SON DÖNEMLERDE ALINAN VERGİ YARGISI KARARLARI

-III-

Ali ÇAKMAKCI

Yeminli Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi, E. Hesap Uzmanı

"Kanunlar, Büyük Sineklerin Geçtiği Ve Küçüklerinin Yakalandığı Örümcek Ağlarıdır.

Honoré de Balzac

I-Giriş:

Vergi, çok basit ve yalın haliyle devletin ve/ya da devletten vergilendirme yetkisi alan diğer kamu idarelerinin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla kanuna dayanarak ve usûlüne uygun olarak, gerçek ve tüzel kişilerden, hukukî cebir altında, karşılıksız olarak ve geri vermemek üzere aldıkları paralar olarak kamu maliyesi içinde ifade edilen bir terminolojidir.

Devlet ya da daha genel anlamda idare ile kişiler arasında vergilendirmeden doğan ilişkilere “vergi hukuku ilişkisi” denilmekte, İdare ile mükellef arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar geneli itibariyle verginin tarh ve/ya da tahsil edilmesi aşamalarında yapılan işlemler ile ceza kesme işlemlerinden kaynaklanmaktadır.

Tarh aşamasına ilişkin uyuşmazlıklar, vergi tarhı ve/ya da ceza kesme işlemlerinde ortaya çıkan hesap ve/ya da vergilendirme hataları ile bu işlemlerin ilgiliye tebliği gibi hususlarda; tahsil aşamasına ilişkin uyuşmazlıklar ise, teminat istenmesi, tahakkuka ve/ya da ihtiyatî tahakkuka dayanan ihtiyatî haciz uygulanması, ödeme emri, haciz ve malların paraya çevrilmesi, tecil ve terkin taleplerinin reddi konularında ortaya çıkmaktadır

Vergi hukuku mükellef ile idarenin sorunlarının oldukça fazla yaşandığı kamu hukuku alanlarından biri olarak mütalaa edilmektedir. Gerçekten de özellikle İdare tarafından yapılan gerek usul, gerekse maddi vergi hataları mükellefleri yargı sürecine sürüklemektedir.

Mükellefler açısından bu hukuki sorunların özellikle usul kanununda önemli çözüm safhaları sunulsa da, çoğu zaman bu çözüm yolları yeterli ve sağlıklı sonuçlar doğurmamaktadır. Kanun düzenlemeleri, mükelleflere önemli haklar sunmakla beraber önemli düzeyde ağır yükümlülükler de getirmektedir. Özellikle bu yükümlülüklerin ihlali ise vergi ihtilafı yaratmaktadır.

Vergi Yargısı vergi uyuşmazlıklarını çözmek, çözümlemek, mükellef ile devlet arasındaki çıkar dengesini kamu yararına uygun şekilde kurmak, vergi yönetimini denetlemek ve içtihat yaratmak, hukuki güvenliğin teminatı olmak gibi temel bazı misyonları üstlenmektedir.

Her ne kadar bazı eleştirileri bünyesinde taşısa da, hukuk devletinin temel ilkeleri kapsamında “mükellef hakları” ciddi şekilde adı geçen yargı alanında önemli sonuçlara vaka kararlara gebe kalmaktadır.

Vergi davalarının konusunu çoğu zaman İdare tarafından yapılan işlemler oluşturmakla birlikte bu işlemlerin “Kesin Ve Yürütülmesi Zorunlu” bir işlem mahiyetinde olması özel önem taşımaktadır.  Bir diğer ifadeyle, yapılan bir işlemin dava konusu edilebilmesi için “icrai” nitelikte olması gerekir. İdarenin kendi iç işleyişine ilişkin “hazırlayıcı işlemler” dava konusu edilmez.

Beyan üzerine tarh edilen vergilere karşı dava açılamaz, ancak beyannameye ihtirazı kayıt koyarak dava hakkı saklı tutulabilir.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun beşinci kitabı ‘Vergi Davaları’ başlığını taşımakta olup, 377’nci maddesi uyarınca mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, haklarında idarece tarh edilen vergiler ve kesilen cezalara karşı 2576 sayılı ‘Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesinde yer alan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli vergi mahkemelerinde dava açabilmektedirler. Ayrıca, vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı da vergi mahkemelerinde dava açılabilmektedir. 

Aşağıdaki çalışmada yüzlerce yargı kararları tarafımızca incelenmiş ve belli bir detay bazında sizlere herhangi bir değerlendirme yapmaksızın sunulmaktadır. Yargı kararlarına konu işlem, eylem veya konuları incelerken ve değerlendirirken, bu vakalara ilişkin “olayların olduğu döneme ilişkin yasal mevzuatı” özel olarak dikkate almanızı önemle önermekteyiz.

Keza, yargı kararlarına konu işlem, eylem veya hukuki olguları sorgularken olayların koşullarını da “somut olay bazında” değerlendirmeniz gerekmektedir.

Yargı kararları, sizlere yargı içtihatlarının nasıl geliştiğini gösterdiği gibi, savunma mekanizmaları ve haklarımız hakkında belli referans noktaları sağlamakta; karar almakta karşılaşılabilecek olası riskleri ve sonuçlarını göstermektedir.

Daha önce “Son Dönemlerde Alınan Vergi Yargısı Kararları I Ve II” başlıklı makalenin devamı niteliğindeki çalışma aşağıda sizlere iletilmektedir:

II-Son Dönemlerde Alınmış Yargı Kararları:

21- Danıştay 3. Dairesi,

Esas No : 2006/3799,

Karar No : 2007/414

Davacının Personeli “İşe İade Etmeyerek” Yaptığı Yasal Ödemenin Ücret Mahiyetinde Vergilendirilmesine İmkan Yoktur.

  • İş Sözleşmesi İşveren Tarafından Feshedilen Davacının, Açtığı Davada Aktin Feshinin Geçersizliğine Ve Davacının İşe İadesine Karar Verildiği; Süresinde İşe İadesini İsteyen Davacının Bu İstemi Yerine Getirilmeyerek İşe Başlatılmadığı; Dört Aya Kadar Olmak Üzere Kararın Kesinleşmesine Kadar Olan Sürede Doğan Ücret Ve Hakları Dışında İşe Başlatılmaması Nedeniyle Dört Aylık Ücretinin De Tazminen Ve İş Mahkemesi Kararı Gereğince Davacıya Ödenmesi Sırasında Bu Ödemelerden Gelir Vergisi Kesintisi Yapıldığında Çekişme Bulunmamaktadır.
  • Danıştay, İşe İade Etmeyerek Çalışma İlişkisini Sona Erdiren İşveren Tarafından Yargı Kararında Öngörüldüğü İçin Ödenen Tazminat, Ücret Sayılan Ödemelerin Ortak Özelliklerini Taşımadığından, Bu Ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 61'inci Maddesi Ve 94'üncü Maddesinin Birinci Fıkrasına Bağlı (1) İşaretli Bent Uyarınca Vergi Kesintisi Yapılmasına Olanak Bulunmamaktadır.
  • Danıştay, Yargı Kararıyla İşe İadesine Karar Verilen Davacıya, Başvurusuna Rağmen İşe Başlatılmayarak İşsiz Bırakılması Nedeniyle İşverence Yapılan Bu Ödemenin; Gelir Vergisi Kanunu’nun 25'inci Maddesinin Birinci Fikrasına Baglı (1) İşaretli Bentte Vergiden Müstesna Tutulan İşsizlik Sebebiyle Verilen Tazminat Niteliğinde Olduğu Halde, 25'inci Maddede Sadece Çalışanlara Ödenen Kıdem Tazminatının 24 Aylığı Aşmayan Kısmının Vergiden Müstesna Tutulduğuna Dayanılarak Verilen Hükmün Bozulması Gerektiğine Karar Vermiştir.

22- Danıştay 4. Dairesi,

E:2012/8339

K:2016/337

Götürü Gider İndirimi İçin Belgesi Temin Edilemeyen Bir Harcamanın Olduğunun Ve Bu Harcamanın Muhasebe Kayıtlarına İntikal Ettirildiğinin İspatına Gerek Bulunmamaktadır.

  • Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesinin 1. Fıkrası Uyarınca, Ticari Kazancın Elde Edilmesi Ve İdame Ettirilmesi İçin Yapılan Ve Belgelendirilmesi Gereken Genel Giderlere İlaveten, Yurt Dışındaki İşlerle İlgili Giderlere Karşılık Olmak Üzere Hasılatın Binde Beşini Aşmamak Şartıyla Götürü Giderin Kazançtan İndirilebileceği Herhangi Bir İspat Şartına Bağlı Olmaksızın Düzenlenmiştir.
  • Götürü Gider İndirimi İçin Belgesi Temin Edilemeyen Bir Harcamanın Olduğunun Ve Bu Harcamanın Muhasebe Kayıtlarına İntikal Ettirildiğinin İspatına Gerek Bulunmamakta Olup,
  • Yurtdışı Hasılatının Binde Beşini Geçmediği Halde, Yasal Defterlere Kaydedilmeyen Yurtdışı Giderlerinin Fiilen Yapıldığının İspatlanamadığı İddiasıyla Götürü Gider Uygulamasına Tabi Tutulmaması Gerektiği Gerekçesiyle İkmalen Salınan Vergi Ve Kesilen Cezada Hukuka Uyarlık Görülmemiştir.

23- Danıştay 4. Dairesi,

E:2016/1411

K:2016/932

Yurtdışı Zarar Telafi Fonları Gelir Olarak Kazancın Tespitinde Dikkate Alınmalıdır.

  • Davacı Şirkete Yurt Dışından Zarar Telafi Fonu Adı Alanda Getirilen Paraların Aslında “Verilen Hizmetin Bedeli” Niteliğinde Olduğu Anlaşılmaktadır.
  • Söz Konusu Fonların Gelir Olarak Kanuni Defterlere Kaydedilmesi Gerektiğinden, Bu Bedellerin İlgili Dönem Kurum Kazancına Eklenmesi Yerindedir.

24- Danıştay 4. Dairesi,

E:2010/792

K: 2011/899

İmha Edilen Malların KDV Sinin Düzeltilmesi

  • Vergi Kanunlarında Zayi Olan Mal Veya Zayi Olma Kavramlarının Ne Anlama Geldiği Hususunda Bir Açıklamaya Yer Verilmemiştir. Bu Nedenle Zayi Olmanın Kelime Anlamının Ortaya Konulması Gerekir.
  • Zayi Kavramı Sözlükte, Kaybolma, Yitme, Kayıp, Yok Olmuş, Elden Çıkmış, Mahvolmuş Olarak Tanımlanmıştır.
  • Bu İtibarla, Sebebi Ne Olursa Olsun İlgili Mevzuat Uyarınca Teşkil Edilen Resmi Komisyonlar Veya Takdir Komisyonu Huzurunda İmha Edilen Malların Yitip Gittiği Açıktır.
  • Bu Çerçevede, İmha Edilen Stoklara İlişkin Olarak Yüklenilen Ve İndirim Konusu Yapılan Katma Değer Vergisi Tutarlarının İndirimlerden Çıkarılmasında Hukuka Aykırılık Görülmemiştir.

25- Danıştay 9. Dairesi,

E:2012/9423

K:2015/8802

Yurtdışı Sayılan Serbest Bölgelere Verilen Gümrük Müşavirliği Hizmetinin, 3065 Sayılı Kanunu’nun 12. Maddesi Uyarınca Yurtdışındaki Müşteriye Yurtdışında Verilen Hizmet Kapsamında Olduğunun Kabulü Gerekmektedir.

  • KDVK’nun 17/4-1 Maddesi Hükmünden, Hizmetin Serbest Bölgede Faaliyet Göstersin Ya Da Göstermesin Herhangi Bir İşletme Tarafından Yürürlükteki Mevzuata Göre Belirlenen Usul Ve Esaslara Uygun Olarak, Fiilen Serbest Bölge Sınırları İçinde İfa Edilmesi Halinde Katma Değer Vergisi İstisnası Uygulanacağı Anlaşılmaktadır.
  • KDVK’nda Mal Tesliminde Katma Değer Vergisi İstisnası İçin Serbest Bölgelerin Açıkça Sayılarak Serbest Bölgeye Yapılan Teslimlerin Yurt Dışına Yapılmış Sayılması, Ancak Hizmet İhracında Katma Değer Vergisi İstisnasında Serbest Bölge İfadesine Yer Verilmediği Görülmekteyse De Bu Durum Yurt Dışı İfadesine Siyasi Ve Coğrafi Anlam Yüklenmesi Halinde Geçerli Olmakla Birlikte Ticari Ve Ekonomik Anlamda Serbest Bölgelerin Yurt Dışı Kabul Edilmek Gerektiği Gerçeğini Değiştirmemektedir.
  • Bu Nedenle, Yurtdışı Sayılan Serbest Bölgelere Verilen Gümrük Müşavirliği Hizmetinin, 3065 Sayılı Kanunu’nun 12. Maddesi Uyarınca Yurtdışındaki Müşteriye Yurtdışında Verilen Hizmet Kapsamında Olduğunun Kabulü Gerektiğinden Serbest Bölgenin Yurtdışı Sayılmaması Nedeniyle Davacı Adına Yapılan Tarhiyatta Hukuka Aykırılık Görülmediği Gerekçesiyle Açılan Davayı Reddeden Vergi Mahkemesi Kararında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.

26- Danıştay 3. Dairesi,

E:2012/4440

K:2015/6277

SMMM Olan Davacının Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Tarafından Ödeme Emri Düzenlenmesinde Hukuka Aykırılık Bulunmamaktadır.

  • Antalya 2. Vergi Mahkemesinin Davacının, Muhasebecilik Hizmeti Sunduğu Şirketin Defterlerinde Kayıtlı Olduğu Tespit Edilen Sahte Faturalar Sebebiyle Yapılan Tarhiyattan Sorumlu Olup Olmadığı, Sorumluluğu Var İse, Bunun Ne Suretle Gerçekleşmiş Olduğu, Şirket Adına Tarhiyat Yapılıp Yapılmadığı, Tarhiyatın; Aşaması, Kesinleşmesi, Miktarı Gibi Sebeplerin Göz Önüne Alınması Gerektiğinden, Beyannamelerini İmzaladığı Asıl Borçlu Şirketin Bağlı Olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Yerine Davacının Bağlı Olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Tarafından Düzenlenen Ödeme Emrinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı Gerekçesiyle Ödeme Emri İptal Edilmiştir.
  • Olayda, Davacının Sahte Olduğu Anlaşılan Bir Kısım Faturalar İle Belgesi Temin Edilemeyen Gider Adı Altında 332.047,50- TL’yi Defterlerini Tutup Beyannamelerini İmzaladığı Şirket Kayıtlarına İntikal Ettirdiği Yolundaki Saptamaları İçeren Vergi İnceleme Raporuna Dayanılarak, Şirket Tüzel Kişiliği Adına Salınan Kurumlar Vergisi Ve Fer’ilerinden Oluşan Borçlardan Müştereken Ve Müteselsilen Sorumlu Tutularak Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Tarafından Düzenlenen Ödeme Emrine Karşı Dava Açıldığı Anlaşılmıştır.
  • Dava Konusu Ödeme Emrinin, Yukarıda Kuralına Yer Verilen Hükümler Uyarınca, Davacının Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Tarafından Düzenlenmesinde Hukuka Aykırılık Bulunmadığından, 213 Sayılı Kanun’un Mükerrer 227. Maddesi Uyarınca Davacının Sorumluluğu Bulunup Bulunmadığı Yönünde Araştırma Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerekirken, Aksi Gerekçeyle Verilen Vergi Mahkemesi Kararı Bozulmuştur.

