Hazine ve Maliye Bakanlığı, "sahte belge kullanımlarına" ilişkin vergi incelemelerinde yaklaşık 24 yıl sonra radikal bir değişikliğe giderek hem "vergi incelemesinden doğan görevlerini yerine getirmeyeceğini" ima ederek; hem de Genel Tebliğe uygun hareket etmesi zorunlu olan Vergi Müfettişleri-Yardımcılarının "Genel Tebliğe aykırı rapor ihdas etmesi"ni beyan ederek doğrudan hürriyeti bağlayıcı cezalar içeren suç raporları dahil idari işlem tesis edeceğini açıkladı.


Yani, 1 Ekime kadar olmayan "manevi unsur", 1 Ekimden sonra doğrudan varmış gibi hareket edilecek. Bir diğer ifadeyle, bilerek kullanma "asıl", bilmeden kullanma "istisna" olacak. Suçun sadece "maddi unsuru" (fiil; hareket ve netice ile bunlar arasındaki illiyet bağı) ile yetineceğini ifade etmektedir.

Aksi takdirde böyle bir açıklamaya gerek yok, zira 306 VUK Genel Tebliği ve TCK suçun unsurları halen yerli yerinde duruyor! Bir yerlere gitmiş, ülkeyi ter etmiş değiller!

"Sadece" 2024 yılında, "sadece tespit edilenler" için 19 sahte belge organizasyonu tespiti yapılmış, 2.826 mükellef düzenleyici olma nedeniyle analize tabi tutulmuş, 27.746 adet VTR düzenlenmiş, 2190 kısmen, 12.619 tamamen sahte belge düzenleme, 30 MİYB, 463 diğer gerekçelerle tespitler yapılmıştır. VTR nin sirayet ettiği mükellef sayısını da dikkate alarak bu rakamın korkunç olduğu açıktır. Eski incelemelerle bakıldığında rakamın korkunçluğu ortadadır.

Suç isnadı, kişinin kusurlu eylemlerinden sorumlu tutulabilmesi için bunun sorumluluğuna katlanabilmesi için kendisinde olması beklenen genel niteliklerdir. Sahte belge kullanan mükellefin bu durumu bilmesi, anlaması, sonuçlarını idrak etmesi ve algılamasıdır.

Suç için aranan evrensel temel unsurlar vardır, bunlardan bir tanesi dahi yoksa ortada suç yoktur. İşin esasında suçun manevi unsurunun tespiti Yargıtay Ceza Kurulu Kararlarında da açıkça olduğu üzere bağımsız mahkemelerin görevidir.

Fakat, vergi zıyaı bir kabahat olup, "kast veya kusur" ile yapılan idari işlemdir. Bu işlemin özünü oluşturan şey de manevi unsurun bizahati kendisidir. Asliye Ceza Mahkemeleri, Vergi Mahkemelerine göre daha uzmanlaşmış mahkemeleler olması nedeniyle, bu mahkemelerin tecrübelerinden faydalanmak önem arz eder.

Bu durumda, yapılması gereken şeyin açıkça sahte belge kullanımlarında yine 3 kat vergi zıyaı içeren ceza kuralının korunması, ama bağımsız mahkemelerce manevi unsurun varlığına ilişkin "kesin kararına" kadar, tek kat uygulayacak bir kanun düzenlemesinden geçtiğini ifade etmek gerekir. Aksi durumda, bilmeden, istemeden kullanan düzgün mükelleflerin hayati açıdan etkilenmelerine yol açacak sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu gerçekten çok haksız bir durumdur.

Sahte belge kullanımlarında düzenleyiciden çıkan bir takım tespitlerle sayısız mükellefi, içinde çok sayıda düzgün sayıda mükellefi de etkileyecek sayıda hukuki ihtilafla karşı karşıya kalacağız. Bu durum orta ve uzun vadede de ticari hayatı baltalayacak durumlar yaratacak ve güvensiz bir ekonomi yaratacaktır.

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM