıtlı hususların da yerine getirilmesi kaydıyla akaryakıt ikmal hizmeti verebilir.
Lisans kapsamında olsun veya olmasın; sanayi tesislerinde yan ürün olarak elde edilen ürünün yurt içinde akaryakıt olarak faaliyete konu edilmesi halinde, sanayiciler Kuruma bilgi verilmek şartıyla teknik düzenlemelere uygun olanları dağıtıcılara, uygun olmayanları rafinerilerin olumlu görüş vermesi ve anlaşma sağlanması halinde rafinerilere teslim etmekle yükümlüdür.
20.12.2003 tarih ve 25322 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu çerçevesinde akaryakıt fiyatlarının tespitine ilişkin yeni bir düzenleme rejimi öngörülmüştür. Bu çerçevede, 1998 yılından beri yürürlükte olan Otomatik Fiyat Mekanizması (OFM) sistemi terk edilmiş ve uluslararası fiyatlara referans verilerek bir anlamda serbestleşme getirilmiştir. Bunun bir istisnası, Kanunun Ek 1. maddesinde yer almaktadır. Maddeye göre EPDK tarafından akaryakıt alt başlığı ve istasyonlu bayilik kategorisi altında verilen bayilik lisansı sahiplerince, 4760 sayılı ÖTVK’nın 7/A maddesi ve 3065 sayılı KDVK’nın 14. maddesinin (3) numaralı fıkrası kapsamında satışı yapılan akaryakıtların satış fiyatı, ilgili akaryakıt türünün edinme bedelinin yüzde sekiz fazlasını aşamayacaktır.
Yani, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde, Bakanlar Kurulunca belirlenen sınır kapılarında 4458 sayılı Gümrük Kanununun ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların depolarına (araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla) yalnızca yurt dışına çıkışlarında yapılacak motorin teslimi KDV ve ÖTV’den istisna olmakla beraber, akaryakıt satış fiyatı maliyetin en fazla %8’i kadar olacaktır.
Yeni düzenlemeye göre petrol alım satımında fiyatlar “en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına” göre oluşmaktadır. Yerli ham petrol için teslim yeri olan en yakın liman veya rafineride teşekkül eden ‘Piyasa Fiyatı’ fiyat olarak kabul edilmektedir. Düzenlemeye göre yerli ham petrol fiyat oluşumu farklı bir biçimde düzenlenmiştir.
Rafinerici ve dağıtıcı lisansı kapsamında yapılan piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatlar ise en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu dikkate alınarak lisans sahipleri tarafından hazırlanan tavan fiyatlar olarak EPDK’ya bildirilmektedir. Bu çerçevede TÜPRAŞ tarafından otomatik fiyat sisteminin son bulduğu 2005 yılı başından beri Platts (CIF-MED) fiyatları referans alınmaktadır. 2008 yılında yürürlüğe gire Petrol Piyasası Fiyatlandırma Yönetmeliğinin 5. maddesinde fiyatlandırmanın, 5015 sayılı Kanunun 10. maddesinde yer alan; yerli ham petrolün fiyat teşekkülüne; olağanüstü hallerde taban ve/veya tavan fiyat belirlemeye; tarife veya tavan fiyat oluşturmaya yönelik hükümler saklı kalmak üzere, piyasada serbestçe belirleneceği ifade edilmektedir.
Fiyat hareketlerinin incelendiği zaman dağıtım fiyatlarını etkileyen önemli bir gelişme EPDK tarafından 2009 yılının Haziran ayı sonunda alınan tavan fiyat kararıdır. Dağıtıcı kar oranları yıllar itibariyle değişiklik gösterebilmektedir. Bunun en temel nedenleri arasında belli bazı sektöre özgü maliyet kalemleri gelmektedir.
Bunlardan en önemlileri ulusal stok tutma zorunluluğu olarak ifade edilebilir. Global anlamda ciddi düzeyde stok tüm maliyetine rağmen güvenlik amacıyla tutulmaktadır. Bu stoğun finansman maliyeti veya sermaye maliyeti işletmeler üzerinde bir yüktür. Ayrıca, rafineri alımlarındaki vadeler, peşin ödenen vergi, ithalat süresinin görece uzunluğu; AB’ye göre karayolu taşımacılığının yaygın olması; ulusal marker uygulaması; istasyon yatırım maliyetlerinin yüksekliği; aksak rekabet nedenleri, istasyon yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve yatırım risk priminin yüksekliği, bazı ürünlerin yasa dışı amaçla kullanılması vs diğer maliyeti etkileyen kalemler olarak ifade edilebilmektedir.
Ülkemizde akaryakıt bayilerinin çok küçük bir kısmı dağıtım şirketlerinin mülkiyetinde bulunmaktadır. Büyük kısmı arazi sahipleri tarafından dağıtım şirketlerine verilen uzun süreli intifa hakları ve buna paralel olarak dağıtıcı ile bayi arasında yapılan kira sözleşmeleri vasıtasıyla yürütülmektedir. Son dönemlerde Rekabet Kurulu tarafından alınan karar uyarınca, küçük dağıtıcıların piyasaya girmesini temin etmek ve rekabet olgusunu artırmak üzere söz konusu sözleşmelerin süresi beş yıl ile sınırlandırılmıştır.
5015 sayılı Kanun uyarınca dağıtıcılar, bayilerine yönelik olarak tavan fiyat tespit etmekte ve kendi tavan fiyatları ile birlikte EPDK’ya bildirmektedir. Rekabet Kurumu Sektör Raporunda, bu uygulama ile birlikte bayi fiyatlarının EPDK internet sitesinde yayımlanmasıyla tavan fiyat uygulaması, fiili fiyat uygulamasına dönüştüğü ifade edilmektedir. Bir başka deyişle perakende satış düzeyinde rekabet söz konusu olmadığı iddia edilmektedir.
EPDK 2005-2006 Akaryakıt Sektör Raporunda yer alan fiyat verilerine göre, uluslararası fiyatlar yükselirken gerek rafineri çıkışı fiyatları, gerekse pompa fiyatları yükselmekte, buna karşın uluslararası fiyatlara koşut olarak rafineri çıkış fiyatlarındaki düşüşler pompa fiyatlarına aynı oranda yansıtılmamaktadır. Dolayısıyla, dağıtım ve perakende satış kademelerinde, uluslararası fiyatlar gerilemiş olsa bile, önceki dönemde oluşan yüksek fiyat seviyesinden geri adım atılma noktasında bir katılık mevcuttur. Yani, aynen enflasyon hedeflemesindeki gibi geriye doğru atalet kazanmış bir durum sözkonusudur. Bu durum, uluslararası fiyat seviyesindeki değişimlerin yeterince dikkate alınmadığı veya dağıtım ve perakende satış seviyesinde rekabetçi bir fiyatlandırmanın gerçekleşmediğine işaret etmektedir.
Kanunun, 10. maddesinde yer alan yerli ham petrolün fiyat teşekkülüne, olağanüstü hallerde taban ve/veya tavan fiyat belirlemeye, tarife veya tavan fiyat oluşturmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, piyasaya arz edilen mal ve hizmetlerin fiyatları serbestçe oluşmaktadır.
Petrol piyasasına sunulan mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak;
a) İletim, depolama, rafinerici ve dağıtıcı lisansları kapsamındaki faaliyetlerde, tarife,
b) İşleme lisansı kapsamındaki faaliyetlerde, fiyat listesi,
c) Bayilik (İstasyonlu) lisansı kapsamındaki faaliyetlerde, fiyat ilanı
esası uygulanmaktadır.
5015 sayılı Kanunu öncesi dönemde akaryakıt dağıtıcısı olabilmek için belirli sayıda bayiye ulaşma ve depo şartı bulunurken, mezkur Kanunun 3/4. maddesi ile Kurum tarafından lisansların hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliği dikkate alınarak, bayi sayısı, depolama kapasitesi (işletme stok kapasitesi hariç) konularında sayısal büyüklüklerle sınırlama yapılamayacağı belirtilmiştir. EPDK tarafından piyasaya giriş ve çıkışlar objektif kriterlere bağlanmış ve hızlandırılmıştır. Lisans verilmesine ilişkin süreç kısaltılmış, bürokratik süreç nispeten hızlandırılmıştır. Bununla birlikte, rafinericiler ve doğal tekel niteliğinde olan depolama ve iletim lisansı sahipleri haricinde piyasadan çıkışı kısıtlayan herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca, Kanunda rekabetçi bir piyasa yapısı için gerekli olan kurallar net olarak ortaya koyulmuş ve kuralların takibi etkin bir şekilde yapılarak, piyasanın düzeni için gerekli kurallara uymayanlara yaptırımlar uygulanmıştır. EPDK tarafından yayımlanan raporlarla sektörün bilgi ve veri sorunları çözülmeye çalışılmıştır. Piyasada faaliyetleri veya rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran veya doğurabilecek nitelikte olması durumunda; EPDK’ya her seferinde iki ayı geçmemek üzere ve faaliyetlerin her aşamasında bölgesel veya ulusal düzeyde taban ve/veya tavan fiyat tespit yetkisi tanınmıştır. Tedarik çeşitliliği konusunda, dağıtıcıların %60 oranında rafineriden ürün alma zorunluluğu 2005 yılında ortadan kaldırılmış ve bu sayede dağıtıcı ve ihrakiye sahibi lisans sahiplerine %100 ithalat serbestliği getirilmiştir.
İlaveten, EPDK tarafından tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi amacıyla, dağıtıcılar arası ticaret mekanizması da verilen yetki kıstasında EPDK tarafından kullandırılmaktadır. akaryakıtların teknik özelliklerinin AB ile uyumlaştırılması ve düzenli olarak takibinin yapılması ithalat imkanlarını artıran bir diğer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kanunda en önemli değişikliklerden bir tanesinin ise piyasada hakim durumun kötüye kullanılmaması amacıyla Kanunun 7. maddesinin dördüncü fıkrası ile dağıtıcıların kendi işlettiği istasyonlar aracılığı ile yaptığı satışın dağıtıcının toplam yurt içi pazar payının %15’inden fazla olamayacağı, dağıtıcıların yurt içi pazar payının toplam pazarın %45’ini geçemeyeceğini ve dağıtıcının kendi işlettiği istasyonlara sübvansiyon ve farklı uygulama yapamayackları olduğunu ifade etmek gerekir.
5015 sayılı Kanunun 9. maddesi ile dağıtıcılar arası akaryakıt teslimi için gerekli izin EPDK’nın yetkisine verilmiştir. EPDK’nın 13/12/2012 tarihli toplantıs ında alınan kararla Kurumun ilgili mevzuatı ile 22/04/2009 tarihli ve 2073 sayılı Kurul Kararı ve Petrol Piyasası Bilgi Sistemi Yönetmeliğinde yer alan hususlar doğrultusunda, 01/01/2013-31/12/2015 tarihleri arasında dağıtıcılar arası akar yakıt ticaretinin önü açılmıştır.
2073 sayılı Kurul Kararına göre dağıtıcı lisansı sahipleri, ilgili mevzuatta belirtildiği üzere serbest kullanıcıların ve sözleşmelerle oluşturdukları bayilerinin akaryakıt ihtiyacının karşılanması amacıyla ticarete konu akaryakıtın türü, miktarı ve ticaretin gerçekleştirileceği yer ve dönemi belirtmek suretiyle, mücbir sebebe dayanarak veya üçer aylık dönemler halinde dağıtıcılar arası akaryakıt ticareti kapsamında akaryakıt ticaret izni talebinde bulunabilmektedirler.
Fakat, aynı ilde depolama lisansı sahibi şirketler ile yeterli miktarda akaryakıt için yapılmış hizmet alım sözleşmesi veya lisanslı deposu bulunmayan dağıtıcı lisansı sahibi şirketler, aynı ilde dağıtıcılar arası akaryakıt ticareti kapsamında akaryakıt satış izni talebinde bulunamazlar. Keza, aynı ilde (ülkemiz sivil hava ulaşımına açık havaalanlarında, yerli ve yabancı uçaklara ihrakiye teslimi amacıyla kullanılmakta olan akaryakıt ikmal tesisleri hariç) akaryakıt ikmal tesisi olan dağıtıcı lisansı sahipleri kendi aralarında bu ilde gerçekleştirilecek dağıtıcılar arası akaryakıt temini veya satışı için “mücbir sebepler haricinde [3] ” izin talebinde bulunamamaktadırlar. İlaveten, dağıtıcı lisansı sahipleri, yıllık pazarlama projeksiyonlarında ve lisanslarında yer almayan akaryakıt türleri için dağıtıcılar arası akaryakıt ticaret izni başvurusunda bulunamazlar. Dağıtıcılar arası satışta miktar sınırlamaları da bulunmaktadır. Buna göre dağıtıcı lisansı sahibinin dağıtıcılar arası akaryakıt ticareti kapsamında yapacağı akaryakıt temini ve satışı taleplerine konu olan akaryakıt miktarının yıllık toplamı, lisans alma tarihi ile izin başvurusu arasındaki sürenin;
a) Bir yıldan daha kısa olması durumunda, dağıtıcının Kuruma beyan ettiği yurt içi beyaz ürün satış projeksiyonunda belirtilen miktarın,
b) Bir yıldan daha uzun olması durumunda,
1) Bir önceki takvim yılı içerisinde lisans alan dağıtıcılar için, lisans aldıkları tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde gerçekleştirdikleri toplam yurt içi beyaz ürün satış miktarının,
2) Daha önceki yıllarda lisans almış olan dağıtıcılar için ise izin başvurusundan bir önceki takvim yılı içerisinde gerçekleştirdikleri toplam yurt içi beyaz ürün satış miktarının yüzde ellisinden fazla olamaz.
Bu maddenin uygulanmasında; İstanbul ili, Anadolu ve Avrupa yakası olarak ayrı ayrı değerlendirmeye alınacaktır.
Dağıtıcılar arası akaryakıt satışında KDV ve ÖTV açısından özel bir durum bulunmamaktadır. Antrepoda yapılan satışlarda KDV ve ÖTV hesaplanmamakta, yurt içi teslimlerde ise KDV açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşmekte, ÖTV açısından da bir dağıtıcının diğerine yaptığı satışta da ÖTV doğmaktadır.
Rafinericiler evsafına uygun ürün teslim etmek, dağıtıcılar ile bayiler ise akaryakıtların kullanım amacını, niteliğini, niceliğini değiştirmemek ile yükümlüdür. Kanun kapsamında rafineri şirketleri esas itibariyle rafineri tesisi kurulması ve işletilmesi, petrolün alım ve satımının yapılması, ham petrolden yeni ürünler elde edilmesi, ham petrolün yurt içinde alım ve satımının sadece diğer rafinericilerle ve üreticilerle yapılması ile iştigal edebilir.
Bu faaliyetler dışında; rafinerici lisansı sahipleri, lisanslarına işlenmesi koşuluyla, ayrıca lisans almaksızın rafineri tesisi içinde veya civarında işleme ve depolama faaliyetleri ile yakınındaki diğer tesislere boru hatları ile taşıma faaliyetlerinde ve Kanunun Geçici 3. maddesindeki kısıtlama dışında ihrakiye teslimi faaliyetinde bulunabilir.
Rafinerici lisansı sahipleri; dağıtıcılara ve/veya diğer rafinericilere akaryakıt, lisansında yer alması koşuluyla diğer ihrakiye teslim şirketlerine ihrakiye satışı yapabilirler.
Yukarıda sayılan esas faaliyetlerinin yanında rafineriler,
a) Lisansına işlenmek koşuluyla; tesisi içinde veya civarında işleme, depolama ile yakınındaki diğer tesislere boru hatları ile taşıma,
b) Sahip olacağı dağıtım şirketi ile akaryakıt dağıtımı,
faaliyetlerinde de bulunabilir. Rafinerici kendi dağıtım şirketine tanıdığı şartları kendisinden akaryakıt talep eden diğer dağıtıcılara da kategori bazında tanımak zorundadır.
Ulusal güvenlik açısından ihtiyaç duyulan akaryakıt ve diğer ürünlerin üretimi ve teslimi önceliklidir. Rafinericiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı taktik yakıtların üretim kabiliyetini ürün talebi halinde sağlamak ve korumakla yükümlüdür.
Kanunen akaryakıt istasyonu dağıtıcı veya bunlarla tek elden satış sözleşmesi yapmış bayilerce teknik, kalite ve güvenlik açısından mevzuata uygun olarak kurulup, bir veya farklı alt başlıktan birer akaryakıt dağıtıcısının tescilli markası altında faaliyette bulunan ve esas itibarıyla araçların akaryakıt, madeni yağ, otogaz LPG, temizlik ve ihtiyarî olarak bakım ile kullanıcıların tüplü LPG hariç diğer asgarî ihtiyaçlarını karşılayacak imkânları sunan yerleri ifade etmektedir.
Bayilik lisansı sahipleri piyasada, lisanslarında düzenlenen alt başlığa göre akaryakıt bayisi, ihrakiye bayisi; kategoriye göre ise istasyonlu bayi ve istasyonsuz bayi olarak bayisi olduğu dağıtıcıdan temin ettiği akaryakıt veya ihrakiyenin kullanıcılara satışı faaliyetinde bulunabilir. Aynı kişiye ve/veya aynı adrese farklı kategoriden bayilik lisansı verilemez.
İstasyonlu akaryakıt bayileri, lisansları kapsamındaki akaryakıt istasyonları yoluyla, lisansına işlenmek ve gerekli tedbirleri almak kaydıyla, tarım sektörünün ihtiyaçları için tanker ve köy pompası vasıtasıyla LPG hariç akaryakıt satışı yapabilirler.
Bayiler, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütürler. Bayiler lisanslarının devamı süresince;
a) Bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması,
b) Tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürünlerin akaryakıta katılmaması ve istasyonunda bulundurmaması,
ile yükümlüdürler.
Yurt dışından ham petrol ve akaryakıt temin edeceklerin rafinerici veya dağıtıcı veya ihrakiye teslim şirketi lisansına sahip olması gereklidir. Türkiye'de ham petrol üretimi yapan üreticiler, düşük gravite yerli üretim ham petrol ile karıştırılacak miktarda ham petrol ithalatı yapabilirler. Ham petrol ve akaryakıt ithalatı miktar ve belirli teknik ölçümleri yapabilecek donanıma sahip yetkili gümrük idarelerinden yapılır. Dağıtıcılarca yapılacak akaryakıt ithalatı, ilgilinin lisansında yer alan alt başlık kapsamındaki akaryakıtlarla sınırlıdır ve Kuruma bayi bilgileriyle birlikte verilen pazarlama projeksiyonu ile uyumlu olduğu bildirildikten sonra yapılabilir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda piyasanın istikrar içerisinde çalışmasını sağlamak ve belli bazı riskleri önlemek amacıyla piyasa oyuncularına ulusal stok tutma yükümlüğü getirilmiştir. Mezkur Kanunun 16. maddesine göre piyasada sürekliliğin sağlanması, kriz veya olağanüstü hallerde risklerin önlenmesi ve uluslararası anlaşmalar gereği olağanüstü hal petrol stokları ile ilgili yükümlülüklerin ifası amaçlarıyla bir önceki yıl günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az doksan günlük miktarı kadar petrol stoğu tutulması gerekmektedir.
Ulusal petrol stoğu, rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin ikmal ettiği günlük ortalama ürün miktarının minimum yirmi katını kendi depolarında veya lisanslı depolama tesislerinde topluca veya statülerine göre ayrı ayrı bulundurma yükümlülüğü ile sağlanmaktadır. Rafinerilere ve depolara boşaltılmak üzere karasularında bulunan yüklü tankerler ile rafinerilerdeki ham petrol ve yarı mamul ürünler, ürüne tahvil edilerek ulusal stok mükellefiyetine sayılır. Ulusal petrol stoğu, depolanan yerin durumuna ve mevzuatın müsaadesi şartı ile vergisiz tutulabilir.
Akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin, tank dibi hariç toplam stoğunun yirmi günlük kısmı şirketlerin minimum işletme stoğu olarak alınır ve ulusal petrol stoğundan sayılır. Ayrıca, bir tüketim tesisinde her bir cins üründen yılda 20.000 ton ve üzeri akaryakıt kullanan serbest kullanıcılar, tüketimlerinin onbeş günlük kısmını karşılayacak miktarda kendi depolarında stok bulundurmak mecburiyetindedir ve bunlar ulusal petrol stoğu içinde mütalâa edilir.
Ulusal petrol stoğunun tamamlayıcı kısmı rafinericiler tarafından tutulur ve tamamlayıcı kısmın edinilmesi nedeniyle oluşabilecek kaynak ihtiyacı, finansman giderleri ve bu kısım stokların depolama ve idame maliyeti, tüketici fiyatlarına ilâve edilen (Kurul tarafından azami 10 ABD Dolar/ton'a kadar belirlenir.) ve rafinericilerin kullanımında kalan gelirler ile karşılanır. Rafinericilerin haricinde ithalat durumunda bu gelir rafinericiye ithalatçı tarafından ödenir. Rafinericiler tarafından her yıl bu gelirin muhasebesi hakkında Kuruma bilgi verilmesi zorunludur. Gelir, yeterli depolama tesisi ve stok sağlandıktan sonra idame giderlerini sağlayacak seviyeye çekilir.
Ulusal petrol stoğu hesabında esas alınacak günlük ortalama ürün miktarı, bir önceki dağıtım projeksiyonu döneminde ikmal edilen akaryakıt miktarının 360’a bölünmesi suretiyle hesaplanır. Dağıtıcı lisansı sahiplerinin yükümlülükleri kapsamında tutulacak stok miktarı, 3.300 ton veya eşdeğeri hacim ölçüsünden az olamaz. Yıllık tüketimi bir tesisinde her bir cins akaryakıt için 20.000 ton ve üzeri olan serbest kullanıcı lisansı sahipleri de, kendi depolarında, kullanımlarının onbeş günlük kısmını karşılayacak miktarda stok bulundurmakla yükümlüdür. Rafinerilere ise ulusal petrol stoğunun tamamlayıcı kısmının ve Ulusal petrol stoğu kapsamında, ikmal edilen günlük ortalama ürün miktarının minimum yirmi katının kendi depolarında veya lisanslı depolama tesislerinde topluca veya statülerine göre ayrı ayrı bulundurulması yükümlülükleri verilmiştir.
Ulusal petrol stoğunun esas gün sayısının belirlenmesi, artırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler, ulusal petrol stoğunun temin süresi, ulusal petrol stoğunun cinsi, miktarı ve stoklama yerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer kararlar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hallerde satış yapılması ile Bakanlar Kurulu’na sunulacak tekliflerin hazırlanması gibi konularda karar vermek üzere ve bu Kanuna göre oluşturulan Komisyonun çalışmasına ait usul ve esasların belirlenmesinde Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Komisyon, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında, Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Kurum temsilcilerinden oluşur. Komisyonca alınan kararların uygulanması ile sekretarya işleri Bakanlık tarafından yürütülür. Komisyonun kararlarına karşı yürütülecek hukukî işlemlerde muhatap Bakanlıktır.
Otobiodizel ve etanolün harmanlama işlemi rafinerici ve dağıtıcı, metil tersiyer bütil eterin harmanlama işlemi sadece rafinerici lisansı sahipleri tarafından yapılabilir. Harmanlama ve karıştırma yapılan akaryakıtın piyasaya sunumunda, ulusal markerin gerektiği şart ve seviyede bulunması zorunludur. Denizcilik yakıtlarının hazırlanması hariç, akaryakıtlar birbiriyle karıştırılamaz.
Katkılama sadece rafinerici, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisansı sahiplerince yapılabilir. Dağıtıcı lisansı sahipleri tarafından akaryakıta ilave edilecek olan harmanlama ürünü, marker ve katkı maddelerinin ulusal markerin özelliklerini bozmayacak nitelikte olması zorunludur.
Bağımsız bir idari otorite konumunda olan EPDK, kanunlarla kendisine tanınan yetkiyi kullanmak sureti çeşitli hukuki nedenlerle sektörü çeşitli cezai yaptırımlara tabi tutabilmektedir. Danıştay Kanunu uyarınca bağımsız idari otoritelerin kararları aleyhinde açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülür. Danıştay kendi bünyesinde bu davaların görülmesi için özel bir ihtisas dairesi oluşturmuş bulunmaktadır. Bu vesile ile EPDK kararları aleyhinde açılacak davalar da Danıştay’da çözülmekteydi. Fakat, 6352 sayılı Kanunla birlikte yapılan değişiklik sonrası, idari para cezalarına karşı Kurum aleyhine açılacak davalar bakımından yetkili mahkeme artık idare mahkemeleri olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, artık EPDK kararları aleyhine, idari para cezası kararlarının iptali istemiyle yetkili İdare Mahkemesinde dava açılabilecektir. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılacaktır. EPDK’nın idari para cezasına ilişkin Kararı kendisine tebliğ edilen ilgililer (Lisans sahipleri-Dağıtıcılar, Akaryakıt Bayileri, vs.), söz konusu karara karşı itiraz etmek istiyorsa, Kurulun vermiş olduğu kararın iptali istemiyle İdare Mahkemesinde “iptal davası” açmalıdır. Dava açma süresi, 60 gündür. Bu süre, idari para cezasına ilişkin kararın yazılı olarak bildiriminin yapıldığı tarihi(tebliğ tarihini) izleyen günden itibaren başlar. Tatil günleri sürelere dahildir. Ancak sürenin son gününün tatil gününe rastlaması halinde, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Sürenin bitmesi adli tatile rastlarsa, süre adli tatilin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır [4] .
EPDK’nın yetkisi kapsamında değerlendirilecek idari işlemler temelde idari para cezaları ve diğer idari yaptırımlar olarak iki başlık altında incelenebilir.
Para cezaları dışında kalan diğer idari yaptırımlar kanunda aranan koşulların varlığı ve usuli işlemlerin yasaya aykırılık teşkil etmeyecek surette yerine getirildiği hallerde lisans iptali, faaliyeti geçici yahut sürekli durdurma kararı, tesise el koyma kararı gibi farklı gerekçe ve amaçlara dayanan işlemler olarak uygulanmaktadır.
Gerek 5015 sayılı Kanun, gerekse üçüncül düzenlemeler uyarınca mevzuat hükümleri ile ihtilaf içerisinde olan lisans sahibi kişiler hakkında EPDK tarafından ön araştırma veya soruşturma başlatılır. Mevzuat hükümleri ihlalinin tespiti ile beraber ön araştırma evresini başlayan EPDK aynı zamanda ilgiliye onbeş gün içerisinde söz konusu ihlallerin giderilmesi, giderilmediği takdirde faaliyetlerin geçici süreli yahut sürekli olarak durdurulabileceği hususlarında ikazda bulunur. İkaza bu süre zarfında riayet edilmemesi halinde EPDK söz konusu faaliyetleri geçici olarak durdurma kararı alma yetkisine sahiptir. Kanunda açıkça belirtildiği üzere bu geçici süre otuz günden az, yüzseksen günden çok olamaz. Geçici durdurma süresi içerisinde faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına yönelik işlemler dışında diğer tüm faaliyetler yasak kapsamındadır. Kurumun başlattığı ön araştırma ve soruşturma evresi tamamlandıktan sonra gerek duyulursa kurumca lisans iptali kararı verilebilir. Ancak lisans iptaline hükmedilmesinin kanunen belirlenmiş en önemli koşulu soruşturma evresinin eksiksiz tamamlanmış olması zorunluluğudur.
Kaçak akaryakıt sağlayanlar hakkında doğrudan lisansın iptali kararı verileceği; teknik düzenlemelere uygun olmayan ürün ikmallerinde ise zararın tazmini borcu doğacağı hüküm altına alınmıştır.
Akaryakıt istasyonu kapsamında sürdürülen bayilik faaliyetlerinin, bu Kanuna veya bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelere aykırılığının Kurumca tespiti halinde, anılan istasyonda yapılan akaryakıt ikmali Kurumca geçici veya süresiz olarak mühürleme suretiyle durdurulur. İptale veya mühürlemeye ilişkin usul ve esaslar EPDK tarafından çıkarılan ilgili yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Lisans iptali ve mühürlemeye rağmen faaliyete devam edenler hakkında Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
Teknik düzenlemelere uygun olmayan petrol ikmali nedeniyle kullanıcıya verilen zarar ve hasarların tazmini hususu, kullanıcıların muhatap olduğu lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin lisanslarında ve sözleşmelerinde yer alır. Dağıtım şirketinin lisansının iptal edilmesi veya faaliyetinin geçici olarak durdurulması halinde dağıtım şirketine bağlı bayiler, diğer dağıtım şirketlerinin bayii olarak faaliyetlerini sürdürürler.
Ayrıca, EPDK re’sen ön araştırma yapabileceği gibi, kendisine intikale den ihbar veya şikâyetler üzerine de soruşturma başlatılmasına gerek olup olmadığının tespit için ön araştırma başlatabilir. EPDK gerekli duyduğu hallerde ön araştırma başlatmaksızın doğrudan soruşturma evresini başlatma hakkına sahiptir.
ÖTV’nin konusunu, ÖTV kapsamına giren malların teslimi, ilk iktisabı veya ithali oluşturmaktadır. ÖTV kapsamına giren mallar, Kanuna ekli (I) , (II) , (III) ve (IV) sayılı listelerde Türk Gümrük Tarife Cetvelinde yer alan Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP) numaraları itibariyle tespit edilmiştir. ÖTVK’nın 1. maddesinde, verginin konusuna giren malların bir defaya mahsus olmak üzere vergiye tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle tesliminde, ilk iktisabında veya ithalinde ÖTV ödenen malların daha sonraki teslimlerinde vergi uygulanmayacaktır.
(I) sayılı listedeki mallar için “verginin konusu”, bu malların ithalatçıları veya rafineriler de dahil olmak üzere imalatçıları tarafından teslimi veya ÖTV uygulanmadan önce müzayede suretiyle satışıdır. Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı, bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi tutulmuştur. Kanunun 3. maddesi hükmü uyarınca (I) sayılı listede yer alan mallar için “vergiyi doğuran olay”, yurt içi teslimlerde veya teslim sayılan hallerde meydana gelmektedir. Ayrıca, aynı Kanunun 16/4 numaralı fıkrasında, (I) sayılı listede yer alan malların ithalinde, ödenecek ÖTV'ye karşılık olmak üzere türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları Maliye Bakanlığı’nca belirlenmek suretiyle teminat alınacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ÖTVK’ya ekli (I) sayılı listedeki malların ithalinde mükellef tarafından gümrük idaresine teminat verilmesi gerektiğinden, bu mallara ilişkin ÖTV mükellefiyetinin en geç ithal (ÖTVK’nın 2. maddesinin 1/a bendi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesine giriş) tarihinde yurt içinde ÖTV yönünden bağlı olunacak vergi dairesine tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı VUK’un 153. maddesi uyarınca ÖTV mükellefiyeti tesis ettiren mükellefler, ÖTV'ye tabi işlemleri bulunmaması nedeniyle ÖTV mükellefiyetlerinin sona erdirilmesini, bir dilekçe ile bağlı bulundukları vergi dairesine başvurmak suretiyle isteyebileceklerdir. Bu dilekçe üzerine mükellefiyet kaydı ilgili vergi dairesince terkin edilecektir.
Ancak, VUK'un 160. maddesi hükmü uyarınca, mükellefin ÖTV'ye ilişkin mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi, bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmeyecektir.
ÖTV mükellefiyetleri bu şekilde terkin olunan mükelleflerin daha sonra ÖTV'ye tabi işlemleri bulunması halinde, tekrar ÖTV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerektiği tabiidir.
Petrol ürünleri ve doğalgaz türevlerinden oluşan (I) sayılı liste (A) ve (B) cetvellerinden meydana gelmektedir.
(I/A) Cetveli: (A) cetvelinde, ÖTVK’nın yürürlüğe girmesinden önce uygulanan akaryakıt tüketim vergisi ve akaryakıt fiyat istikrar payına tabi olan doğalgaz, akaryakıt ürünleri ve sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) ile anılan vergi ve paya tabi olmamakla birlikte söz konusu mallara ikame edilmesi mümkün bulunan petrol türevleri, baz yağlar, madeni yağlar, petrokok ve benzeri diğer mallar yer almaktadır.
(I/B) Cetveli: Listenin (B) cetvelinde, temelde sanayi girdisi olan solvent ve benzeri ürünler ile bunların türevleri yer almaktadır. Ancak, Kanunun 8. maddesinin 1 numaralı fıkrasında düzenlenen tecil-terkin uygulaması suretiyle, bu malların sanayide kullanımında ek bir vergi yükü getirilmemesi sağlanmaktadır.
Kanuna göre vergiyi doğran olay (I) sayılı listedeki malların imalatçıları ve ithalatçıları tarafından teslimi olarak ifade edilmiştir. Diğer yandan, vergi alacağının güvence altına alınması amacıyla, malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere vergiyi doğuran olayın, fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana geleceği hüküm altına alınmıştır.
Kısım kısım mal teslim edilmesinin mutad olduğu veya bu hususta mutabık kalındığı hallerde vergiyi doğuran olay; her bir kısmın teslimidir. Örneğin, rafineri ile 1 yıllık akaryakıt ihtiyacı için sözleşme imzalayan bir akaryakıt dağıtım şirketine, sözleşmeye konu akaryakıt miktarının tamamı için değil, teslim edilen her bir parti mal için ÖTV uygulanacaktır.
Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, imalatçı veya ithalatçı tarafından malların komisyoncuya veya konsinye işletmelere verildiği anda vergi doğmamaktadır. Bu tür teslimlerde vergiyi doğuran olay, malların komisyoncular veya konsinye işletmeler tarafından alıcıya teslim edildiği tarihte meydana gelmektedir.
Öte yandan ithalatta vergiyi doğuran olay; 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre vergi ödeme mükellefiyetinin doğması, ithalat vergilerine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescilidir.
Kanunda verginin konusuna giren malların Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine girişi ithalat olarak tanımlanmıştır. Gümrük Kanununun geçici ithalat ve hariçte işleme rejimleri ile geri gelen eşyaya ilişkin hükümleri uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren mallar da genel olarak ithal edilmiş sayılmaktadır.
Bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan malların 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca el konulan veya 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinden EPDK tarafından belirlenen zorunlu standartlara uymayanlarının rafinerilere teslim edilmesi halinde vergiyi doğuran olay, bu malların rafineriler tarafından tesliminde gerçekleşir ve verginin mükellefi bu teslimi gerçekleştirenlerdir.
ÖTVK’ya göre bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmünde olup, malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci ya da sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimi sayılmaktadır. Bu durumda, akaryakıtın bayilere gönderilmesi esnasında malın nakliyesinin başlaması veya sürücüye tevdi edilmesi ÖTV açısından vergiyi doğuran olayın sonuçlarını ortaya koyacaktır.
Fiilî veya kaydî envanter sırasında bu Kanuna ekli listelerdeki (I) sayılı listedeki malların belgesiz olarak bulundurulduğunun tespiti halinde, belgesiz mal bulunduran mükelleflere, bu malların alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen malın tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan ÖTV, alışını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarh edilir. Tarh edilecek ÖTV, asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergiden az olamaz. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulancağı tabidir.
Ancak, belgesiz mal bulunduran mükelleflere bu malları satanlara, bu satışları ile ilgili vergi inceleme raporuna dayanılarak ÖTV tarhiyatı yapıldığı takdirde, ayrıca alıcıdan ÖTV ve buna ilişkin ceza aranmamaktadır.
(I) sayılı listelerdeki mallarda verginin mükellefi; bu malları ithal edenlerdir. ÖTV mükelleflerinin Türkiye'de ikametgahının, işyerinin, kanuni ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde, verginin konusuna giren malları mükelleften teslim alanlar veya adına hareket edenler, ÖTV'nin beyanı ve ödenmesiyle ilgili ödevlerin yerine getirilmesinden mükellef gibi sorumlu olacaklardır.
ÖTVK’nın 13. maddesinin 1 numaralı fıkrası ile rafineriler, kendilerine fason olarak rafine ettirilen ham petrolden elde edilen (I) sayılı listedeki petrol ürünlerinin tesliminde doğacak olan ÖTV'nin ödenmesinden, ham petrolü ithal edenlerle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
Aynı maddenin 2 numaralı fıkrasına göre, (I) sayılı listedeki malları teslim alanlar, bu malları daha yüksek tutarda vergiye tabi bir mal olarak kullanmak veya üçüncü kişilere satmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verirlerse, ziyaa uğratılan vergi kendilerinden vergi ziyaı cezası uygulanmak suretiyle tahsil edilecektir. ÖTVK’nın 13. maddesinin 1 numaralı fıkrası ile rafineriler, kendilerine fason olarak rafine ettirilen ham petrolden elde edilen (I) sayılı listedeki petrol ürünlerinin tesliminde doğacak olan ÖTV'nin ödenmesinden, ham petrolü ithal edenlerle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
İhraç edilmek için üretilenler hariç olmak üzere, 213 sayılı VUK’un mükerrer 257. maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiketi veya işareti olmayan veya 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 18. maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen ulusal markeri bulunmayan ya da standartlara uygun olmayan özel tüketim vergisine tabi malları bulundurduğu tespit edilen işyeri sahibi adına, tespit tarihindeki malların emsal bedeli veya miktarı üzerinden re'sen ÖTV tarh edilir. Tarh edilen bu vergi, asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergiden az olamaz. Bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası uygulanır.
ÖTV, mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunur. Şu kadar ki, adi ortaklıklarda verginin ödenmesinden ortakların tamamı müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birisi tarhiyata muhatap tutulur. Bu vergi, beyannamenin verildiği günde, beyanname posta ile gönderilmişse vergiyi tarh edecek daireye geldiği tarihi takip eden yedi gün içinde tarh edilir. Vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Vergilendirme dönemi; bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallar için her ayın ilk onbeş günlük birinci ve kalan günlerinden oluşan ikinci dönemdir. Beyanname, (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen onuncu günü akşamına kadar mükellefin KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verilir.
İthalatta alınan vergi ise, ilgili gümrük idaresince hesaplanır ve gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyanname veya diğer belgeler üzerine imza alınmak suretiyle mükellefe, kanunî temsilcisine veya gümrük müşavirine tebliğ edilir. Bu tebliğ üzerine ortaya çıkacak ihtilaflar için ithalat vergilerinin tâbi olduğu usul ve esaslar uygulanır. Bu vergi, ithalat vergileri ile aynı zamanda ödenir. İthalat vergilerine tâbi olmayan mallara ait vergi, gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyannamenin veya diğer belgelerin tescili tarihinde, bu tarihteki oran veya tutarlar üzerinden hesaplanarak tahsil edilir. Bakanlar Kurulu, (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirme dönemini gün veya ay olarak belirlemeye, beyanname verme ve vergi ödeme süresini kısaltmaya, vergilendirmeyi ithal aşamasında gümrük idaresine yaptırmaya yetkilidir.
Mükellefler ÖTV’yi satış belgelerinde ayrıca göstermeye mecburdurlar. Vergiye tâbi bir işlem söz konusu olmadığı veya bu Kanun kapsamına giren vergiyi fatura veya benzeri belgelerde göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür belgelerde bu vergiyi gösterenler, söz konusu vergiyi beyan ve ödemekle mükelleftirler. Bu hüküm Kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir tutarı gösteren mükellefler için de geçerlidir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi olan malların kayıt ve tescil edildikten sonra iade edilmesi hali hariç, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya diğer nedenlerle matrahta değişiklik vuku bulduğu ya da yersiz veya fazla vergi hesaplandığı hallerde vergiye tâbi işlemleri yapmış olan mükellefler; bunlarla ilgili borçlandıkları ya da ödedikleri vergiler için değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve meydana geldiği dönem içinde düzeltme yapabilirler, bu vergiden mahsup edebilirler veya iade talebinde bulunabilirler. Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması, yersiz veya fazla ödenen verginin alıcıya iade edilmesi ve bu işlemlerin defter kayıtları, belgeler ile beyannamede gösterilmesi şarttır.
İthalde alınan ÖTV’nin gümrük makbuzunda ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. İthalat vergilerinin maktu veya sabit oranlı alındığı hallerde tarife, malın ithalinde alınacak ÖTV’de dahil edilmek suretiyle tespit olunur.
4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar gereğince ithalat vergileri teminata bağlanarak işlem gören mallara ait ÖTV de aynı usule tâbi tutularak işlem gerçekleştirilmektedir.
ÖTVK’ya göre gümrükte vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek ithal edilen malların hiç alınmamış veya eksik alınmış ÖTV ile vergiden müstesna olduğu halde yanlışlıkla alınan veya fazla alındığı anlaşılan özel tüketim vergisi hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunundaki esaslara göre işlem yapılması gerekmektedir. İthal edilecek mala ilişkin beyan üzerinden hesaplanan vergiler ile muayene ve denetleme sonucu hesaplanan vergiler arasındaki farklarda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca ithalat vergileri noksanlıklarında uygulanacak esaslara göre para cezası kesilir.
(I) sayılı listedeki malların ithalinde, ödenecek ÖTV’ye karşılık olmak üzere türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esasları Maliye Bakanlığı’nca belirlenmek suretiyle teminat alınır.
ÖTV kapsamına giren malların ihracat teslimleri, Kanunun 5/1 numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şartlar dahilinde vergiden istisna edilmiştir.
Yurt dışındaki müşterilere teslim edilen ve Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkan mallar ÖTV'den istisna edilmiştir. Bu maddenin uygulanmasında yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade etmektedir.
ÖTV kapsamına giren malları imal veya inşa edenler, sözü edilen malları yurt dışındaki büro, temsilcilik, acente veya benzeri kuruluşlarına buralarda kullanılmak veya satılmak üzere tesliminde de ihracat istisnasından yararlanacaktır. Yabancı bayraklı gemilere, yabancı hava yolu firmalarının hava taşıma araçlarına ve uluslararası sefer yapan yerli deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan teslimler de ihracat teslimi olarak değerlendirilecektir.
İhraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden Türkiye'deki kişi ya da kuruluşlara veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirilmek üzere Türkiye'de teslim edilen mallar için ihracat istisnası uygulanması mümkün değildir.
Yukarıdaki şartlara uygun olarak yapılacak ihracat teslimlerine ilişkin düzenlenecek faturada ÖTV hesaplanmayacaktır. Ancak ihraç konusu malların yurt dışına çıktığı, gümrük beyannamesinin aslı veya ilgili gümrük idaresi ya da noter tarafından onaylı örneği, ihracatın gerçekleştiği dönemdeki ÖTV beyannamesine eklenmek suretiyle tevsik edilecektir. İhraç edilen mallarla ilgili olarak KDV istisnası nedeniyle gümrük beyannamesinin KDV beyannamesine eklenmiş olması halinde, ÖTV beyanı için mükelleften ayrıca gümrük beyannamesi istenilmeyecek, vergi dairesine ibraz edilen bu beyannamenin şef ve müdür yardımcısı tarafından onaylı fotokopileri kullanılacaktır.
Öte yandan, 3065 sayılı KDVK’nın 12/1. maddesindeki serbest bölgedeki alıcıya veya yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılan teslimlerin ihracat teslimi sayılacağına dair hükümler, ÖTVK’da yer almamaktadır. Bu nedenle serbest bölgelere veya yetkili gümrük antreposu işleticilerine yapılan teslimlerde ÖTV yönünden ihracat istisnası uygulanması mümkün değildir.
Aynı şekilde, KDVK’nın 11/1. maddesi kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara yapılan teslimlerde KDV iadesi uygulamasına ilişkin 43 seri no’lu ve özel fatura ile KDV istisnası uygulamasına ilişkin 61 seri no’lu KDV Genel Tebliğlerinde yapılan düzenlemelerin ÖTV uygulaması açısından geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara ÖTV kapsamına giren malların tesliminde ÖTV istisnası uygulanması veya tahsil edilen ÖTV'nin iadesi söz konusu değildir.
Ayrıca serbest bölgeye veya Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara yapılan teslimlerde ihracat istisnası uygulanmadığından, serbest bölgeye veya Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara teslim edilecek malların ÖTV mükelleflerinden satın alınmasında, ÖTVK’nın 8/2. maddesi kapsamında tecil-terkin uygulamasının olmayacağı da tabiidir.
ÖTVK’nın 5/2 numaralı fıkrasında, ihraç edilen mallara ait alış faturaları veya benzeri belgelerde gösterilen ve beyan edilen ÖTV'nin ihracatçıya iade edilmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi konusunda Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir.
Bu hükme göre, ÖTV uygulanan malların ihraç edilmesi halinde bu verginin iadesi, sadece ÖTV mükelleflerinden satın alınan mallar için söz konusudur. ÖTV uygulanan safhadan sonraki satıcılardan alınan malların ihraç edilmesi halinde, alış belgelerinde görünmeyen ve malın fiyatına dahil edilmiş olan ÖTV iade edilmeyecektir.
Örneğin, imalatçı (A)'nın ürettiği malları ÖTV ödeyerek satın alan (B) bu malları ihraç ettiği takdirde, (A)'nın satış faturasında gösterilen ve yine (A) tarafından beyan edilerek vergi dairesine ödenen ÖTV, bu vergiyi (A)'ya ödemiş olan (B)'ye iade edilecektir. Ancak (B)'nin imalatçı (A)'dan satın aldığı malları (C)'ye satması ve (C)'nin bu malları ihraç etmesi halinde, (A) tarafından beyan edilen ve (C)'nin satın aldığı malın fiyatına girmiş olan ÖTV'nin (C)'ye iadesi mümkün değildir. Aynı şekilde ÖTV ödenerek ithal edilen malların ithalatçısı tarafından ihraç edilmesi halinde, gümrüğe ödenen ÖTV ithalatçı-ihracatçıya iade edilebilecek, ÖTV'yi gümrüğe ödeyen ithalatçıdan satın alınan malların ihraç edilmesi halinde ise ÖTV'nin iadesi söz konusu olmayacaktır.
ÖTV mükelleflerince ihracat istisnası uygulanarak ihraç edilen malların, Gümrük Kanunu hükümlerine göre geri gelmesi halinde ithalatta ÖTV uygulanmayacaktır.
Ancak, ihracatçıların ÖTV iadesinden yararlandığı ihracat işlemine konu malların veya ÖTV ödemeksizin ihraç kaydıyla satın alarak ihraç ettiği malların geri gelmesi halinde, gümrük idaresince geri gelen mallar için ithalatın yapıldığı tarih itibariyle ÖTV uygulanacaktır. Bu nedenle geri gelen mallar için gümrük idaresi, ihracatçının ÖTV iadesinden veya tecil-terkin uygulamasından yararlanıp yararlanmadığını ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesinden tespit edecek ve buna göre işlem yapacaktır.
İhraç kaydıyla yapılan teslimlere ilişkin olarak, ihraç kaydıyla teslimde bulunan mükellefin tecil edilen vergisi henüz terkin edilmemişse, ihracatçının ÖTV'yi gümrük idaresine ödediğinin tevsiki üzerine, vergi dairesince tecil edilen vergi gecikme zammı uygulanmaksızın terkin edilecektir.
Öte yandan, (I) sayılı listedeki malların ithali verginin konusuna girmediğinden, bu kapsamdaki malların ihracından sonra geri gelmesi halinde ÖTV uygulanmayacağı tabiidir.
ÖTVK’nın 5/1 numaralı fıkrasında, Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimlerinde ÖTV istisnası uygulanabilmesi için:
- Teslimin yurt dışındaki müşteriye yapılması,
- Teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm gereğince, yurt içinden serbest bölgelere yapılan teslimlerde ihracat istisnası uygulanmayacaktır. Ancak ihraç kaydıyla teslim edilen malların serbest bölgeden ihracında, Kanunun 8/2 numaralı fıkrasına göre tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılması mümkündür. Bu amaçla 1 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin "9.1.2. İhraç Kaydıyla Yapılan Teslimlerde Verginin Tecili ve Terkini" başlıklı bölümünün üçüncü paragrafı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir:
"İhraç kaydıyla teslim edilen malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihracının gerçekleşmesi halinde, tecil edilen vergi, malın ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesinin [(II), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların serbest bölgeden ihracında ayrıca "Serbest Bölgelerden Yapılan İhracat Teslimlerine İlişkin Bildirim" ile giriş ve çıkışla ilgili serbest bölge işlem formlarının] aslı veya ilgili gümrük idaresi, noter ya da YMM tarafından onaylanmış örneği vergi dairesine verilmek suretiyle terkin edilecektir. Bu malların serbest bölgelerden ihracında vergi dairelerinin terkin işleminden önce, ihraç edilen malların serbest bölgeye girişi ve serbest bölgeden yurt dışına çıkışıyla ilgili serbest bölge işlem formlarındaki bilgilerin ilgili serbest bölge müdürlüğünden teyidini almaları şarttır.”
ÖTVK’nın 6. maddesi ile Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan malların, karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerine, konsolosluklarına, uluslararası anlaşmalarla vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlara ve bu kuruluşların diplomatik haklara sahip mensuplarına kendi ihtiyaçları için teslimi ve bunlar tarafından ithali ÖTV'den istisna edilmiştir.
Kanunun 10/2 numaralı fıkrasının verdiği yetkiye istinaden, diplomatik istisnanın aşağıdaki şekilde yürütülmesi uygun görülmüştür.
a) İstisnadan, “karşılıklı olmak kaydıyla” yabancı devletlerin Türkiye'deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik statüyü haiz bulunan diplomatik misyon şefleri, diplomasi memurları, konsolosluklarda görevli misyon şefleri, meslekten konsolosluk memurları ile uluslararası anlaşmalarla vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları yararlanabilecektir.
b) İstisna uygulamasında karşılıklılık esas olduğundan, ÖTV istisnasından yararlanacak olan temsilcilik ve konsolosluklar ile bunların diplomatik haklara sahip mensupları Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nca birlikte belirlenecektir. İstisnadan yararlanan kuruluşlara Dışişleri Bakanlığı’nca ÖTV istisnasından yararlanacakları malları gösteren belge verilecektir. Bu belge, (I) sayılı listedeki mallar için, varsa istisnadan yararlanılacak miktar veya tutarları da gösterir şekilde ÖTV mükellefine verilmek üzere düzenlenecektir.
c) (I) sayılı listedeki malların ÖTV mükelleflerinden satın alınmasında, Dışişleri Bakanlığı’nca verilen belge ibraz edilerek, satın alınan mallar için ÖTV uygulanmaması sağlanacaktır. ÖTV mükellefleri, miktar veya tutar sınırlandırmasına bağlı olarak bu kapsamda teslim ettiği mal miktarı, tutarı, tarihi ve alıcıya ait bilgileri yazdığı ve yanına kaşe tatbik ederek imzaladığı bu belgenin bir fotokopisini, VUK’un muhafaza ve ibrazla ilgili hükümlerine uygun olarak saklayacaklardır. Akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarının rafineriden aldığı malları istisnadan yararlanan kişi ve kuruluşlara tesliminde ise teslim tarihinde geçerli olan ÖTV tutarı teslim bedeline dahil edilmeyecektir. Akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarının bu suretle yaptığı teslimlere ilişkin tahsil etmediği ÖTV tutarı, rafinerilerden aldığı mallar için hesaplanacak ÖTV tutarından mahsup edilecektir. Mahsup için, istisnadan yararlananların ibraz ettiği Dışişleri Bakanlığı’nca düzenlenen ve üzerinde alıcıya ait bilgilerin, satılan mal miktarı, tutarı ve tahsil edilmeyen ÖTV tutarının da yazıldığı belgenin, aslının aynı olduğu akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşunca kaşe tatbik edilip imzalanmak suretiyle onaylanmış fotokopilerinin rafineriye verilmesi şarttır. ÖTV mükellefleri, istisnadan yararlananlara veya bunlara teslimde bulunan akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarına vergi uygulamadan teslim ettiği mal miktarını (1) numaralı ÖTV beyannamesinin 8. satırına yazarak üzerinden vergi beyan etmeyeceklerdir. Bu indirimin yapıldığı dönem ÖTV beyannamesine Dışişleri Bakanlığı yazısının, düzenlenen faturaların, varsa emanet mal çeklerinin aslının aynı olduğu imzalanarak ve kaşe tatbik edilerek onaylanmış fotokopileri veya bu bilgileri gösteren işletme yetkililerince imzalanarak ve kaşe tatbik edilerek onaylanmış liste eklenecektir.
Doğalgaz teslimlerinde istisna, doğrudan ÖTV mükellefi olan kuruluşların yanı sıra, doğalgaz dağıtım kuruluşları tarafından yapılan teslimlerde de uygulanabilecektir. Buna göre doğalgaz dağıtım kuruluşları (örneğin EGO Genel Müdürlüğü) Dışişleri Bakanlığı’nca belirlenecek miktarı aşmamak kaydıyla, istisnadan yararlanan kuruluşlardan faturanın düzenlendiği tarihte geçerli olan ÖTV tutarını tahsil etmeyecektir. Tahsil edilmeyen bu tutarlar, ÖTV mükellefi olan kuruluştan (örneğin BOTAŞ) yapılan doğalgaz alımları dolayısıyla hesaplanan ÖTV tutarından mahsup edilecektir. Dağıtım kuruluşu vasıtasıyla uygulanan istisnada ÖTV mükellefleri, beyannamenin 8. satırına bu istisna ile ilgili herhangi bir tutar yazmayacaklardır. Dağıtım kuruluşundan tahsil edilmeyen bu tutarlar, doğalgaz teslimine ilişkin beyanda bulunan ÖTV mükellefi tarafından, (1) numaralı ÖTV beyannamesinin 33. satırına yazılmak suretiyle ödenecek ÖTV'den indirilecektir. İstisnadan yararlananlar adına düzenlenen faturalar ile bu fatura bedelinin vergi tutarları kadar eksik tahsil edildiğine ilişkin belgelerin, aslının aynı olduğuna dair onaylanmış fotokopileri dağıtım kuruluşlarınca ÖTV mükellefine verilecektir. ÖTV mükellefi de bunların birer fotokopisini, ödeyeceği vergiden indirim yaptığı döneme ait ÖTV beyannamesine ekleyecektir.
ÖTVK’nın 7/1 numaralı fıkrasının (a) bendi ile (I) sayılı listede yer alan malların Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı’nın ihtiyacı için bu kuruluşlara veya bunların gerek göstermeleri üzerine ve işlemlerin bunlar adına yapılması koşuluyla akaryakıt ikmalini yapanlara teslimi ÖTV'den istisna edilmiştir. Bu hüküm uyarınca, ÖTV mükellefleri ile akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşları, anılan kurumların istisna kapsamında satın almak istedikleri malların cinsi ve miktarının belirtildiği yazısı üzerine bu kurumlara veya bunların akaryakıt ikmalini yapan kuruluşlara yapacağı teslimlerde ÖTV hesaplamayacaklardır. Akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarının rafineriden aldığı malları istisnadan yararlanan kuruma tesliminde ise teslim tarihinde geçerli olan ÖTV tutarı teslim bedeline dahil edilmeyecektir. Akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarının bu suretle yaptığı teslimlere ilişkin tahsil etmediği ÖTV tutarı, rafinerilerden aldığı mallar için hesaplanacak ÖTV tutarından mahsup edilecektir. Mahsup için, istisnadan yararlanan kurumun verdiği yazının, aslının aynı olduğu akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşunca kaşe tatbik edilip imzalanmak suretiyle onaylanmış fotokopilerinin rafineriye verilmesi şarttır. ÖTV mükellefleri bu kapsamda istisna uyguladıkları dönem beyannamesine, yukarıda bahsi geçen yazıların fotokopileri ile söz konusu teslimlere ait faturalardaki bilgileri gösteren ve işletme yetkililerince imzalanarak ve kaşe tatbik edilerek onaylanan listeyi ekleyeceklerdir.
(I) sayılı listede yer alan malların, 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama ve istihsal faaliyetinde bulunan kuruluşlara teslimi, Kanunun 7/1 numaralı fıkrasının (b) bendi ile ÖTV'den istisna edilmiştir. Bu istisna; (I) sayılı listedeki malların mükellefleri veya akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşları tarafından 6326 sayılı Kanunda belirtilen; bir petrol hakkı sahibine ya da onun adına hareket eden temsilcisi veya Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce kabul edilmiş müteahhidine yapılacak teslimlerde uygulanacaktır. İstisna uygulanacak olan ürünlerin bu kişi veya kuruluşlar tarafından münhasıran petrol arama faaliyetlerinde kullanılması gerekmektedir. İstisnadan yararlanmak isteyenler, satın almak istedikleri ürünlere ilişkin listeyi bir yazı ekinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne vererek onaylanmasını talep edeceklerdir. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, satın alınmak istenen malların petrol arama faaliyetinde kullanılacak ürünler olup olmadığını kontrol ederek bu listeyi onaylayacaktır. Onaylı listenin aslı veya noter onaylı bir örneği ÖTV mükelleflerine verilmek suretiyle satın alınacak ürünler için ÖTV hesaplanmaması veya akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarına verilmek suretiyle ÖTV tutarının teslim bedelinden indirilmesi sağlanacaktır. ÖTV mükellefleri, istisnadan yararlananlara veya onlara bu kapsamda mal teslim eden akaryakıt dağıtım ve pazarlama kuruluşlarına onaylı listede yer alan malları tesliminde ÖTV hesaplamayacak, sözü edilen onaylı listenin bir fotokopisini, teslimin yapıldığı döneme ait beyannameye ekleyecek ve bu listeleri 213 sayılı VUK’un muhafaza ve ibrazla ilgili hükümlerine uygun olarak saklayacaklardır.
ÖTVK’nın 7. maddesinin 6 numaralı fıkrasında, Gümrük Kanununun 167. maddesi ile [5 numaralı fıkrasının (a) bendi ile 7 numaralı fıkrası hariç olmak üzere] geçici ithalat, hariçte işleme rejimleri ve geri gelen eşyaya ilişkin hükümler kapsamında gümrük vergisinden muaf veya müstesna olan malların ithali ÖTV'den de istisna edilmiştir.
Aynı maddenin 7 numaralı fıkrası gereğince, Gümrük Kanununun transit, gümrük antrepo, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tabi tutulan mallar ile serbest bölgeler ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar ÖTV istisnasından yararlanacaktır.
ÖTVK’nın 7/7. maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre dahilde işleme rejimine tâbi tutulan malların ithali ÖTV'den istisna edilmiştir. Dahilde işleme rejimi, ihracatı taahhüt edilen ürünlerin elde edilmesinde kullanılan malların, ithalat vergileri ödenmeksizin ithal edilmesine imkan sağlayan bir rejimdir.
ÖTVK’nın 1. maddesinde, bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı, bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi tutulmuştur. Kanunun 3. maddesi hükmü uyarınca (I) sayılı listede yer alan mallar için vergiyi doğuran olay, yurt içi teslimlerde veya teslim sayılan hallerde meydana gelmektedir. Dolayısıyla, (I) sayılı listedeki malların ithali verginin konusuna girmemekte ve bu malların ithali aşamasında vergiyi doğuran olay meydana gelmemektedir. Buna göre, (I) sayılı listede yer alan malların dahilde işleme rejimi kapsamında ithalinde ÖTV istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca dahilde işleme rejimi kapsamında olsa dahi; imalatta kullanılacak malların yurt içinden temin edilmesi, fiilen ihraç edilmeyecek olan ürünlerin imalinde kullanılacak olan malların ithal edilmesi hallerinde de ÖTV istisnası uygulanmayacaktır.
Kanunun 10. maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre, ÖTV ile ilgili istisna veya muafiyetler, ancak ÖTVK’ya hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenebilecektir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri ÖTV bakımından uygulanmayacaktır. Örneğin, bir kurumun kuruluş kanununda alımlarının her türlü vergi, resim, harç, pay ve fondan muaf olduğuna dair hüküm bulunması, bu kurumun alımlarında ÖTV uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
Öte yandan yukarıda anılan fıkrada, uluslararası anlaşmalardaki ÖTV'ye ilişkin istisna ve muafiyet hükümleri saklı tutulmuş olup, bu hükümler ÖTVK ile sınırlı olmaksızın uygulanabilecektir.
Kanunun 8. maddesinin 1 numaralı fıkrası ile Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların (I) sayılı listedeki mallar dışındaki malların imalinde kullanılacak olması halinde, ödenmesi gereken ÖTV'den Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen tutarın tecil edilmesi, vergisi tecil edilen malların 12 ay içinde bu amaçla kullanıldığının tespiti üzerine tecil edilen verginin terkin edilmesi öngörülmüştür. Buna göre sözü edilen malların (I) sayılı listenin (A) veya (B) cetvelindeki malların imalinde kullanılması veya bu ürünlere karıştırılması halinde tecil-terkin uygulanması söz konusu değildir.
Ancak, ihraç kaydıyla teslimlerde KDV yönünden tecil-terkin uygulamasına ilişkin KDVK’nın 11/1c bendinde, ihracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara, Maliye Bakanlığı’nca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi dairelerince üç aya kadar ek süre verilebileceğine dair hüküm bulunmasına rağmen, ÖTVK’da bu yönde bir hüküm yer almamaktadır.
Bu çerçevede, ÖTVK’nın 8/2. maddesi uyarınca ihraç kaydıyla teslim edilen malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmemesi halinde, ilgili vergi dairesinden KDV uygulaması açısından ek süre alınmış olsa dahi, tecil edilen ÖTV'nin gecikme zammı (mücbir sebeplerin varlığı halinde tecil faizi) ile birlikte tahsil edileceği tabiidir.
ÖTVK’nın 10. maddesinin 2 numaralı fıkrasının Maliye Bakanlığı’na verdiği yetki uyarınca, tecil-terkin uygulamasının aşağıdaki esaslara göre yapılması uygun görülmüştür.
a) Tecil-terkin uygulamasından "sanayi sicil belgesi"ni haiz imalatçılar yararlanacaktır. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen imalatçılar, (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları ithalatçıdan veya rafineriden alımında, "Talep ve Taahhütname" ile birlikte sanayi sicil belgesinin noter veya YMM tarafından onaylanmış bir örneğini ÖTV mükellefine vereceklerdir.
b) ÖTV mükellefleri, bu kapsamda teslim ettikleri mallar için, Bakanlar Kurulu’nun ürünün bu amaçla kullanılmasına ilişkin olarak belirlediği tutara göre ÖTV hesaplayarak beyannamelerinin ilgili bölümünde beyan edecektir. Beyan edilen verginin Bakanlar Kurulu Kararına göre tecil edilmesi öngörülen kısmı; bu tutar ile 12 aylık gecikme faizi tutarı toplamı kadar teminat verilmesi üzerine tecil edilecek, kalan kısmı tahsil edilecektir. Genel ve katma bütçeli idareler ile il özel idareleri ve sermayesinin % 51'i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlardan teminat aranmayacaktır.
Öte yandan, (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan mallardan son iki yılda satın aldığı veya ithal ettiği miktarın tamamını (I) sayılı listede yer alan mallar dışındaki malların imalinde kullandığına dair vergi inceleme raporu veya YMM üretim raporu bulunan mükellefler, yukarıda belirlendiği şekilde hesaplanan teminat miktarının % 5'i tutarında teminat vererek tecil işlemini yaptırabileceklerdir.
c) Tecil edilen tutar için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesinde öngörülen tecil faizi hesaplanmayacaktır. Bu kapsamda malın teslim edildiği dönem beyannamesine alıcının verdiği "Talep ve Taahhütname" ile sanayi sicil belgesinin, satıcı tarafından aslının aynı olduğu kaşe tatbik edilip imzalanmak suretiyle onaylanmış fotokopileri eklenecektir
d) Vergisi tecil edilerek satın alınan malların, satın alma tarihinden itibaren 12 ay içinde imalatçı tarafından (I) sayılı listedeki mallar dışındaki malların üretiminde kullanıldığının, 12 aylık süreyi takip eden 6 ay içinde yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen üretim raporu ile tevsik edilmesi üzerine, tecil edilen vergi terkin edilecek ve teminat çözülecektir.
e) (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların ithalinin doğrudan imalatçılar tarafından yapılması ve imalatçının bu ürünleri (I) sayılı listedeki mallar dışındaki malların imalinde kullanacağını yazılı olarak beyan etmesi halinde, gümrük idaresi tarafından, Bakanlar Kurulu’nun ürünün bu amaçla kullanılmasına ilişkin olarak belirlediği ÖTV tutarı kadar teminat alınacaktır. Teminat alınmaması veya indirimli oranda teminat verilmesine dair yukarıda (b) bölümünde belirlenen uygulama ithalde alınacak teminat için de geçerlidir. İthal edilen malların 12 ay içinde (I) sayılı listede yer almayan malların imalinde kullanılması halinde, kullanımın gerçekleştiği vergilendirme dönemine ait beyanname ile vergi tahakkuk ettirilecektir. Bu döneme ilişkin olarak vergi dairesine verilecek ÖTV beyannamesine yukarıda belirtilen "Talep ve Taahhütname" ile sanayi sicil belgesinin onaylı örneği eklenecektir. Bu beyan üzerine Bakanlar Kurulu Kararına göre tecil edilmesi gereken kısım tecil edilecek, kalan kısım tahsil edilecektir. Tecil tarihini takip eden 6 ay içinde YMM tarafından düzenlenen üretim raporunun ibrazı üzerine de terkin işlemi yapılacaktır. İthal edilen malların üretimde kullanıldığı dönemde YMM tarafından düzenlenen üretim raporunun da ibraz edilmesi suretiyle verginin tahakkuk, tahsil, tecil ve terkin işleminin aynı anda yaptırılması mümkündür. İthal edilen malların kullanımı sonucu tecil-terkin işlemlerinin yapıldığına dair vergi dairesinden alınacak yazının gümrük idaresine ibrazı üzerine gümrükte alınan teminat çözülecektir.
f) Tecil-terkin kapsamında satın alınan veya ithal edilen malların 12 ay içinde imalatta kullanıldığının tevsik edilmemesi halinde, teslim veya ithal tarihinde bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen kısmın mahsubundan sonra kalan tutar 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcı veya ithalatçıdan tahsil edilecektir. Ancak tecil edilen verginin VUK’da belirtilen mücbir sebepler nedeniyle terkin edilememesi halinde, yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan tutar, tecil işleminin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faiziyle birlikte tahsil edilecektir.
ÖTV kapsamına giren malların ihraç edilmek üzere ihracatçılara tesliminde hesaplanan ÖTV'nin ihracatçıdan tahsil edilmemesi şartıyla, mükelleflerin talebi üzerine tecil edilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu uygulama, ihracatçının doğrudan ÖTV mükelleflerinden satın aldıkları mallar için söz konusudur. İhraç kaydıyla yapılacak teslimler için cins, nitelik veya miktar konusunda bir sınırlama yoktur.
İhraç kaydıyla teslimde bulunan ÖTV mükellefleri tarafından düzenlenecek faturada, mal bedeli üzerinden hesaplanan ÖTV ayrıca gösterilecek ve faturaya: "ÖTVK’nın 8. maddesinin 2 numaralı fıkrası hükmüne göre ihraç edilmek üzere teslim edilmiş olup ÖTV tahsil edilmemiştir." ibaresi yazılacaktır. Bu döneme ait ÖTV beyannamesinde, ihraç kaydıyla yapılan teslim bedeli ve bu bedel üzerinden hesaplanan, ancak ihracatçıdan tahsil edilmeyen ÖTV de beyan edilecektir. Vergi daireleri mükellefin bu beyanına göre gerekli tarhiyat işlemini yaptıktan sonra, ihraç kaydıyla teslimlere ait ÖTV tutarını tecil edecektir.
İhraç kaydıyla teslim edilen malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihracının gerçekleşmesi halinde, tecil edilen vergi, malın ihraç edildiğini gösteren gümrük çıkış beyannamesinin aslı veya ilgili gümrük idaresi ya da noter tarafından onaylanmış örneği vergi dairesine verilmek suretiyle terkin edilecektir.
İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi halinde tecil edilen vergi, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte ÖTV mükellefinden tahsil edilecektir. Ancak ihracatın VUK’da belirtilen mücbir sebepler nedeniyle süresinde gerçekleşmemiş olması halinde, tecil edilen vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
ÖTVK’nın 8/1. maddesinde, Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların (I) sayılı listeye dâhil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere tesliminde, 8/2. maddesinde ise Kanuna ekli listelerde yer alan malların ihraç kaydıyla teslimlerinde tecil edilecek ÖTV'ye ilişkin hükümlere yer verilmiş bulunmaktadır.
Söz konusu maddede, tecil-terkin şartlarına ilişkin hükümlere uyulmaması halinde tecil edilen verginin, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı (mücbir sebep durumunda tecil faizi) ile birlikte tahsil edileceği belirtilmiştir.
Bu düzenlemeler kapsamında satın alınan malların, gerek Kanunda belirtilen yasal süreler içerisinde 8/1. maddedeki 12 ay, 8/2. maddedeki 3 ay, gerekse bu süreler geçtikten sonra iade edilmesi durumu, tecil-terkin şartlarının ihlal edilmesi sonucunu doğurduğundan, anılan madde kapsamında teslim edilen malların iade edilmesi durumunda tecil edilen verginin vade tarihinden itibaren gecikme zammı (mücbir sebep durumunda tecil faizi) ile birlikte tahsil edilmesi gerekmektedir.
ÖTVK’nın 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, ÖTVK’na ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV'nin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmı teminat alınmak suretiyle tecil olunmaktadır.
Söz konusu malların; tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil edilen ÖTV terkin edilmektedir.
Bu uygulamada, teslime konu mallara ait tecil edilen ÖTV, KDVK’nın 20 ve 24. maddeleri uyarınca KDV matrahına dahildir. Ancak KDV matrahına dahil ÖTV'nin yukarıda belirtilen şekilde terkin edilmesi halinde, tecil edilen ÖTV üzerinden hesaplanan KDV, fazla/yersiz hesaplanan KDV niteliğine dönüştüğünden, aşağıdaki şekilde işlem yapılması Maliye Bakanlığı’nca uygun görülmüştür:
KDVK’nın 8. maddesinin (2) numaralı bendinde "Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV’yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla ödenen vergiler, Maliye Bakanlığı’nın belirleyeceği usul ve esaslara göre ilgililere iade edilir." hükmü yer almaktadır.
Buna göre, alıcılar tarafından fazla ödenen KDV'nin; ilgili vergi dairesinin tecil edilen ÖTV'nin terkin edildiğini satıcı mükellefin vergi dairesinden teyidini alması kaydıyla 91 seri no’lu KDV Genel Tebliğinin "I-Fazla ve Yersiz Ödenen Vergilerin İndirim Hakkına Sahip Olanlara İadesi" bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde en erken ÖTV'nin terkin işleminin yapıldığı dönemde vergi inceleme veya YMM tasdik raporu ile teminat aranılmaksızın iade edilmesi mümkün bulunmaktadır.
ÖTVK’nın 11. maddesinde verginin matrahının; bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallar için maktu vergi tutarları belirleneceği hükme bağlanmıştır. ÖTV matrahına esas alınacak olan KDV matrahının tespitinde, 3065 sayılı KDVK’nun 20 ila 27. maddeleri hükümleri ile bu hükümlere ilişkin KDV Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamaların dikkate alınacağı tabiidir. KDV matrahı, teslim veya ithal edilen malın bedeli ile birlikte vergi, resim, harç, pay ve fon gibi unsurları da kapsadığından, yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen KDV matrahına ÖTV de dahil olacaktır.
Ayrıca, ÖTVK’nın 11. maddesinin Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararları ile ÖTVK’ya ekli (I) sayılı listede 2711.11.00.00.00 ve 2711.21.00.00.00 G.T.İ.P. numaraları ile yer alan doğalgaz, standart m³ üzerinden ÖTV'ye tabi tutulmuştur. Doğalgazın standart m³ biriminin belirlenmesinde, EPDK tarafından yayımlanan, Doğal Gazın Faturalandırmaya Esas Satış Miktarının Tespiti ve Faturalandırılmasına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca, faturalandırmaya esas alınacak doğal gaz miktarının tespitinde kullanılan mutlak bar basınç, sıcaklık ve üst ısıl değer birimlerinin esas alınması gerekmektedir. Söz konusu tebliğde doğalgazın vergilendirme ölçülerine yönelik EPDK tarafından yapılacak değişiklikler, Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan ÖTV Genel Tebliğleri ile uygun görülmediği sürece hüküm ifade etmemektedir.
14.ÖTV Oranları Veya Tutarları: ÖTVK’nın 12. maddesinin 1 numaralı fıkrasında, Kanuna ekli listelerde yer alan mallardan karşılarında belirtilen tutar ve oranlarda ÖTV alınacağı hükme bağlanmış olup, (I) sayılı listedeki mallar için litre, kilogram ve metreküp birimleri itibarıyla maktu vergi tutarları belirlenmiştir. Kanunun 12. maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca, Bakanlar Kurulu aksine bir karar almadıkça (I) sayılı listedeki mallara ait maktu olarak belirlenen vergi tutarları her ay, bir önceki ayda uygulanan vergi tutarları esas alınmak suretiyle Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından aylık olarak ilan edilen toptan eşya fiyatları indeksinde (TEFE) bir önceki aya göre meydana gelen değişim oranında, bu değişimin ilanını izleyen günden itibaren değişecektir. 15.Vergilendirme Dönemi: Kanunun 14. maddesinde, mal grupları itibarıyla iki ayrı vergilendirme dönemi tespit edilmiştir. Buna göre (I) sayılı listede yer alan malların teslimlerinde vergilendirme dönemi, her ayın ilk 15 günlük birinci ve kalan günlerinden oluşan ikinci dönemlerinden oluşmaktadır. 16.Beyan Esası: ÖTV mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunacaktır. (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi olan malların mükellefleri hariç olmak üzere ÖTV mükellefleri, bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi bu dönemlerle ilgili olarak beyanname vermek zorundadırlar. Ancak, müzayede suretiyle satış yapanlar ile kendisine Kanunun 4. maddesi uyarınca vergi sorumluluğu yüklenen kimselerin, vergiye tabi işlemlerin bulunmadığı vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak beyanname verme zorunlulukları yoktur. Malın ithalinde ÖTV, ilgili gümrük idaresince hesaplanarak gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyanname veya diğer belgeler üzerine imza alınmak suretiyle mükellefe, kanuni temsilcisine veya gümrük müşavirine tebliğ edilecektir. 17.Beyanname Verme Zamanı: Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallara ait (1) numaralı ÖTV beyannamesi, vergilendirme dönemini izleyen 10. günü akşamına kadar KDV yönünden bağlı bulunulan vergi dairesine verilecektir. 18.Tarh İşlemleri: 18.1.Tarh Yeri: ÖTV, mükellefin KDV yönünden bağlı bulunduğu vergi dairesi tarafından tarh olunacaktır. Malın ithalinde alınan vergi ilgili gümrük idaresince hesaplanır. İthalat vergilerine tabi olmayan ithalata ait vergi ise, gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyannamenin veya diğer belgelerin tescili tarihinde, bu tarihteki oran veya tutarlar üzerinden hesaplanarak tahsil edilecektir. 18.2.Tarhiyatın Muhatabı: ÖTV bu vergiye mükellef olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunur. Şu kadar ki; a) Adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden ortakların tamamı müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri, b) Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması veya Maliye Bakanlığı’nca gerekli görülen hallerde vergi sorumluları, tarhiyata muhatap tutulurlar. 18.3.Tarh Zamanı: ÖTVK’ya ekli (I) sayılı listedeki mallar için ÖTV, beyannamenin verildiği günde, beyanname posta ile gönderilmişse tarhiyatla görevli vergi dairesine geldiği tarihi takip eden 7 gün içinde tarh edilecektir. 19.Verginin Ödenmesi: Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ÖTV'yi beyanname verme süresi içinde ödeyeceklerdir. Malın ithalinde alınan ÖTV, ilgili gümrük idaresince hesaplanacak ve gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyanname veya diğer belgeler üzerine imza alınmak suretiyle mükellefe, kanuni temsilcisine veya gümrük müşavirine tebliğ edilecektir. Bu tebliğ üzerine ortaya çıkacak ihtilaflar için ithalat vergilerinin tabi olduğu usul ve esaslar uygulanacaktır. Bu vergi, ithalat vergileri ile aynı zamanda ödenecektir. İthalat vergilerine tabi olmayan mallara ait ÖTV ise gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyannamenin veya diğer belgelerin tescili tarihindeki esaslara göre, bu tarihteki oran veya tutarlar üzerinden hesaplanarak tahsil edilecektir. | ||
20.Verginin Belgelerde Gösterilmesi: ÖTVK’nın 15. maddesi hükmü uyarınca, vergiye tabi işlemlere ait ÖTV, düzenlenecek fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilecektir. Öte yandan 22 seri no’lu KDV Genel Tebliğinde, perakende mal satışı yapanlar ile hizmet ifa edenlerin mal satışlarına ve hizmetlerine ait etiket ve listelerdeki fiyatların KDV dahil tek tutar olarak ifade edileceği, yapılan teslim veya hizmetler için düzenlenecek fatura ve benzeri vesikalarda KDV'nin ayrıca gösterilmeyip, bedelin KDV dahil tek tutar olarak ifade edileceği, belgede "KDV Dahildir" ibareli şerh bulunacağı belirtilmiştir. Ancak, ÖTV uygulanmamış olan malların perakende tesliminin söz konusu olduğu hallerde, mükellefçe düzenlenen fatura veya benzeri vesikalarda ÖTV'nin ve KDV'nin ayrıca gösterilmesi uygun görülmüştür. Diğer taraftan ÖTV kapsamına giren malların ÖTV uygulanmadan önce müzayede suretiyle satışlarında düzenlenecek olan belgelerde de ÖTV'nin ayrıca gösterileceği tabiidir. 21.Vergi İndirimi: ÖTVK’nın 9. maddesiyle, vergiye tabi malların, yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen verginin, ödenecek vergiden indirilmesi suretiyle ÖTV'nin her mal için bir kez uygulanması öngörülmüştür. Örneğin; (I) sayılı listede yer alan baz yağın ÖTV mükellefinden satın alınmasında ödenen vergi, bundan imal edilen madeni yağın teslimi dolayısıyla vergi dairesine beyan edilip ödenecek olan vergiden indirilecektir. İthal edilen baz yağın madeni yağ imalinde kullanılması halinde ise, ÖTVK’nın 2/3a bendi hükmü uyarınca ÖTV hesaplanmayacağından, imal edilen madeni yağın tesliminde ödenecek ÖTV'den bir indirim yapılması söz konusu olmayacaktır. 22.Fazla Veya Yersiz Ödenen ÖTV'nin Düzeltilmesi: 22.1.ÖTV Matrahının Değişmesi: ÖTVK’nın 15. maddesinde, vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya bu Kanun kapsamına giren vergiyi fatura veya benzeri belgelerde göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür belgelerde ÖTV gösterenlerin, söz konusu vergileri beyan ve ödemekle mükellef oldukları hükme bağlanmıştır. Aynı şekilde Kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir tutarı fatura ve benzeri belgelerde gösteren mükellefler de bu belgelerde gösterilen vergi tutarını beyan etmek ve ödemek zorundadırlar. Kanunun 15. maddesi gereğince, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya diğer nedenlerle ÖTV matrahında değişiklik meydana geldiği ya da yersiz veya fazla vergi hesaplandığı hallerde, vergiye tabi işlemi yapmış olan mükellefler, bu işlem dolayısıyla vergi dairesine borçlandığı veya ödediği vergiler için değişikliğin mahiyetine uygun bir şekilde ve değişikliğin meydana geldiği dönem içinde düzeltme yapabilecek, bu döneme ait ödeyeceği vergiden mahsup edebilecek, ödenecek verginin olmaması halinde iade talebinde bulunabilecektir. Ancak Kanunun bahsi geçen hükmüne göre iade edilen malların fiilen işletmeye girmiş ve bu girişin defter kayıtlarında gösterilmiş olması şarttır. İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan ÖTV, Gümrük Kanununa göre bu vergiye muhatap olana iade edilecektir. Kanuna ekli (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi mallar dışında, malların iadesi, işlemin gerçekleşmemesi veya işlemden vazgeçilmesi durumunda, mallar alıcıya teslim edilmişse iade edilen malların ÖTV mükellefinin işletmesine girmesi, ÖTV tahsil edilmişse alıcıya iade edilmesi ve bu işlemlerin defter kayıtları ve belgelerde gösterilmesi şartıyla düzeltme işlemi; fazla veya yersiz tahsil edilen ÖTV'nin, bu durumun ortaya çıktığı döneme ait beyannamede "İndirimler" bölümüne yazılması suretiyle yapılacaktır. Bu durumun ortaya çıktığı döneme ait beyannamede hesaplanan ÖTV olmaması veya hesaplanan ÖTV'nin indirilecek ÖTV'den az olması halinde, indirilemeyen ÖTV tutarının, vergi dairesine verilecek bir dilekçeyle bu dönemdeki veya gelecek dönemlerdeki vergi (ÖTV dahil) borçlarına mahsubu ya da nakden iadesi talep edilebilecektir. Vergi dairesine verilecek dilekçe ile talep edilen mahsup veya iade işlemi, mahsubu veya iadesi talep edilen verginin beyan edilip ödendiğinin ilgili dönem ÖTV beyannamesi ve vergi dairesi kayıtlarından tespit edilmesi şartıyla yerine getirilecektir. |
İthalatta uygulanan ÖTV gümrük makbuzunda ayrıca gösterilecektir. İthalat vergilerinin maktu tutarlarda veya sabit oranlı alındığı hallerde buna ilişkin tarife, ÖTV'yi de kapsayacak şekilde tespit olunacak ve ÖTV olarak ayrıca vergi hesaplanmayacaktır.
Gümrük Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca ithalde alınan vergileri teminata bağlanarak işlem gören mallara ait ÖTV de aynı usule tabi olacaktır. Örneğin, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen mallar için ithalat vergileri teminata bağlanırsa, ÖTV de teminata bağlanarak ilgili mevzuat kapsamında takip edilecektir.
İthalde alınmayan veya eksik alınan ÖTV ile fazla veya yersiz alınan ÖTV, Gümrük Kanunu hükümleri kapsamında işlem yapılmak suretiyle düzeltilecektir.
ÖTVK’nın 16. maddesinin 4 numaralı fıkrasının Maliye Bakanlığı’na verdiği yetki uyarınca, (I) sayılı listedeki mallar için ÖTV tutarı [(B) cetvelinde yer alan malların tecil-terkin uygulamasına konu olması halinde bu işlem için öngörülen vergi tutarı dışındaki amaçlarla ithalinde uygulanacak vergi tutarı] kadar banka teminat mektubunun gümrük idaresine verilmesi, bu şekilde teminat verilmediği sürece gümrükleme işlemi yapılmaması uygun görülmüştür. Öte yandan, genel ve katma bütçeli idareler ile il özel idareleri ve sermayesinin % 51'i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlardan teminat aranmayacaktır. Ayrıca, (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların son iki yıldaki ithalinde verilen teminatlarını 1 sıra numaralı ÖTV Genel Tebliğinin (9.1./e) bölümünde belirtildiği şekilde çözdürdüğü tespit edilen mükelleflerden, aynı malların ithalinde ÖTV tutarının % 5'i oranında teminat alınacaktır.
İthalatçılar, her bir parti ithalatları için münferit banka teminat mektubu verebilecekleri gibi, ileride yapacakları ithalatlarını da kapsayacak şekilde global bir banka teminat mektubu verebileceklerdir. İthalat işlemi tamamlandıktan sonra gümrük idaresi, mezkur Tebliğ ekinde yer alan (EK:11) formu düzenleyerek on gün içinde ithalatçının bağlı olduğu vergi dairesine gönderecektir. İthal edilen malların satışına ilişkin beyan edilen ÖTV'nin ödenmesi veya tecil edilen verginin terkininden sonra düzenlenecek yine (EK:12) 'deki form, vergi dairesince ilgili gümrük idaresine gönderilecektir. Bu suretle gümrük idaresi, ödenen veya tecil edilen ÖTV tutarını dikkate alarak teminat mektubunun çözümü işlemini yapacaktır.
ÖTVK’nın 18/5 maddesi ile yürürlükten kaldırılan akaryakıt tüketim vergisine tabi malların ithalinde gümrüğe verilen teminatların değiştirilmeksizin bu bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde ÖTV için de kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, teminat verilerek ithal edilen malların vergiye tabi bir başka malın imalinde kullanılması halinde, bu işlemde Kanunun 2/3 numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca ÖTV uygulanmayacağından, bu suretle imal edilen malların satış miktarı ve buna ilişkin olarak ödenen ÖTV gümrük idaresine bildirilecek miktar olarak dikkate alınacaktır.
5766 sayılı Kanunun 19. maddesinin (e) bendi ile ÖTVK’nın 13. maddesine eklenen 4 numaralı fıkrada, ihraç edilmek üzere üretilenler hariç olmak üzere, 213 sayılı VUK’un mükerrer 257. maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiketi veya işareti olmayan veya 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 18. maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen ulusal markeri bulunmayan ya da standartlara uygun olmayan ÖTV'ye tabi malları bulundurduğu tespit edilen işyeri sahibi adına, tespit tarihindeki malların emsal bedeli veya miktarı üzerinden re'sen ÖTV tarh edileceği, tarh edilen bu verginin asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergiden az olamayacağı ve bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin olarak, 1 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin (4.3.) bölümünün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
"Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından akaryakıt alt başlığı ve istasyonlu bayilik kategorisi altında verilen bayilik lisansı bulunan veya bulunmayan iş yerlerinde veya işletmelerde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca çıkarılan Petrol Piyasasında Ulusal Marker Uygulamasına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca ulusal marker eklenme zorunluluğu getirilen mallarda ulusal marker bulunmadığı veya standartlara uygun markeri olmadığının tespiti halinde, işyeri sahibi adına re'sen ÖTV tarh edilecek ve bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.
Öte yandan büfe, dükkan, stand da dahil olmak üzere iş yerinde, ÖTVK’ya ekli (III) sayılı listede yer alan alkollü içkiler ile tütün mamullerinden 1 seri no’lu Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerde Bandrollü Ürün İzleme Sistemi Genel Tebliği uyarınca kullanılma zorunluluğu getirilen bandrolü olmayan malların bulunduğu tespit edilen iş yeri sahibi adına, tespit tarihinde bandrolsüz alkollü içkilerin emsal bedeli; bandrolsüz tütün mamullerinin ise perakende satış fiyatı üzerinden re'sen ÖTV tarh edilecektir. Bu şekilde hesaplanan vergi tutarının, söz konusu mallar için uygulanmakta olan asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergi tutarından az olması halinde, asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergi üzerinden tarhiyat yapılacaktır. Bu tarhiyatta ayrıca vergi ziyaı cezası da uygulanacaktır.
Ancak, ulusal markeri bulunmayan veya standartlara uygun olmayan mallar ile bandrolsüz malların ihraç edilmek üzere işyerinde bulundurulduğu ispat ve tevsik edilmesi şartıyla, bu mallar için Kanunun 13. maddesinin 4 numaralı fıkrası kapsamında tarhiyat yapılmayacaktır ."
Madeni yağ imal ederek ÖTVK’nın 8. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında teslim eden mükelleflerin, bu yağların imalatında hammadde olarak kullandıkları baz yağları 50.000 TL/Kg ÖTV tutarı ödeyerek satın alabilmeleri için, EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" ni haiz olmaları gerekmektedir.
Bu uygulamadan yararlanmak isteyen imalatçılar, bu Tebliğin ekinde yer alan "Talep ve Taahhütname" ile noter ya da YMM tarafından onaylanmış EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi"nin bir örneğini baz yağı satın aldıkları ÖTV mükelleflerine vereceklerdir.
Baz yağ satan ÖTV mükellefleri bu kapsamda teslim ettikleri baz yağ için 50.000 TL/Kg ÖTV hesaplayacak ve ilgili dönem ÖTV beyannamesinin 34 no.lu satırına yazmak suretiyle beyan edeceklerdir. Ayrıca baz yağ teslim ettikleri imalatçılardan aldıkları EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" nin kendilerince kaşe tatbik edilerek onaylanmış bir örneği ile "Talep ve Taahhütname" nin aslını beyanname ekinde bağlı bulundukları Vergi Dairesine vereceklerdir.
Diğer taraftan, 4760 sayılı ÖTVK’nın 12/4 numaralı fıkrası uyarınca, Kararname kapsamında satın alınan baz yağa ödenen ÖTV tutarı ile söz konusu malın normal teslimlerinde uygulanan ÖTV tutarı arasındaki fark ve bu farkın 3 aylık gecikme faizi tutarı toplamı kadar teminat alınması uygun görülmüştür. Buna göre Kararname kapsamında teslimin yapıldığı döneme ait beyanname ile birlikte baz yağ satıcısının bağlı olduğu vergi dairesine teminat verilecektir. Teminatın çözümü ise bu Tebliğde belirtilen usulüne uygun düzenlenen YMM raporunun ibrazı ve imalatta kullanılan baz yağlar için ödenmesi gereken verginin ödenmiş olması üzerine gerçekleştirilecektir.
Madeni yağ imalatçıları satın aldıkları baz yağlardan, baz yağın teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde madeni yağ imal ederek, ÖTVK’nın 8/1 numaralı fıkrası çerçevesinde teslim ettiklerini tevsik eden YMM raporunu, baz yağı satın aldıkları mükellefin ÖTV mükellefiyetinin bulunduğu vergi dairesine aynı süre içinde ibraz edeceklerdir.
Söz konusu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM'ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.
Madeni yağ imalatçılarının bu Kararname kapsamında madeni yağ üreterek ÖTVK’nın 8./1 numaralı fıkrası çerçevesinde yapacakları teslimlere ilişkin uygulama, 1 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin 9.1 no.lu bölümünde belirtilen şekilde gerçekleştirilecektir.
İmal ettikleri madeni yağı ÖTVK’nın 8. maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında teslim eden mükelleflerin, bu yağların imalatında hammadde olarak kullandıkları baz yağları 50.000TL/Kg ÖTV ödeyerek satın alabilmeleri için EPDK tarafından verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" ni haiz olmaları gerekmektedir.
Madeni yağ imalatçılarının uygulama kapsamında baz yağ satın almaları halinde, "Talep ve Taahhütname" ile YMM ya da noter tarafından onaylanmış EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" nin bir örneğini baz yağ satın aldıkları ÖTV mükellefine vermeleri gerekmektedir. Baz yağı satan ÖTV mükellefleri ise bu kapsamda teslim ettikleri baz yağ için hesaplayacakları 50.000TL/Kg ÖTV'yi, ilgili dönem beyannamesinin 35 no.lu satırına yazmak suretiyle beyan edecek, bu beyannameye madeni yağ imalatçılarından aldıkları EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" nin kendilerince kaşe tatbik edilerek onaylanmış bir örneğini ve "Talep ve Taahhütname" nin aslını ekleyeceklerdir.
Diğer taraftan, 4760 sayılı ÖTVK’nın 12. maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, Kararname kapsamında satın alınan baz yağa ödenen ÖTV tutarı ile söz konusu malın normal teslimlerinde uygulanan ÖTV tutarı arasındaki fark ve bu farkın 3 aylık gecikme faizi tutarı toplamı kadar teminat alınması uygun görülmüştür. Buna göre Kararname kapsamında teslimin yapıldığı döneme ait beyanname ile birlikte baz yağ satıcısının bağlı olduğu vergi dairesine teminat verilecektir. Teminatın çözümü ise bu Tebliğde belirtilen usulüne uygun düzenlenen YMM raporunun ibrazı ve imalatta kullanılan baz yağlar için ödenmesi gereken verginin ödenmiş olması üzerine gerçekleştirilecektir.
Madeni yağ imalatçıları satın aldıkları baz yağlardan, baz yağın teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde madeni yağ imal ederek, ÖTVK’nın 8. maddesinin (2) numaralı fıkrası çerçevesinde teslim ettiklerini tevsik eden yeminli mali müşavir raporunu, baz yağı satın aldıkları mükellefin ÖTV mükellefiyetinin bulunduğu vergi dairesine aynı süre içinde ibraz edeceklerdir.
Söz konusu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM'ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.
İmalatçıların Kararname kapsamında ürettikleri madeni yağların ÖTVK’nın 8/2 numaralı fıkrası çerçevesinde yapacakları teslimlerine ilişkin uygulama, 1 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin 9.1.2 no.lu bölümünde belirtilen şekilde gerçekleştirilecektir.
Madeni yağ imal ederek ÖTVK’nın 5/1 numaralı fıkrası kapsamında ihraç eden mükelleflerin, ihraç ettikleri bu yağların imalatında hammadde olarak kullandıkları baz yağları 50.000 TL/Kg ÖTV ödeyerek satın alabilmeleri için, EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi"ni haiz olmaları gerekmektedir.
Madeni yağ imalatçılarının uygulama kapsamında baz yağ satın almaları halinde, "Talep ve Taahhütname" ile YMM ya da noter tarafından onaylanmış EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" nin bir örneğini baz yağ satın aldıkları ÖTV mükellefine vermeleri gerekmektedir. Baz yağ satan ÖTV mükellefleri ise bu kapsamda teslim ettikleri baz yağ için 50.000TL/Kg ÖTV'yi hesaplayacak ve ilgili dönem beyannamesinin 35 no.lu satırına yazmak suretiyle beyan edecek, bu beyannameye madeni yağ imalatçılarından aldıkları EPDK’ca verilen "Madeni Yağ Lisansı" ve "Sanayi Sicil Belgesi" nin kendilerince kaşe tatbik edilerek onaylanmış bir örneğini ve "Talep ve Taahhütname" nin aslını ekleyeceklerdir.
Diğer taraftan, 4760 sayılı ÖTVK’nın 12. maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, Kararname kapsamında satın alınan baz yağa ödenen ÖTV tutarı ile söz konusu malın normal teslimlerinde uygulanan ÖTV tutarı arasındaki fark ve bu farkın 3 aylık gecikme faizi tutarı toplamı kadar teminat alınması uygun görülmüştür. Buna göre, Kararname kapsamında teslimin yapıldığı döneme ait beyanname ile birlikte baz yağ satıcısının bağlı olduğu vergi dairesine teminat verilecektir. Teminatın çözümü ise bu Tebliğde belirtilen usulüne uygun düzenlenen YMM raporunun ibrazı ve imalatta kullanılan baz yağlar için ödenmesi gereken verginin ödenmiş olması üzerine gerçekleştirilecektir.
Madeni yağ imalatçıları satın aldıkları baz yağlardan, baz yağın teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde madeni yağ imal ederek, ÖTVK’nın 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası çerçevesinde ihraç ettiklerini tevsik eden YMM raporunu, baz yağı satın aldıkları mükellefin ÖTV mükellefiyetinin bulunduğu vergi dairesine aynı süre içinde ibraz edeceklerdir. Söz konusu raporun gerek imalatta kullanılan gerekse imal edilen mala ilişkin G.T.İ.P. numarası bilgileri, bu malların stok bilgileri ve imal edilen malın teslim bilgilerini (alıcının vergi kimlik numarası, adı, soyadı veya unvanı, teslim edilen malların G.T.İ.P. numarası itibarıyla miktarı, tutarı ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nca istenecek bilgileri) kapsaması zorunludur. YMM'ler; yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle, tasdik raporunda yer alan mevzuata aykırı hususların tespit edilmesi halinde; alınması gereken vergilerden, kesilecek cezalar, hesaplanacak gecikme faizi ve zamlarından mükellefler ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.
Kararname kapsamında madeni yağ üreterek, ÖTVK’nın 5/1 numaralı fıkrası çerçevesinde yapılacak ihracat teslimlerine ilişkin uygulama, imalatçılar tarafından 1 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin 5.1.1 no.lu bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde yürütülecektir.
Kararname kapsamında madeni yağ imal edip ÖTVK’nın 8. maddesinin (1) veya (2) numaralı fıkraları ya da 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca teslim eden imalatçılar, imalatta kullandıkları baz yağına ilişkin yüklendikleri ÖTV tutarını, yine bu kapsamda teslim ettikleri madeni yağa ilişkin tahsil edilen ÖTV tutarından ÖTV Kanunun 9. maddesi hükmü uyarınca indirecekler, indirilemeyen kısmı ise imal ederek teslim ettikleri madeni yağın maliyetine kaydedeceklerdir.
Söz konusu uygulama çerçevesinde satın alınan baz yağların, yukarıda her bir bölümde ayrı ayrı belirtilen 3 aylık süreler içinde madeni yağ imalatında kullanılarak teslim edildiğinin tevsik edilmemesi halinde, baz yağın teslim tarihinde bu uygulama dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce ödenen verginin mahsubundan sonra kalan tutar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte baz yağ alıcısından tahsil olunacaktır. Ancak yukarıda anılan yeminli mali müşavir raporlarının, 3 aylık süreler içinde ibraz edilemeyeceğine ilişkin olarak baz yağ alıcısı veya yeminli mali müşavir tarafından makul mazeret bildirilmesi halinde, vergi dairesince 213 sayılı VUK’un 17. maddesine göre 3 aylık sürenin bir katını geçmemek üzere ek süre verilebilecektir.
Kararname kapsamında deniz yakıtı alabilecek deniz araçları; Türk Uluslararası Gemi Siciline veya Milli Gemi Siciline ve DTO'ya kayıtlı, kabotaj hattında çalışan, 31.7.2002 tarih ve 24832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gemi Adamları Yönetmeliğinde tanımlanan yük ve yolcu taşıyan gemiler, balıkçı gemileri, ticari yatlar ve hizmet gemileridir.
Genel ve Katma Bütçeli İdareler, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve sermayesinin % 51'i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşların sahip olduğu deniz araçları ile balıkçı gemilerinin (5590 sayılı Kanunun 9/h fıkrasında sayılan "balıkçılıkla ilgili gemi işleten firmalar" hariç), Kararname kapsamında deniz yakıtı alabilmeleri için DTO'ya kayıtlı olmaları zorunlu değildir.
Deniz yakıtı kullanacak olan deniz araçları, 16.12.1999 tarih ve 4490 sayılı Kanuna göre Türk Uluslararası Gemi Siciline ya da 31.12.1956 tarih ve 8520 sayılı Gemi Sicil Nizamnamesine göre Milli Gemi Siciline kayıtlı olmak ve Türk Bayrağını çekme hakkını devam ettirmek zorundadır.
Milli sicilden terkin edilmesi gereken ancak terkini gerçekleşmemiş veya gerçekleştirilmemiş deniz araçları, Kararname kapsamında deniz yakıtı alamazlar. Sicil terkini gerekirken terkin işlemi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na müracaat etmemiş olan gemi donatanlarına ait diğer deniz araçlarına (kiralanmış olsa dahi), Kararname kapsamında deniz yakıtı verilmez.
Sicilden terkin edilen, çıkan veya çıkarılan deniz araçlarına ait tüm bilgi, belge ve dokümanlar sicile kayıtlı bulundukları liman başkanlığına ya da Müsteşarlığa teslim edilir.
Kararname kapsamında deniz yakıtı talep edenler, her deniz aracına ait olmak üzere liman başkanlığı tarafından verilen ve DTO, liman başkanlığı ile ilgili vergi dairesince onaylanmış olan bir yakıt alım defteri kullanmak zorundadırlar. Yakıt alım defteri her yılbaşında yenilenecektir. Ancak deniz aracına ilişkin DEB'in veya balıkçılara ait avlanma ruhsatının geçerlilik sürelerinin dolması halinde, söz konusu belgelerin yeniden düzenlenmesi ve bu belgelerin asıllarının görülmesi şartıyla, belgelerin geçerlilik tarihine bağlı olarak yakıt alım defterinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından vize olunması gerekmektedir. Söz konusu bu vizenin geçerlilik tarihi yıl başını aşmayacaktır. Deniz yakıtı alacak olan balıkçı gemileri (5590 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (h) fıkrasında sayılan "balıkçılıkla ilgili gemi işleten firmalar" hariç) ile Genel ve Katma Bütçeli İdareler, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve sermayesinin % 51'i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşların sahip olduğu deniz araçlarının kullanacağı yakıt alım defterinde, DTO'nun onay şartı aranmayacaktır.
Yakıt alım defteri; deniz aracına ait genel bilgilerle ana ve yardımcı makinelerin ayrı ayrı makine gücü ( Bhp/Kw), kullanabilecekleri yakıt cinsi, bir defada ve bir yılda alabilecekleri azami deniz yakıtı miktarları, ana ve yardımcı makinelerine ait yakıt tank kapasiteleri, yıllık azami sarf kapasiteleri, personel sayısı, DEB veya Avlanma Ruhsatının geçerlilik süresi ve numarası gibi bilgileri içerir. Yakıt alım defteri sıra ve seri numarası dahilinde teselsül ettirilir ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca her deftere ayrı bir numara verilir.
Tadilat veya onarım gibi amaçlarla deniz aracının karaya çıkarılmasında ve/veya tadilat ve onarım işlemine başlanılmasından önce, yakıt alım defterine deniz aracının tadilat veya onarımının yapılacağı liman başkanlığınca bloke konulur, gerekli görülmesi halinde el konulabilir.
Tadilat yapılan deniz araçlarının yakıt tanklarında ve makinelerinde gerçekleştirilen değişikliklere ilişkin olarak, (Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Gemi Sürvey Uzmanlarınca ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli kontroller yapılarak yeni belgeler düzenlenir ve bu yeni belgelere bağlı olarak deniz aracına ait yakıt alım defterinin değişiklikler ve tespitler sayfası, liman başkanlığı ve vergi dairesi müdürlüğü tarafından onaylanır.
İlgili kurumlar veya Türk mahkemeleri tarafından seferden men edilen deniz araçlarının yakıt alım defterlerine, seferden men kararını uygulayan liman başkanlığı tarafından, seferden men kararı kalkana kadar bloke konulur, gerekli görülmesi halinde el konulabilir.
Kararnamenin uygulama usul ve esaslarına yönelik olarak, Bakanlık tarafından yayımlanan Tebliğlerde belirlenmiş usul ve esaslara uyulmaması hali ile 4.1.1961 tarih ve 213 sayılı VUK’un 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olması halinde, vergi daireleri ya da vergi incelemesine yetkili memurlar, deniz aracının deniz yakıtı alma hakkını ilgili liman başkanlığınca bloke koydurmak suretiyle geçici olarak durdurabilir veya yakıt alım defterine el koyabilir. Ayrıca, Tebliğde belirtilen usul ve esaslara aykırı durumları nedeniyle yakıt alım defterleri ilgili liman başkanlığınca bloke edilen donatanlar ve/veya kiracıları ilgili vergi dairelerine bildirilir. Bu durumda, vergi dairesi tarafından blokenin kaldırılabileceği yönünde yazı gönderilmedikçe bloke kaldırılmaz.
213 sayılı VUK’un mükerrer 257. maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye istinaden, yakıt alım defteri kayıt, muhafaza ve ibraz yönünden anılan kanun hükümleri kapsamına alınmıştır.
Deniz yakıtı uygulamasından yararlanmak isteyen deniz aracı donatanları, yakıt talep taahhütnamesini dört örnek olarak düzenlemek ve ilgili kurumlara teslim etmek zorundadırlar.
Deniz yakıtı kullanacak olan gerçek veya tüzel kişiler vergi kimlik numarasına sahip olmak zorundadırlar.
Deniz yakıtı kullanacak olan balıkçı gemileri "Avlanma Ruhsatı"na sahip olmak zorundadırlar. Avlanma ruhsatına sahip olmayan balıkçı gemileri, Kararname kapsamında deniz yakıtı kullanamazlar.
Kararname kapsamında teslim edilecek olan deniz yakıtını yalnızca, ÖTV mükellefiyetinin bulunduğu yer vergi dairesi müdürlüğünün bağlı olduğu Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından verilen ve geçerlilik süresi dolmamış olan "dağıtım izin belgesi"ni haiz (Genel ve Katma Bütçeli İdareler, İl Özel İdareleri ile sermayesinin % 51'i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar ve özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşlar için dağıtım izin belgesini haiz olma şartı aranmaz) dağıtıcılar teslim edebilirler. İlgili Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlıktan dağıtım izin belgesi talep eden dağıtıcıların 6 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğindeki şartları sağlamaları gerekmektedir.
Dağıtıcıların, müracaat tarihinde gerekli olan şartları taşımadığının sonradan anlaşılması veya dağıtım izin belgesi aldıktan sonra söz konusu belgeyi alabilmek için gerekli olan şartlardan bir ya da birkaçını ihlal etmeleri halinde, dağıtım izin belgesi ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık tarafından iptal edilecek ve dağıtıcılar vergi incelemesine sevk edilecektir.
Dağıtım izin belgeleri her yıl için 31 Aralık tarihine kadar geçerli olacak şekilde düzenlenir. Dağıtım izin belgesi düzenleyen veya iptal eden Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık, söz konusu belgelerin bir nüshasını Bakanlığın yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na da gönderir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca, ilgili Tebliğdeki usul ve esaslara aykırı durumları tespit edilen dağıtım izin belgesi sahibi firmalar Bakanlığa bildirilir.
Kararname kapsamındaki faaliyetlerini sonlandırmaları nedeniyle vermiş oldukları teminatlarını geri almak isteyen dağıtıcıların teminat çözümü işlemleri, Kararname kapsamında teslim edilmesi gereken akaryakıtların, bu Tebliğde belirlenen usul ve esaslara uygun olarak teslim edildiğini deniz yakıtı kullanıcıları nezdinde yapılacak karşıt incelemeleri de içerecek şekilde tevsik eden vergi inceleme raporu sonucuna göre yapılacaktır.
Kendilerine dağıtım izin belgesi düzenlenen dağıtıcılar, Kararname kapsamındaki teslimlerini gelecek yıllarda da devam ettirmeleri halinde, geçmiş akaryakıt teslimlerinin bu Tebliğde belirlenen usul ve esaslara uygun olup olmadığının deniz yakıtı kullanıcıları nezdinde yapılacak karşıt incelemeleri de içerecek şekilde tespit edilmesi amacıyla üç yılda bir vergi incelemesine sevk edileceklerdir.
Kararname kapsamında deniz yakıtı alacak olan vergi kimlik numarası sahibi gerçek ya da tüzel kişiler, her yıl başında yenilenecek olan yakıt talep taahhütnamesi ile DTO merkez ya da temsilciliklerine müracaat edeceklerdir. DTO, taahhütnamelerde yer alan bilgilerin uygunluğunu kontrol ederek ve gerekirse düzeltme işlemini yaptırarak, taahhütnamenin bir örneğini alacak ve yakıt alım defterini doldurup onaylayarak kullanıcıya teslim edecektir. Genel ve Katma Bütçeli İdareler, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve sermayesinin %51´i veya daha fazlası bunlara ait olan kuruluşlar, özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup hisselerinin yarısından fazlası kamuya ait olan kuruluşlar ile balıkçı gemileri için (5590 sayılı Kanunun 9. maddesinin (h) fıkrasında sayılan "balıkçılıkla ilgili gemi işleten firmalar" hariç) DTO'ya müracaat ihtiyaridir.
Yakıt alım defterinin DTO tarafından onaylanmasından sonra, yakıt talep taahhütnamesinin bir örneği ile liman başkanlığına müracaat edilecektir. DTO'dan yakıt alım defteri almamış olan balıkçı gemileri ise yakıt alım defteri alabilmek için 3 örnek olarak düzenledikleri yakıt talep taahhütnamesi ile liman başkanlığına müracaat edeceklerdir. Liman başkanlığı, deniz yakıtı kullanıcılarının deniz yakıtı kullanma taleplerini uygun bulması halinde, yakıt alım defterini onaylar. DTO tarafından onaylanan yakıt alım defterinde yer alan bilgilerin liman başkanlığı tarafından uygun bulunmaması halinde, yakıt alım defterindeki bilgiler liman başkanlığınca düzeltilerek onaylanacak ve liman başkanlıklarının onayladığı bilgiler geçerli olacaktır.
Vergi dairesi ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından gerekli görüldüğü taktirde, yakıt alım defterinde yer alan yakıt tank kapasiteleri, bir defada veya bir yılda alınabilecek azami yakıt miktarları (mt), (m3) ve yıllık azami sarf miktarları değiştirilebilir. Bu kapasite ve miktarlar, gemi tipleri, çalışma sahaları ve bölgeleri itibariyle, yıllık çalışma saatleri ve mevsimlere göre ayrı ayrı belirlenebilir. Tüm değişiklik ve tespitler, yakıt alım defterine işlenmek ve liman başkanlığı ile vergi dairesi müdürlüğü tarafından onaylanmak suretiyle geçerlilik kazanır. Deniz yakıtı kullanıcıları, yakıt alım defterinde belirlenmiş olan azami yakıt miktarlarının üzerinde deniz yakıtı alamazlar ve her yakıt tesliminde, yakıt alım defterinde alıcı için ayrılmış olan kısımları doldurarak, imzalamak zorundadırlar.
Kararname kapsamında deniz yakıtı kullanan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (ticari ve zirai kazançları gerçek usulde tespit edilmeyenler hariç), her takvim yılının ilk altı aylık 1. dönemi ve kalan altı aylık 2. döneminde kullandıkları deniz yakıtı ile gerçekleştirdikleri ticari ve zirai faaliyetlerine ilişkin olarak, yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunu, bu dönemleri takip eden ay başından itibaren 1 ay içerisinde, KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine vereceklerdir.
Kararname kapsamında teslim edilecek olan deniz yakıtını, yalnızca dağıtım izin belgesini haiz dağıtıcılar teslim edebilirler. Deniz yakıtı almak isteyen deniz araçları, yakıt alım defteri ile dağıtıcılardan yakıt talep edebileceklerdir. Dağıtıcı deniz yakıtı almak için müracaat eden deniz aracına, yakıt alım defterindeki azami miktarları aşmamak kaydıyla ve söz konusu defterin sayfa dipnotlarında yer alan açıklamalar çerçevesinde yakıt verecek, deniz yakıtının teslimine ilişkin olarak teslimat anında, yakıt alım defterini yakıtı teslim alan alıcı ile doldurarak kaşe tatbik edip imzalayacaktır. Dağıtıcılar ithal ettikleri veya imal ettikleri deniz yakıtının tesliminde, ÖTV tutarını sıfır olarak uygulayacaklar ve tahsil etmedikleri ÖTV tutarı ile yakıt alan deniz aracına ait yakıt alım defteri numarasını, düzenlenen faturada ayrıca belirteceklerdir. ÖTV tahsil etmeden teslim ettikleri deniz yakıtı miktarlarını, teslimin yapıldığı döneme ait (I) numaralı ÖTV beyannamesinin ilgili bölümüne yazarak üzerinden vergi beyan etmeyeceklerdir. Ayrıca bu beyannameye, işletme yetkililerince imzalanıp kaşe tatbik edilerek onaylanan dağıtım izin belgesinin fotokopisi ile düzenlenen faturalara ilişkin bilgileri gösteren listeyi ekleyeceklerdir.
Dağıtıcılar, rafinericilerden ÖTV ödeyerek aldıkları deniz yakıtını teslim etmeleri halinde, teslim ettikleri deniz yakıtına ilişkin olarak düzenleyecekleri faturalarda, teslim tarihindeki ÖTV tutarını teslim bedeline dahil etmeyeceklerdir. Teslim bedeline dahil edilmeyen ÖTV tutarı ile yakıt alan deniz aracına ait yakıt alım defteri numarası, faturada ayrıca belirtilecektir. Dağıtıcıların bu suretle yaptıkları teslimlere ilişkin tahsil etmediği ÖTV tutarı, rafinericilerden aldığı mallar için hesaplanacak ÖTV tutarından mahsup edilecektir. Mahsup için, aslının aynı olduğu dağıtıcı tarafından onaylanmış dağıtım izin belgesi ile teslim ettiği deniz yakıtına ilişkin düzenlediği onaylanmış fatura fotokopilerinin ekli olduğu listenin, rafinericiye verilmesi gerekmektedir. Rafinericiler, dağıtıcılara mahsuplaşma suretiyle ÖTV tahsil etmeden teslim ettiği mal miktarlarını, (I) numaralı ÖTV beyannamesinin ilgili bölümüne yazarak üzerinden vergi beyan etmeyeceklerdir. Bu mahsubun yapıldığı dönem ÖTV beyannamesine, dağıtıcının dağıtım izin belgesinin fotokopisi ile düzenlenen faturalara ilişkin bilgileri gösteren ve işletme yetkililerince imzalanıp kaşe tatbik edilerek onaylanan listeyi ekleyeceklerdir.
Dağıtıcılar aylık dönemler halinde, kararname kapsamında teslim ettikleri deniz yakıtı miktarlarının, deniz yakıtını teslim alan alıcıların vergi kimlik numarası, ad-soyad/ticaret unvanları ile yakıt alan deniz araçlarına ait yakıt alım defteri numaralarının ve tahsil edilmemiş olan ÖTV tutarlarının yer aldığı bir listeyi, takip eden ayın 10. günü akşamına kadar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın belirlediği usul ve esaslara uygun olarak göndereceklerdir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı dağıtıcılardan gelen bilgileri, deniz yakıtı kullanıcılarının kullanım kapasiteleri ile satın aldıkları miktarları yakıt cinsi bazında kontrol edip değerlendirmek suretiyle istenmesi halinde Bakanlığın ilgili birimleri ile elektronik ortamda paylaşır.
Yukarıda anılan kurum ve kuruluşlar, izin belgesi ile dağıtıcılardan izin belgesinde belirlenen azami yakıt miktarını aşmamak ve her yakıt alımında, alınan yakıt miktarını izin belgesine kaydettirmek ve dağıtıcıya izin belgesini imzalatmak kaydıyla birden fazla deniz aracı için, topluca yakıt alabileceklerdir. Vergi dairesi ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca onaylanmış olan yakıt alım defterlerinin kullanımında, defterlerin ait olduğu deniz araçlarına yapılan her deniz yakıtı teslimatında, defterin teslimata ilişkin bölümleri kurum ya da kuruluş yetkililerince doldurulacak ve imzalanacaktır. Anılan kurum ya da kuruluşlar, izin belgelerinde kendilerine topluca tahsis edilen azami yakıt miktarının üzerinde deniz yakıtı alamayacaklardır.
Kararname kapsamında deniz yakıtı kullanım hakkına sahip deniz aracının, yakıt masrafının kiracıya ait olmak şartıyla kiralanması halinde kiracı, 6 seri no’lu ÖTV Genel Tebliğinin ekinde yer alan taahhütnameyi düzenleyerek kira sözleşmesi ile birlikte, deniz aracına ilişkin yakıt alım defterini daha önce onaylamış olan liman başkanlığına müracaat edecektir. Liman başkanlığı, yakıt alım defterinin kiralama işlemine ilişkin ilgili sayfalarda yer alan bilgilerin doğruluğunu da kontrol ederek, taahhütnamenin aslı ve kira sözleşmesinin noterce onaylanmış bir örneğini muhafaza edecek, yakıt alım defterini imzalamak ve mühürlemek suretiyle onaylayarak vize verecektir.
Söz konusu onay işleminden sonra yakıt alım defterinin kullanım hakkı, kira sözleşmesinin sonuna kadar veya kira sözleşmesinin iptal edildiği tarihe kadar kiracıya aittir. Sözleşme süresinin bitmesi ya da sözleşmenin iptal edilmesi halinde, bitim tarihini veya iptal tarihini takip eden 10 gün içerisinde yakıt alım defteri, kiracı tarafından defteri onaylamış olan liman başkanlığına teslim edilecektir.
Yakıt alım defterinin, kira sözleşmesinin iptal edilmesi veya sözleşmenin süresinin sona ermesinden sonra deniz aracının donatanı tarafından yeniden kullanılabilmesi için, liman başkanlığı tarafından defterin yeniden onaylanması ve donatana kullanım için vize verilmesi gerekmektedir.
Deniz aracının donatanı veya donatanları tarafından satılması halinde, bu deniz aracına ilişkin olarak verilmiş olan yakıt alım defteri, deniz yakıtı alımı için, deniz aracının mülkiyetinin devir tarihinden itibaren kullanılamaz. Söz konusu yakıt alım defteri, mülkiyeti devreden donatan ya da donatanlar tarafından liman başkanlığına, yeni donatan adına gemi tasdiknamesi düzenlenmesi esnasında teslim edilir. Mevcut yakıt alım defteri liman başkanlığına teslim edilmediği sürece, gemi tasdiknamesi düzenlenemez. Liman başkanlığı tarafından teslim alınan yakıt alım defterinde, son alınan deniz yakıtına ilişkin bilgilerin yer aldığı satır ve sütundan defterin sonuna kadar olan tüm sayfalar, liman başkanlığı tarafından mühürlenir, imzalanır ve kırmızı mürekkepli kalem ile " İPTAL" yazılarak iptal edilir. İptal işlemi yapılan yakıt alım defteri eski donatana iade edilir.
Yukarıda yer alan açıklamalara göre, kiraya verilen, kira sözleşmesi süresi biten veya sözleşmesi iptal edilen deniz araçları ile donatanı tarafından satılan veya terkin edilen deniz araçlarının deposunda ÖTV'si sıfıra indirilmiş deniz yakıtı bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ÖTVK’nın 4/2. maddesi ve 3065 sayılı KDVK’nın 9/1. maddesi uyarınca, bu yakıta ilişkin ÖTV tutarı ile bunun üzerinden hesaplanacak KDV tutarının, aşağıdaki esaslara göre kiraya veren, kiracı, deniz aracını satan veya terkin eden donatan tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi uygun görülmüştür.
i) Sorumlu sıfatıyla yapılacak beyanda"Deniz Araçlarında Yer Alan Vergisiz Yakıtın Devrine İlişkin Beyanname" kullanılacaktır.
ii) Beyannamede, teslim edilen deniz aracında bulunan ÖTV'si sıfıra indirilmiş yakıt miktarı ile son yakıt alımı yapılan tarihte bu yakıt için geçerli olan ÖTV tutarının çarpılması suretiyle toplam ÖTV tutarı hesaplanacaktır. Teslim edilen deniz aracında bulunan yakıt miktarının son alım yapılan miktardan daha fazla olması halinde, son alım yapılan miktardan fazla olan kısım ile son alımdan bir önceki yakıt alımı tarihinde geçerli olan ÖTV tutarı çarpılarak toplam ÖTV tutarı hesaplanacaktır.
iii) Bu suretle hesaplanan toplam ÖTV tutarının %18'i de sorumlu sıfatıyla beyan edilecek toplam KDV tutarı olarak hesaplanacaktır.
iv) Beyanname, donatanı tarafından satılan aracın alıcısına, kiraya verilen aracın kiracısına, kira sözleşmesi süresi biten veya iptal edilen deniz aracının sahibine teslim edildiği, terkin edilmesi halinde ise terkin edildiği tarihi takip eden on gün içinde, vergi sorumlusunun KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verilecek, vergi de bu süre içinde ödenecektir. Vergi sorumlusunun kazancı gerçek usulde vergilendirilmeyen balıkçı olması halinde beyanname, balıkçı teknesinin bağlama limanının bulunduğu yer vergi dairesine verilecek, vergi de bu vergi dairesine ödenecektir.
v) Vergi sorumlusunun beyan ve ödemede bulunduğu vergi dairesi, yakıt alım defterinin "Defter ve/veya Deniz Aracına İlişkin Değişiklikler ve Tespitler" sayfasına şerh düşerek teslim edilen araçtaki yakıt miktarını, bunun üzerinden beyan edilip ödenen ÖTV ve KDV tutarlarını ve ödeme tarihini belirtecektir. Ayrıca, yapılan ödemeyle ilgili vergi dairesi alındısı ilgili liman başkanlığına ibraz edilecektir.
Bu şekilde teslim edilen deniz aracında bulunan ÖTV'si sıfıra indirilmiş yakıt için vergi sorumlularınca ÖTV ve KDV beyan edilip ödendiğine dair ilgili vergi dairesince yakıt alım defterine şerh düşülmemiş olması halinde, bu aracın donatanı veya kiracıları tarafından mevcut yakıt alım defteri kullanılamayacak, yeni yakıt alım defteri ve deniz aracının satışına ilişkin gemi tasdiknamesi düzenlenmeyecektir.
Kararname kapsamında teslim edilen deniz yakıtı, ait olduğu deniz aracının ihtiyacı için kullanılacak olup, bu yakıt hiçbir şekilde bir başka gerçek ya da tüzel kişiye satılamaz veya devredilemez. Ayrıca bu kapsamda alınan yakıt, aynı donatana ait olsa dahi herhangi bir amaçla başka bir deniz, kara ya da hava aracına transfer edilemez.
ÖTV'si sıfıra indirilmiş deniz yakıtı kullanıcıları ve dağıtıcılarının, Kararnamenin uygulanmasına ilişkin olarak bu Tebliğ ile belirlenen usul ve esaslara uymamaları halinde aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.
Deniz aracı için tahsis edilen ve yakıt alım defterinde belirtilen bir defada ya da yıllık olarak alınabilecek azami deniz yakıtı miktarının aşılması halinde, aşan kısım için tahsil olunmayan ÖTV tutarı ile KDV tutarı, dağıtıcı firmalardan aranılacaktır. Tahsis edilen miktarları aşan tutarda ÖTV'si sıfıra indirilmiş yakıt teslim eden dağıtıcının bu teslimleri dolayısıyla rafineri veya ithalatçı olarak ÖTV mükellefi olması halinde, fazla teslim edilen kısma ilişkin ÖTV ile bunun üzerinden hesaplanacak KDV için, bu mükellefler adına cezalı tarhiyat yapılacaktır. Dağıtıcı firmanın, tahsis edilen miktarın üzerinde teslim ettiği yakıtı ÖTV mükelleflerinden satın almış olması halinde, bu teslimlerle ilgili olarak teslim bedeline dahil edilmeyen ÖTV tutarı ile bunun üzerinden hesaplanacak KDV tutarı da, sorumlu sıfatıyla dağıtıcı firma adına tarh edilecektir.
Öte yandan, bir defada ya da yıllık olarak tahsis edilen miktardan daha fazla ÖTV'si sıfıra indirilmiş yakıt alanların yakıt alım defterlerine bloke konularak el konulacak ve KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesince (kazancı gerçek usulde vergilendirilmeyen balıkçıların, balıkçı teknesinin bağlama limanının bulunduğu yer vergi dairesince) limit aşımının yapıldığı faaliyet dönemiyle ilgili olarak kullanıcı incelemeye sevk edilecektir. İnceleme sonucu kullanıcı adına ceza uygulanması veya limit aşımına ilişkin olarak dağıtıcı firma adına yapılan tarhiyatın dışında bir tarhiyat yapılması halinde, gerek rapor uyarınca tarhedilen vergi, buna ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizi ile uygulanan cezanın, gerekse önceki paragrafta belirtildiği şekilde dağıtıcılar adına tarhedilen vergi, gecikme zammı, gecikme faizi ve cezaların ödenmesi şartıyla, yakıt alım defteri kullanıcıya iade edilecek veya yenisi düzenlenebilecektir.
Ancak, kullanıcının tahsis edilen miktarı aşan kısma ilişkin olarak, tahsis edilen miktarı aştığı tarihte yürürlükte olan ÖTV ve bunun üzerinden hesaplanan KDV tutarları toplamının üç katı tutarında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10. maddesinde (5 numaralı fıkrası hariç) sayılan teminatlardan herhangi birisini, kendisini incelemeye sevk eden vergi dairesine vermesi halinde, dağıtıcı adına yapılan tarhiyata bağlı ödeme yapılması ve/veya kullanıcı hakkında inceleme raporu düzenlenmesi beklenilmeksizin yakıt alım defteri iade edilecek veya yeni yakıt alım defteri düzenlenebilecektir.
Dağıtıcı adına yapılan tarhiyata bağlı ödemelerin yapılmış olması, kullanıcı adına düzenlenecek vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikali ve bu raporda tarhiyat yapılmış ise bu tarhiyatla ilgili ödemelerin yapılmış olması halinde, verilen teminat çözülecektir.
Düzenleme kapsamında YMM faaliyet raporlarını süresinde vermeyen deniz yakıtı kullanıcılarının yakıt alım defterlerine vergi dairesi tarafından el konulacak ve bunlara 213 sayılı VUK’un mükerrer 355. maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. Vergi daireleri bu kullanıcılardan, ilgili faaliyet dönemine ilişkin raporu 30 günlük süre içerisinde ibraz etmelerini yazılı olarak isteyecektir. 30 günlük süre içerisinde istenilen YMM faaliyet raporunu ibraz eden ve uygulanan özel usulsüzlük cezasını da ödeyen kullanıcılara, bu Tebliğde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde el konulan yakıt alım defterleri iade edilecek, yeni yakıt alım defterine ihtiyaç duymaları halinde ise yeni defter düzenlenebilecektir. Ancak 30 günlük süre içerisinde de anılan raporu vermeyen kullanıcılar ilgili dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesine sevk edilecektir. Yapılan vergi incelemesi sonucunda herhangi bir vergi tarh edilmemesi veya tarh edilen vergi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve uygulanan cezaların ödenmesi halinde, el konulan defterler iade edilecek veya yenisi verilebilecektir.
Özel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alım Defterinin zayi olması halinde kullanıcı, Türkiye genelinde yayımlanan ulusal bir gazeteye verdiği ilanla birlikte defterin zayi olduğu günü takip eden 15 gün içerisinde yakıt alım defterini onaylayan liman başkanlığına başvuracaktır. Bu başvuru üzerine liman başkanlığı, yakıt alım defterine bloke koyacak ve defterin onaylatıldığı vergi dairesine aynı iş günü içerisinde bildirecektir. Bu bildirim üzerine, yakıt alım defteri zayi olan deniz aracı ile ilgili olarak deniz yakıtı kullanıcısı vergi dairesi tarafından vergi incelemesine sevk edilecektir.
Söz konusu deniz aracı için yeni yakıt alım defteri talep edilmesi halinde, kullanıcı adına düzenlenecek olan vergi inceleme raporunda tarhiyat öngörülmediği veya tarhiyat öngörülmüş ise bu tarhiyatla ilgili ödemelerin yapıldığına dair vergi dairesinden alınacak bir yazının ilgili liman başkanlığına ibrazı kaydıyla yeni yakıt alım defteri düzenlenebilecektir.
Ancak kullanıcının, zayi olan yakıt alım defterinde belirlenmiş olan bir yılda satın alabileceği azami yakıt miktarına (m3/mt) ilişkin olarak, söz konusu defterin zayi olduğunun ilgili vergi dairesine bildirildiği tarihte yürürlükte olan ÖTV ve bunun üzerinden hesaplanan KDV tutarları toplamı kadar, 6183 Sayılı Amme Alacakla