27- Danıştay 9. Dairesi,

E:2013/10262

K:2015/4246

Otokopi Yoluyla Çoğaltılan Kağıda İlişkin Damga Vergisinde Somut Delil (Kanun Değişti)

  • Olayda, Davacı Hakkında Düzenlenen Vergi İnceleme Raporunda, Ödünç Sözleşmelerinin İki Nüsha Olarak Düzenlenmelerinin Zorunlu Olduğu, Ayrıca Davacının Kanunen Düzenlemek Zorunda Olduğu İki Nüshasının Otokopili Kağıt Kullanılmak Suretiyle Düzenlediğinden Bahisle İkinci Nüshalardan Dolayı Vergi Ziyaı Cezalı Damga Vergisi Tarhiyatı Yapılması Gerektiği Belirtilmiş İse De,
  • Davacının Sözleşmenin Bir Nüsha Bir Suret Olarak Düzenlendiği İddiası Karşısında, Var Olduğu Kabul Edilen Taraflarca Ayrıca İmzalanmış İkinci Nüshaların Düzenlendiği Hususunun Somut Olarak Tespit Edilerek Ortaya Konulmadığı,
  • Bunun Yanısıra, Otokopili Kağıt Kullanılmak Suretiyle Çoğaltılan Örneklerinin İse Sözleşmenin Taraflarınca İmzalandığına İlişkin Bir Tespite De Yer Verilmediği Görüldüğünden Otokopili Kağıt İle Çoğaltılan Örneklerinin Nüsha Olarak Kabulüne İmkan Bulunmadığı Sonucuna Varıldığından Varsayım Ve Kanaate Dayalı Olarak Yapılan Dava Konusu Vergi Ziyaı Cezalı Damga Vergisi Tarhiyatında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.

E:2015/243

K:2015/275

Vergi Hatası 213 Sayılı Kanun’un 3. Maddesinde Öngörülen Yorum Tekniklerine Başvurmadan, İlk Bakışta Anlayabileceği Açıklıktaki Vergilendirme Yanlışlıklarıdır.

  • Vergi Usul Kanunu’na Göre Vergi Yükümlülerince, Vergilendirmeye İlişkin Bir Olayın Düzeltme Yoluyla Yargı Önüne Getirilebilmesi Ve Vergi Hatasının Varlığından Söz Edilebilmesi İçin, Hukuksal Sorun Olarak Çözümlenmesi Gerekmeyen Açık Ve Mutlak Bir Hata Bulunduğunun Belirlenebilmesi Gerekir.
  • Başka Bir Anlatımla, İdareden Düzeltilmesi Talep Edilebilecek Vergi Hataları, Kendisinden Düzeltme İsteminde Bulunulan İdari Makamın Veya Uyuşmazlık Halinde Yargı Yerinin, 213 Sayılı Kanun’un 3. Maddesinde Öngörülen Yorum Tekniklerine Başvurmadan, İlk Bakışta Anlayabileceği Açıklıktaki Vergilendirme Yanlışlıklarıdır.
  • Olayda, Damga Vergisinin Konusunu Oluşturan “Talep Ve Taahhütname” Başlıklı Kağıtların Hukuki Niteliğinin Ortaya Konulabilmesi, 488 Sayılı Kanun’un 1, 4 Ve 10. Maddeleri İle Eki (I) Sayılı Tabloda Yer Alan Hükümlerin Değerlendirilmesine Ve Yorumlanmasına Bağlı Olduğundan, Uyuşmazlık, Düzeltme Ve Şikayet Kapsamında Değerlendirilemez.

29-Danıştay 4. Dairesi,

E:2013/7569

K:2016/853

Elektrik Faturalarına İstinaden Tahakkuk Ettirilen Gecikme Faizlerine İlişkin KDV Tahsil Aşamasında Beyan Edilmelidir.

  • Elektrik Dağıtım Faaliyeti İle İştigal Eden Davacı Şirketin Abonelik Sözleşmelerine Binaen, Son Ödeme Tarihine Kadar Ödenmeyen Fatura Borcu Dolayısıyla Hesaplanan Gecikme Zammı İçin Tahakkuk Aşamasında Yapılması Gereken Hasılat Kaydının Tahsil Aşamasında Yapılmak Suretiyle Katma Değer Vergisi Matrahlarının Zamanında Beyan Edilmediği Gerekçesiyle Hakkında Düzenlenen Vergi İnceleme Rapor Doğrultusunda Katma Değer Vergisi Tarhiyatı Yapılmıştır.
  • Öte Yandan, Konuyla İlgili Olarak Yayımlanan Genel Tebliğdeki “Vade Farkı Faturasının Düzenlendiği Tarih” Ve Sirkülerdeki “Alınan Bedel” Ve “Yapılan Ödemeler” Şeklindeki İfadelerin Tüketici Tarafından Fiilen Yapılmış Bir Ödemeyi İşaret Ettiği, Bu Haliyle Hem Ödeme Zamanının Belirlenerek Gecikme Yaşanan Gün Sayısının Tespiti Hem De İşletilecek Faiz Üzerinden Gecikme Zammı Tutarının Belirlenmesi Ve Dolayısıyla Gecikme Faizinden Doğan Katma Değer Vergisinin Tahakkuk Ettirilebilmesi İçin Fiili Ödemeyi Gerekli Gördüğü De Dikkate Alındığında, Davacı Şirket Adına Yapılan Vergi Ziyaı Cezalı Katma Değer Vergisi Tarhiyatında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.

30-Danıştay 4. Dairesi,

E:2011/9055

K:2014/911

Bir Hesap Döneminde Birden Fazla Taşınmaz Satışında Devamlılık Yoktur.

  • Davacı Aynı Yıl İhale Yoluyla Satın Aldığı 5 Adet Farklı Arsayı Farklı Kişilere “Aynı Yıl İçinde” Satmıştır.
  • Vergi Mahkemesince, Davacının 2008 Yılı İçerisinde Çok Sayıda Gayrimenkul Üzerinde Yine Çok Sayıda Tapu İşlemine Taraf Olduğu Ve Gayrimenkul Alım-Satım İşlemlerindeki Yoğunluğu Ticaret Boyutuna Vardırdığı Sonucuna Ulaşıldığından Davacı Adına Salınan Gelir Vergisi İle Kesilen Vergi Ziyaı Cezalarında Ve İşe Başlamayı Zamanında Bildirmemesi Nedeniyle Kesilen Usulsüzlük Cezasında Hukuka Aykırılık Bulunmadığına Karar Verildiği Anlaşılmıştır.
  • Danıştay, Uyuşmazlık Döneminde Alınan Beş Taşınmazı İhale Yoluyla Satın Alan Davacının Bu Gayrimenkulleri Aynı Dönem İçinde Satması Dışında Taşınmaz Alım Satımı Faaliyetine Yönelik Başka Bir Tespitin Bulunmaması Karşısında, Yalnızca Bir Yıl İçinde Gerçekleşen Söz Konusu Alım Satımların Devamlılık Arz Ettiğinin Kabulü Mümkün Değildir.
  • [1]  Mesleki çalışmalarımızda yer alan bilgiler belli bir konunun veya yasal düzenlemenin veyahut yargı kararlarının çok geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel olarak mükelleflere ve uygulayıcılara bilgi vermek, gündemi talip etmeye yardımcı olmak ve yorum yapmalarına yardım amacını taşımaktadır.

    Makaleleri yazıldığı dönem ve yasal düzenlemelerin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Makalelerin telif ve diğer yasal hakları doğrudan şirkete ve yazarına ait olup, atıf yapmadan veya izinsiz kullananlar hakkında her türlü yasal işlemin yapılacağını ifade ederiz.

    Çalışmalarımız profesyonel hizmetlerimizi temsil etmeyebileceği gibi, her durum ve koşulda profesyonel yaklaşımlarımızı da ifade ettiği iddia edilemez. Yaptığınız fiili/pratik çalışmalarda bu değerlendirmeler dikkate alınırken, olayların koşullarının da incelenmesi, irdelenmesi, sonuçlarının iyi analizi son derece önemlidir. Bu tür çalışmalarda mutlak suretle bir profesyonelden bilgi alınması veya danışmanlık alınmasında fayda bulunduğu düşünülmektedir. Şirketimiz tarafından iş ortalarımızın personellerimizin yetişmesi ve gelişmesinden duyduğumuz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olacağımıza dair sözümüzü tutma gayreti içinde olduğumuzu iletmek isteriz.

    “ADEN Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim  ", söz konusu çalışmaların ve içeriğindeki bilgilerin özel durum veya koşullara bağlı olarak hata içermediğine dair herhangi bir güvence vermemektedir. Mesleki çalışmaları ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluk tamamen tarafınızca üstlenildiğinin bilinmesi gerekmektedir.

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM